Gülriz Sururi’ye annesinin sahnesinde veda

Sessiz sedasız toprağa karışan Gülriz Sururi, hayat arkadaşı Engin Cezzar ile birlikte Kadıköy Belediyesi tarafından düzenlenen gecede anıldı.

08 Şubat 2019 - 13:54

Usta tiyatrocu Gülriz Sururi, 31 Aralık’ta hayatını kaybetmiş, sanatçının vasiyeti üzerine cenaze töreni düzenlenmemiş, ölüm haberi toprağa verildikten sonra duyurulmuştu.  Sururi, 23 yaşında hayatını kaybeden ve Türkiye’nin ilk Müslüman opereti olan annesi Suzan Lütfullah’ın sahne aldığı Süreyya Operası’nda dostları ve sevenlerinin katıldığı bir törenle anıldı.

Tiyatro sanatçısı Selçuk Yöntem ve yazar Zeynep Oral’ın sunuculuğunu üstlendiği gecede, ikilinin rol aldığı Sokak Kızı İrma, Keşanlı Ali Destanı, Ferhat ile Şirin, Teneke, Kaldırım Serçesi gibi hafızlara kazınan oyunlarından sahneler gösterildi. Gülriz Sururi’nin müzikallerinde seslendirdiği parçaları söyleyen oyuncu Ayça Varlıer ve piyanoda Simten Şenpolat büyük beğeni topladı. Gülriz Sururi ve Engin Cezzar’ın dostları da sahnedeydi. Gülriz Sururi’nin manevi kızı Zeynep Miraç’ın yanı sıra Seçkin Selvi, Dikmen Gürün ve Aydın Engin Gülriz Sururi ve Engin Cezzar’ın ilişkilerini, tiyatroya kazandırdıklarını, toplumsal mücadelelerini anlattı.  Ali Poyrazoğu, Tilbe Saran ve Genco Erkal’ın video mesajları ile Sururi anlattı.

“TİYATROYU ÇOK SEVİYORDU”

Etkinlikte konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, geçtiğimiz yıl gerçekleşen Kadıköy Tiyatro binasının temel atma töreninde Gülriz Sururi ile yaşadığı bir diyalogu aktardı. Sururi’nin müstakil bir tiyatro binası yapılmasına yönelik duyduğu heyecanı anlatan Nuhoğlu, “Tiyatroyu çok seviyordu. Tiyatronun, sanatın, şiirin muhalif yapısının bu ülkenin geleceğini, demokrasiyi koruyacağını, iyi bir yaşam vaad edeceğini biliyordu. Kendisini saygı ve sevgiyle anıyorum” diye konuştu.

“BENDEN SONRA TUFAN DEMEK MİZACINDA YOKTU “

Gülriz Sururi’nin son 22 yılına tanıklık eden manevi kızı gazeteci Zeynep Miraç, Gülriz Sururi ve Engin Cezzar ile paylaştıklarını anlattı. Sururi’nin vasiyetini açıklayan Miraç “Tam istediği gibi, istediği şekilde karıştı toprağa. Sanki sahneden indi, yürüdü, karanlığa karıştı ve gitti. Bana hep ‘nerede’ diye soruyorlar. Engin Cezzar’la yan yana bir çınarın altındalar. Engin Cezzar’la birlikte yaşadıkları apartmanı Gülriz Sururi, Engin Cezzar Kültür Merkezi yapılmak üzere Nesin Vakfı’na bağışladı. İstanbul Kültür Sanat Vakfı(İKSV)’ye genç tiyatro topluluklarına teşvik ödülü verilmek üzere büyük bir fon bağışladı. Beyoğlu Gümüşsuyu’ndaki iki dairesini de kız çocuklarının eğitiminde kullanılmak üzere Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne(ÇYDD)  bıraktı. Benden sonra tufan demek onun mizacında yoktu. İnandığı değerler uğruna elinden geleni hem sağlığında yaptı, hem de ardında böyle bir miras bıraktı” dedi. 

“SİHİRLİ BİR KADIN”

Sururi’nin dostu, tiyatro yazarı ve eleştirmeni Seçkin Selvi de etkinliğe katılanlar arasındaydı. Selvi yaptığı konuşmada “Gülriz’i bir cümleyle nasıl anlatırım diye düşündüm. ‘Parmaklarının ucunda sihirli yıldızlar olan bir kadın’ dedim. Hani vardır ya masallarda sihirli bir değnek ucunda yıldızlar... Vurursunuz dünyalar değişir. Gülriz de öyleydi. Parmaklarındaki yıldızlar ister bir oyun ister bir kostüm, ister bir can olsun etkisini gösteriyordu. Bu dünyadan gitmiş olsa bile bence o sihir hala kendini sürdürüyor” şeklinde konuştu.

Tiyatro yazarı ve eleştirmeni, Sururi’nin bir diğer dostu Dikmen Gürün de “Tiyatro Gülriz Sururi’yi sarıp sarmalarken o da aynı şekilde tiyatroyu sarmaladı. Engin Cezzar ile birlikte 1960 yılında kurdukları Gülriz Sururi & Engin Cezzar tiyatrosunda bizler yeni kuşağın biraz öncesi ve sonrası ne güzel oyunlar izledik.  Gülriz Sururi yıllar içinde tiyatrodan ve toplumdan aldığını yine tiyatroya ve topluma verdi. Atatürk ilkelerinin yılmaz bir savunucusu olarak hep dik durdu. Daima eleştirel aklın yanındaydı. . Güçlü bir cumhuriyet kadınıydı.” dedi.

“ONLARI ALKIŞLAYALIM”

Sururi’nin ve Cezzar’ın yakın arkadaşı gazeteci Aydın Engin, Gülriz Sururi ile olan anılarından bahsetti. Engin, “Çeltik tarlasında çalışan işçilerin anlatıldığı, Yaşar Kemal’in yazdığı, çeltik işçilerini anlatan Teneke oyunu için Gülriz ‘Gerçekten o çeltik tarlasında çamura bulanan; sahiden o acıyı çekenlerden 15 kişiyi getirin ve en önce oturtun dedi.’ Oyunda 12 işçi önde arkalarında da Adana’nın ‘high’ sosyetesi vardı. Bunların arasında çeltik ağaları da vardı. Oyun bitti. Normalde tiyatroda oyuncular seyircileri selamlarlar ve biter. Gülriz Sururi oyundan sonra sahneye çıktı. ‘Biz oynadık. Çamurlara bulandığımızı söyledik, sıtmaya tutulduğumuzu söyledik.  Öyle olmadı ki bakın kupkuruyuz. Hasta da olmayacağız biz. Ama burada gerçekten ıslanan gerçekten çamura bulanan ve sıtmadan karısını, kızını, oğlunu, yavrusunu kaybeden 12 Kadirli köylüsü var. Onları alkışlayalım’ dedi. Susurluk olaylarından sonra ‘Sürekli aydınlık için 1 dakika karanlık’ eylemini hatırlarsınız. Her gece saat 9’da bir dakika süreyle insanlar ışıklarını kapatıp açarlardı. Bir gece Engin Cezzar telefon etti: ‘Sen böyle bulaşık işlere girersin var mısın bu işte?’ diye sordu. ‘Varım’ dedim. ‘Peki bana söyler misin bir dakika değil mi bu?’ diye sordu. ‘Öyle abi’ dedim. ‘Ama bu beş dakikayla başladı on dakikaya çıkardı. On dakika yakıp söndürüyor ışıkları” dedi. Sonraki karşılaşmamızda sordum. Ne dedi diye. “Aydın’a da sordum. 10 dakika değil, bir dakikaymış” dediğinde ‘Ödlekler’ demiş bizim için.”

Programın sonunda alkışlar eşliğinde uğurlanan Gülriz Sururi ve Engin Cezzar’ın fotoğrafı önüne kırmızı karanfiller bırakıldı.


ARŞİV