Gözlerini şiire yuman şair Kadıköy'de anıldı

İkinci yeni şiirinin en başarılı örnekleriyle hayatlarımızda büyük iz bırakan Cemal Süreya, ölümünün 23. yıldönümünde, o çok sevdiği Kadıköyü’nde anıldı.

17 Ocak 2013 - 14:44
 
Büşra TANRITANIR
 
Şapkası sözcüklerle dolu şair Cemal Süreya, 9 Ocak 1990’da hayata gözlerini şiirle yumdu. Ölümünden 10 yıl sonra, başta eşi Zuhal Tekkanat olmak üzere, Cemal Süreya okurları, arkadaşları, dostlarıyla kurulan “Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği”, usta şairin 23. Ölüm yıldönümünde Gençlik Yönetimi’nin de katkılarıyla “07-13 Ocak Cemal Süreya Haftası” düzenledi.  İlk kez düzenlenen Cemal Süreya Haftası, 9 Ocak Çarşamba günü, Caddebostan Kültür Merkezi Büyük Salonda düzenlenen anma ve şiir ödülleri töreniyle başladı. Törende açılış konuşmasını derneğin başkanı Aslı Durak, törenin sunumunu Celile Toyon Uysal yaptı. Cemal Süreya’ya derin sevgi ve hasretle yazılan eserlerin yarıştığı yarışmaya katılan 202 yapıt, Egemen Berköz, Mustafa Öneş, Müslim Çelik, Leyla Şahin ve Ender Ercan’dan oluşan seçici kurul tarafından değerlendirildi. Kitap Dalında Cemal Süreya Ödülü, “Bisturi Düşleri” yapıtıyla Hakan Yirik’e; Kitap Dalında Seçici Kurul Özel Ödülü, “Ölümsüzler Günü” yapıtıyla A. Ertan Mısırlı’ya, Dosya Dalında Seçici Kurul Özel Ödülü de “Benimkisi Bir Uyumsuz Ahıdır” çalışmasıyla Deniz Karanfil’e verildi. Ödül töreninin ardından tiyatro sanatçısı Hakan Gerçek, iki sezondur oynadığı “Üstü Kalsın” adlı gösterisiyle izleyiciyi yeniden Cemal Süreya’yla buluşturdu. Gençlik Yönetiminin 8. İşliğine de konuk olan Hakan Gerçek’le biz de Gazete Kadıköy olarak oyun sonrasında sohbet etme fırsatı yakaladık. 
 
-Cemal Süreya ilginiz/sevginiz nasıl ve ne zaman başladı?
Gençlik yıllarımdan beri şiire ilgi duyuyorum. Zaten 10 yıldır İş Sanat’la şiir dinletileri yapıyoruz, Atilla Birkiye’nin hazırladığı metinler doğrultusunda. Yani uzun süredir sesli şiirler okuyorum sahnede. Özellikle Cemal Süreya şiirlerini çok da severek okuyordum. O süreçte daha çok ilgimi çekmeye başladı. Şiiri sevmeye başlayınca özellikle de Cemal Süreya’ya daha fazla eğilmeye başladım. Ama bu kafamda tasarladığım bir şey değildi. Tiyatro Gerçek’in kurulum aşamasında Van Gogh’u sahneledik. Bir biyografi oyunuydu o. Bir de Türk şairini sahneye taşıyalım istedim. Bu kişinin de Cemal Süreya olması gerektiği fikrini taşıyordum. Sonra Atilla Birkiye ile konuştuk. “Üstü Kalsın” gösterisi bir oyun olmadı; bir gösteri oldu. Ustanın 1000 küsür şiirinden, düz yazılarından derlenmiş bir gösteri haline getirdik. Şiirleri, onun hayatını bir anlamda geleceğe iletiyor zaten. Cemal Süreya’yı gençliğimden beri çok severek okuyordum. Şiirlerinin çok zekice yazıldığını düşünüyorum. Şiirinde çok büyük derdi var bunu anlıyorum. Kadınları, aşkı anlatması, sosyal konuları, Türkiye’nin gerçeklerini anlatması itibariyle Cemal Süreya’yı her zaman çok sevdim.
 
-Bu gösteriyi ne kadar süredir sergiliyorsunuz? İnsanların ilgisi nasıl?
İki sezondur oynuyoruz. İlgi de fena değil aslında. Çünkü bir oyun gibi değil, şiir sonuçta. İnsanlar şiir kitabını alıp kendiyle baş başa kalıp okumayı daha çok sevebilirler. O şiire karşı bir hayal, o şaire karşı bir dünya yaratabilirler kendi içlerinde. O yüzden tehlikelidir şiir. Çünkü değişik bir sesten o şiiri duymak insanlara çok sempatik de gelmeyebilir. Ama ilgi çok güzel. Yani başladığından beri turnelere de gidiyoruz. Şiiri izleyiciye taşımak çok önemliydi. Bunu başarabildiğimizi düşünüyorum.
 
-Aynı zamanda Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği üyesisiniz ve Gençlik Yönetimi’nin işliklerine katıldınız. Peki, Cemal Süreya’yı anmak, onu yaşatmak için tiyatro oyunu dışında farklı planlarınız var mı?
Cemal Süreya’nın 40 küsur şiiri var biliyorsunuz, düz yazıları da var. Oyunun yanı sıra bir de CD’sini çıkarttık “Üstü Kalsın”ın. Keşke Cemal Süreya’ya daha çok değer verilse, keşke Cemal Süreya hayatta olsa. Fakat biz Tiyatro Gerçek olarak, Üstü Kalsın’la Cemal Süreya’ya merhaba dedik. Belki 2-3 yıl sonra başka bir yazarı sahneye taşıyabilirz. Başka bir portre olacak zaten ama bir ressam, bir şair yaptık. Bundan sonra ne gelir bilemiyorum.
  
KADIKÖY İSKELESİNE EN YAKIN ŞAİR
Cemal Süreya Haftası kapsamında 13 Ocak Pazar günü Kadıköy Belediyesi Muhtar Özkaya Halk Kütüphanesi’nde bir de söyleşi düzenlendi. “Cemal Süreya, Kadıköy ve Şiir” konulu söyleşinin konuğu şairin eşi Zuhal Tekkanat ve Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği Gençlik Yönetimiydi. Cemal Süreya ile birlikte, Kadıköy’de şu an şairin adını taşıyan sokakta yıllarca birlikte yaşayan Tekkanat, anılarını anlattı. Söyleşide Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği’nin hazırladığı iki belgeselin de gösterimi yapıldı. Tekkanat, belgesellerin ardından Cemal Süreya’nın Kadıköy’de yaşamaktan ne kadar mutlu olduğunu anlatarak “Süreya, Kadıköy İskelesi’ne en yakın şairim diyerek övünürdü” dedi. Kadıköylüler de söyleşiye yoğun ilgi gösterdi.
 
‘ÜSTÜ KALSIN’ DİYEREK GİTTİ
Cemal Süreya 1931’de o yıllarda Erzincan’a bağlı olan Pülümür ilçesinde doğdu. 1938’de Dersim İsyanı sonrasında ailesi Bilecik’e sürgün edildi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü’nü bitirdi. Maliye Bakanlığı’nda müfettiş yardımcılığı ve müfettişlik, darphane müdürlüğü, Kültür Bakanlığı’nda kültür yayınları danışma kurulu üyeliği, Orta Doğu İktisat Bankası yönetim kurulu üyeliği yaptı ve 25 yılı aşkın Türk Dil Kurumu üyeliği görevinde bulundu. Aynı zamanda yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik yaptı. İkinci yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından sayılan Cemal Süreya’nın ilk şiiri “Şarkısı Beyaz”, Mülkiye dergisinin 8 Ocak 1953 tarihli sayısında yayımlandı. Son şiirlerinden biriyse “Üstü Kalsın” idi. “Ölüyorum tanrım / Bu da oldu işte. / Her ölüm erken ölümdür / Biliyorum tanrım. / Ama, ayrıca, aldığın şu hayat / Fena değildir.../ Üstü kalsın...” diyerek 9 Ocak 1990’da Kadıköy’de vefat etti.
 
 
 
 

ARŞİV