“Haldun Taner, bugün yaşadıklarımızı anlattı”

Şair ve yazar Ataol Behramoğlu, Haldun Taner Müze Evi’nde Kadıköylülerle buluştu. Behramoğlu, şiirden siyasete, Haldun Taner’den Türk edebiyatına birçok konuya değindi

19 Aralık 2018 - 14:09

Ataol Behramoğlu, 15 Aralık Cumartesi 15.00’de Haldun Taner Müze Evi’nde, Haldun Taner’in eşi Demet Taner’in de katıldığı söyleşide Kadıköylülerle buluştu. Behramoğlu, Van Kitap Fuarı’ndan gelerek ayağının tozuyla katıldığı söyleşide ilk olarak Van’da ve diğer kitap fuarlarında yaşadıklarını anlatarak başladı:Van’da kitap fuarı vardı. Kitap fuarları olgusu önemli ve şaşırtıcı. Van öncesinde Urfa’daydım, ondan önce Manisa’daydım. Türkiye’nin her yöresinde kitap fuarları var. Dolup taşıyor desem abartı olmaz. Benim okurlarım ise kuyruklar oluşturuyor. Şaşırtıcı.”

‘DİRENENLER’ YAZI DİZİSİ BAŞLIYOR

Türkiye’deki mevcut siyasete dair de açıklamalarda bulunan Behramoğlu, “Türkiye için çok iyimser olmanın da, çok kötümser olmanın da manası yok. Birleştirici, buluşturucu olmaya özen göstermek lazım. Kaskatı olmamak lazım. Düzgün fikirleri biraraya getirmeliyiz. Aydınlanmacı insanlarımızın eksiği belki halkın içine girerek bir şey yapamamak.” dedi.

 Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yazılarına da devam eden Behramoğlu yakında gazetede ‘Direnenler’ adlı bir diziye başlanacağının müjdesini verdi: “Direnen işçileri gazeteye taşıyacaklar. Ben de Gebze’de direnen Flormar işçilerinin yanına gittim. Eskişehir’de nakliyat işçilerini de ziyaret ettim. Flormar markasını kadınlar daha iyi bilir. Orada işçiler direniyorlar ve işten atılmışlar. İşten atılmalarının tek sebebi var: sendikaya üye olmaları. Sizden ricam onlara destek olun, yanlarına gidin.”

“TEK ÇÖZÜM, ÖRGÜTLENMEK”

Türkiye’de aydınlanmayı ve Cumhuriyet değerlerini savunanların bazı yanılgıları olduğuna değinen Behramoğlu, katılımcılara tavsiyelerde bulundu: “Türkiye’de Cumhuriyeti savunanlar hep ‘Cumhuriyetin yıkılmasına izin verilmez’ diye düşündü. Ama böyle olmadı. Belki de eşyanın tabiatı da bu, gelişme de bu. Bugün tek yapmamız gereken örgütlenmek. Tek tek olmaktan kurtulmalıyız, tek çözüm bu. Dernek olur, vakıf olur, parti olur, farketmez.”

Ataol Behramoğlu, Haldun Taner hakkında Demet Taner’in yazdığı ‘Canlar Ölesi Değil’ kitabına değindi ve şunları söyledi: “Demet Taner’in Haldun Taner ile ilgili yazdığı kitap o kadar güzel, o kadar sıcak bir kitap ki; Haldun Taner, ne kadar şanslı bir kuluymuş, düşünmeden edemiyorum. Yakınların, tanıklıklarını yazmaları önemli. Nazım Hikmet hakkında yazılanlarda mesela yanlış bilgiler de yazılıyor ama onlar akıp gider.”

Haldun Taner denilince akla iki şey geldiğini söyleyen Behramoğlu, “Biri ‘Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu’ diğeri ise tabii ki ‘Keşanlı Ali Destanı’. Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu kitabına adını veren öykü de çok ilginçtir. O zamana kadar benzerine rastlanmamış bir tarzdır. Sütçü beygirinin yol açtığı hikâye, hayatın tesadüflerle dolu olduğunu gösteriyor. Bunun bir filmi yapılmadı ama başlı başına mükemmel bir sinopsis. Haldun Taner’in yenilikçi yönünü görmek için bulunmaz bir fırsat. Bir yerde hiciv, bir yerde Aziz Nesin gibi bir toplumsal eleştiri vardır.” dedi.

Behramoğlu, Haldun Taner’in ölümsüz eseri Keşanlı Ali Destanı’na özel bir vurgu yaparken “Keşanlı Ali Destanı’nda ise toplumsal eleştiriyi daha öne çıkarıyor. O yıllar, gecekondulaşma süreçlerinin olduğu zamanlar aslında bu yılları da hazırlayan yıllar. Bu eserin bu kadar tutması kesinlikle tesadüf değil. ‘Şeref meref geçici, makam baştacı. Saadetin kaynağı ne şundadır ne bunda; kesededir kasada, paradadır parada’ diye yazmıştır. Bugünkü siyasi iktidarı, bugün yaşadıklarımızı anlatmış.” diye konuştu. 

Söyleşinin sonuna doğru şiir ve edebiyatla ilgili konuşan Behramoğlu, “Şiire ilgi olmadığı gibi fiziğe, kimyaya diğer hiçbir şeye de ilgi yok. Bugünün öğrencileri duygulanacak şeyde duygulanmıyorlar, gülünecek şeye gülmüyorlar. Böyle bir gençlik yaratıldı. Mesela bakın kitapçılara şiir kitapları yok. Bestsellerlar her yerde ama şiir yok. Şiirin çevirisi her şeyden önemli. Normal bir metin çevirmekten çok farklı ve zor. Örnek vermek gerekirse, Edgar Allan Poe, ‘Aşktan daha fazla bir aşktır’ demiş. Melih Cevdet ne demiş; ‘Sevda değil, karasevda.’ Bundan daha güzel bir şey olabilir.” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Söyleşi sonunda katılımcıların sorularını cevaplayan Behramoğlu, müzisyen Haluk Şahin ile birlikte şiirlerini okudu. Etkinlik şiir ve müzik dinletisinin ardından sona erdi.


ARŞİV