Güneşli bir günde, güzel bir havada, Rıhtım’dan deniz kokularının estiği bir zamanda duyduğumuz “cemre düştü” lafının anlamını bilen pek yok… Peki nedir bu cemre düşmesi, gerçek mi yoksa inanç mı?
Bircan BİROL
Cemre en temel anlamıyla, ilkbaharın ilk zamanlarında sırasıyla havada, suda ve toprakta oluştuğu “düşünülen” sıcaklık artışına deniyor; ancak bu “düşünce” bilimsel bir temele dayanmıyor. Kelime anlamı “kor halindeki ateş” olan cemre düşmesinin, Anadolu kültürlerinde yaygın olduğu söyleniyor.
Bir halk inancı olmasına rağmen, çıktığı dönemin “meteorolojik tahminleri” doğrultusunda ortaya çıkması, cemre düşmesini tek başına inanç olmaktan çıkarıyor. Örneğin Marmara bölgesine ait istatistiklere göre, halkın “cemre düşmesi” diye nitelendirdiği tarihlerde yüzde 80 oranında ısınma meydana geliyor. 19-20 Şubat tarihlerinde havaya, 26-27 Şubat tarihlerinde suya, 5-6 Mart tarihlerinde ise toprağa düştüğüne inanılan cemrenin bir nevi halkın “ilkbahar müjdecisi” olduğu söylenebilir.
MİTOLOJİDE CEMRE
Arap kökenli kelime olduğu söylenmesine rağmen, cemrenin Anadolu kültürlerinden yaygınlaştığı da iddia ediliyor. Türk ve Altay mitolojisinde “İmre” adı verilen cinlerin toprağı, havayı ve suyu ısıttığına inanılıyor. Halk inancına göre, ilkbaharda görünüp titrek ışıklar saçarak göğe yükselen “imre”, sonra buzları eritir en son da toprağa gider. Azerbaycan kültüründe ise, ‘Nevruz’ bayramından önce yılın son çarşamba gününde yapılan “boz ayın dört çarşambası” geleneğinde adı geçen “cemle” sözcüğü de “cemre” ile aynı anlama geliyor.