Usta tiyatrocu Sinan Bengier, kalp spazmı geçirince tiryakisi olduğu sigarayı bırakma kararı aldı, ekip arkadaşları da destek için sigaraya veda ettiler. Artık daha ‘sağlıklı’ bir tiyatro olan Adım Tiyatro, Haraşo Hayatlar kabaresiyle haftasonu Kadıköylülerle buluşuyor.
Olacak O Kadar Televizyonu’nda Levent Kırca’yla birlikte çıktığı ekranda “Tam teçhizatlı kameraman Cevat Kelle” unvanıyla seyirciyi kahkahalara boğan ve geniş kitlelerce tanınan Sinan Bengier, Adım Tiyatro ile çıktığı turnede kalp spazmı geçirerek sevenlerini üzdü. Neyse ki birkaç günlük zorunlu dinlenceden sonra o çok sevdiği sahnelere döndü. Ancak bu sefer çok daha sağlıklıydı çünkü hastalık sonrası ilk yaptığı iş sigarayı bırakmak oldu. Yılların tiryakisi için çok zor bir süreç olduğunu düşünen ekip arkadaşlarıysa Bengier’e destek için sigaralarını son kez söndürdüler. Artık daha “sağlıklı” bir ekip olan Adım Tiyatro, Anadolu turnesinin ardından İstanbul’da ikinci oyunlarını 16 Ocak Pazar günü saat 16.00’da Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi Gönül Ülkü–Gazanfer Özcan Tiyatro Salonu’nda oynayacak. Yönetmenliğini usta tiyatrocular Halit Akçatepe, süpervizörlüğünü ise Zeki Alasya’nın yaptığı Haraşo Hayatlar’ın deneyimli oyuncuları Sinan Bengier, Ayberk Atilla Volkan Saraçoğlu ve Adım Tiyatro’nun kurucusu Metin Karaman ile Kozyatağı Kültür Merkezi’nde buluştuk, tiyatro salonunun kırmızı koltuklarında bol kahkahalı bir söyleşi yaptık:.
-Sinan Bey öncelikle çok geçmiş olsun. Sevenlerinizi korkuttunuz. Nasıl oldu, neredeydiniz kalp spazmı geçirdiğinizde?
Sağolasın. Ben “geçmiş olsun” denecek kadar önemli bir şey yaşadığımı düşünmüyorum ama tüm ekip arkadaşlarım “önemli bir şey var” diyince korkmaya başladım (gülüyor). Oyunun turnesi için Antalya’daydık, Böbrek Vakfı yararına iki oyun oynadık, çok da keyifliydik. Oyundan sonra bir arkadaşımızın ısrarıyla kahveye gittik. Kahvelerimizi içerken aniden bir sıkıştırma oldu, geçer diye bekledim ama geçmedi. Sonra apar topar hastaneye gittik.
-Şimdi nasılsınız peki?
İyiyim. O gün de iyiydim. Bu çenem yoğun bakımda da durmadı.
-Sizin bu durumunuz, ekip arkadaşlarınızın da önemli bir karar vermesine yol açmış. Tiryakiler sigarayı bırakmış, doğru mu?
Her şerde bir hayır vardır derler ya, aynen öyle oldu. Ben aslında o gün sigarayı bırakmaya niyetlenmiştim. Ayberk ile (Ayberk Atilla) bunu her gün konuşuyorduk. Gerçekten çok içiyorduk ve artık bazı zamanlar tadına bile varamıyorduk. Ama şimdi de inkâr etmiyorum sigarayı zaman zaman arıyorum. Dozunda içtiğiniz zaman güzel bir şey.
-Günde kaç paket tüketiyordunuz?
İki paketi buluyordu ama bizim günümüz uzun. Sabah 6.00’da kalkıyoruz, gece 01.00–02.00’yi buluyor yatışımız. Ayberk ile bunu günde 6 taneye indirelim diye çok konuştuk. Kalp spazmı geçirdiğim gün ben 4 taneye indirmiştim. Sen misin indiren dedi ve bana bir tane indirdi işte (kahkahalar).
-Volkan Bey size dönelim, siz de ekibin tiryakilerinden misiniz?
Yok, ben tiryaki değilim ama sigara içiyorum. Ben bunu ömrümün sonuna kadar içeceğimi biliyorum ama gerçekten çok fazla içmiyorum. Hele ki sevgili Sinan sevgili Ayberk bunu bıraktılar ya benim için de tamamdır artık.
-Ayberk Bey siz de Sinan Bey’in hastalığından sonra mı bıraktınız sigarayı?
Zaten Sinan’la kafamızda sürekli böyle bir plan vardı. Bir yıldır konuşuyoruz. “Çok içiyoruz, azatsak mı bıraksak mı, hadi bırakalım birlikte” falan diye diye bir türlü bırakamadık. Volkan dedi ya ömrümün sonuna kadar içeceğim diye biz Sinan’la zaten ömrümüzün sonuna kadar içeceğimizi içtik. Şimdi sigara içenlerde şöyle bir duygu vardır; sigaranın kendilerine zarar vereceğini pek düşünmezler ya da kondurmazlar. Bunun çok kötü bir şey olduğunun farkındayız. İçenler bilir bunu bırakmak gerçekten çok zor. Kafada bitirmek gerekiyor, bunun bir düşman olduğunu kabul etmek gerekiyor. İşte biz kafamızda bitiriyorduk ki Sinan acele etti bitirtmek için. O vesileyle hızlı bir şekilde bitirmiş olduk.
-Kaç gün oldu sigarayı bırakalı?
Sinan’ın 15, benim de 10 gün oldu.
-Peki, kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Sinan Bengier: Sigarayı bırakmış gibi hissediyorum. Bir değişiklik yok. Ama iştah meselesi çok fena. Seneye “tosunları” oynayacağız.
Ayberk Atilla: Sinan’la daha önce de çok defa bıraktık biz bu sigarayı ama nereye bıraktığımızı hatırlıyorduk, dönüp alıyorduk (kahkahalar).
Metin Karaman: Sinan ve Ayberk ağabeyle ilk tiyatro görüşmesine gittiğimde bana şu uyarıda bulunmuşlardı; “Aman sigara ve çaylarına karışma! Eğer müdahale edersen ikisini de kaybedersin”. Taksim’de bir kafede Sinan ağabeyle buluştuğumuzda anlaşma yapılana kadar yaklaşık 100 çay içildi. İyi para ödedim ama anlaşmayı yaptık.
13 kişilik ekibimizle turneye çıktığımızda iki kişi dışında herkes sigara içiyordu, şimdi tam tersi sadece iki kişi sigara içiyor onlara da bıraktıracağız.
-Yani artık “sağlıklı” bir Adım Tiyatro ile birlikteyiz. Bize biraz Adım Tiyatro’yu anlatır mısınız?
Metin Karaman: Ben yaklaşık 19 yıl Abdullah Şahin Nokta Tiyatrosu’na koordinatörlük yaptım. Abdullah Bey’le yollarımız ayrıldıktan sonra bir tiyatro kurmaya karar verdik, “Benim adım tiyatro” anlamındaki Adım Tiyatro’yu kurduk. 9 yıllık bir tiyatroyuz ve şimdiye kadar 8–9 oyun oynadık. Sinan, Aytekin ve Volkan ağabeylerle, bu ustalarla oynadığımız ikinci oyun “Haraşo Hayatlar”. Daha önce de “Yolumuzu Bulalım” oyununu sahneye koymuştuk. Bu yeni ekiple bir buçuk yıldır birlikteyiz. Çok keyifli, çok iyi bir ekibimiz var. Ben bu tiyatronun sahibi olmaktan keyif alıyorum ama tiyatronun asıl sahibi oyuncu ve seyircilerdir.
-Haraşo Hayatlar oyunundan bahseder misiniz? Nasıl çıktı, nerelerde oynandı?
Sinan Bengier: Biraz zor çıktı, apar topar oldu. Turneden yeni dönmüştük ki Metin yeni bir turne programıyla çıktı karşımıza. Oyunlarımızı daha çok Anadolu’da oynadığımız için oraların yerel yönetimlerinin belirlediği tarihlere uymamız gerekiyor. Dolayısıyla hızlı bir şekilde çıkardık bu oyunu ama biz çok yatkınız bu tarz oyunlara. Bir de birbirini tanıyan 4 arkadaşız, genç arkadaşlar da bize çok çabuk uyum sağladılar. Bir ayda provaları tamamladık.
-Oyunda Zeki Alasya ve Halit Akçatepe gibi ustaların emeği de var değil mi?
Sinan Bengier: Zeki ağabey süpervizörümüz oldu, Halit ağabey de oyunumuzu yönetti. Halit ağabeyi bir takım provalara çağırmadık çünkü yoruldu. Onun söylediklerini anlayıp ona göre oyunu çıkardık. Fakat bizce iyi bir iş çıkardık. Eğlenmek isteyen eğleniyor, mesaj almak isteyen alıyor. Politik bir söylemimiz yok, aşağılamak ya da övmek için bu ülkedeki bir takım odakları hedef almadık.
Metin Karaman: Çalgılı çengili absürt kabare diyoruz zaten bu oyuna. Bağlama virtüozü, şelpe ustası Muzaffer Özdemir ve gitarist Yusuf Gölet de oyunculara müziklerle eşlik ediyorlar. Çok keyifli bir ekibiz. Şu an Türkiye’de en çok turneye çıkan tiyatroyuz diyebiliriz. 2009 yılında 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde Şırnak Güçlükonak’taydık, geçen yıl da Almanya Köln’de oynadık. Haraşo Hayatlar oyunumuzu da Anadolu turnesini bitirdikten sonra İstanbul’da oynamaya başladık. İlk oyun geçen hafta Zeytinburnu’ndaydı ve salon tamamen doluydu. Seyircilerden çok güzel tepki aldık.16 Ocak’ta da Kozyatağı Kültür Merkezi’nde Kadıköylülerle buluşacağız. Kadıköy Belediyesi’ne de gazeteniz aracılığıyla teşekkür ediyorum. Burada güzelim bir salon var ve bu salonu tiyatro gruplarına açıyor. Kadıköy Belediyesi bu anlamda çok iyi bir yatırım yapmış.
-Peki, Kadıköylülerle buluşma öncesi onlara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Metin Karaman: Oyunumuza gelsinler.
Ayberk Atilla: Gelsinler de yüzlerine söyleyelim (kahkahalar).
Sinan Bengier: Biz de Kadıköylüyüz. Bu güzel salonda oynamak da izlemek de çok keyifli olur. İzleyici mutlaka bu oyuna gelmeli. Hele hele 16 Ocak Pazar günü saat 16.00’da mutlaka gelmeli!
www.kkm.gen.tr
Röportaj: Semra ÇELEBİ
Fotoğraflar: Sinem TEZER