Hayata, kadına, dayanışmaya: “Göz le bak”

Meral Gün Gültekin, Naz Gün Deste ve Dinçer Özçelik’in CKM’de açacakları “Göz le Bak” sergisi hem düşünerek bakmaya hem de kadın dayanışmasına dikkat çekiyor

18 Kasım 2021 - 14:14

Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi (CKM), 25 Kasım’da üç ressamın “Göz le Bak” isimli sergisine ev sahipliği yapacak. Meral Gün Gültekin, Naz Gün Deste ve Dinçer Özçelik’in resimlerinden oluşan sergi 1 Aralık tarihine kadar gezilebilir. Sergi öncesi üç ressamla konuştuk

* Gözle bak ne demek?

Meral Gün Gültekin: Gözle bak; düşünerek, yaşayarak bakmayı ve gönülden bakmayı esas alan bir uyarı. Bakmanın, gözlemlemenin, içselliğinde yaşanan tüm bakışların toplamı bir sergi.

* Sizi resim yapmaya iten şey neydi? Neyi çizmek istediniz?

M.G.G:

Kendimi bildim bileli resim yapıyorum. Çocukluğumda çamurlara, öğrenciliğimde kitap sayfalarına, büyüdüğümde ise kabul gören her zemine…

Resim yapmak insanın duygu, düşünce durumunu dışa vurma biçimlerinden sadece biri. İnsanın dış dünyaya açılmasında, imge, sezgi ve düşünce var etmesinin diğer insanlara ulaşmasında resim bir görev görüyor. İnsanın insanla buluşmasını sağlayan bağlantıları aktaran bir rolle diğer sanat dallarının en somut doğurganı. İnsana kendini fark ettiren, haz duygusu veren, yaşamı daha anlamlı kılan sanat yolculuğunda; başta kendime sonra da tüm doğaya sorumlulukla yaklaşan çalışmalar yapmak istedim.

Dinçer Özçelik: Beni resim çizmeye iten şey duygularım. Resim duygularınızın harmanıyla ortaya çıkıyor. 22 yıldır resim yapıyorum.

* Ne kadar zamandır resim yapıyorsunuz ve üçünüz nasıl bir araya geldiniz?

Naz Gün Deste: Çocukluğumdan beri resim yapıyorum. Duygu ve düşünce dünyam kalem, fırça ve boya ile buluşarak kağıda dökülüyor, tuvale yansıyor. Toplumdaki yaşanmışlıkları, çürümüşlükleri ve kısır döngüyü kendi bakış açım ve duygularımla yansıtmaya çalışıyorum. Bakmak ve görmek, gitmek ve kalmak gibi…

Dinçer Özçelik ortaokul arkadaşım, üniversiteden sonra tekrar bir araya geldik. Meral Gün Gültekin ise ablam. Her zaman kendime örnek aldığım, resim sevgisini bana küçüklükten itibaren aşılayan, desteğini hiç esirgemeyen biri olmuştur.

M.G.G: İki kardeş olarak ortak noktalarımızdan biri de resimdi. Bir arada resim çalışmaları yapma fırsatımız oldu. Dinçer arkadaşımızla da çalışmalarımızı sergileme olanağı bulduk.

DOĞA VE KADIN TEMASI

* Serginin teması nedir?

M.G.G: Serginin teması, doğa ve kadın başta olmak üzere içinde doğurganlığı olan her şey.

* Sergide bizi nasıl resimler bekliyor?

M.G.G: Sergide kadın, doğa, çocuk resimleri var. Hayatın çok yapılı karmaşası içinde olan birçok buluş, ışık, göz, çizgi, coşku, yaşanmışlık ve gözümüze çarpan tüm renkler var.

D.Ö: Sergide sizi keyifli üç ayrı elden, üç ayrı fırçadan, üç ayrı düşünceden tuvale yansımış resimler bekliyor.

* 25 Kasım tarihini seçmenizin özel bir nedeni var mı? Kadınlar ve yaşadıkları çizimlerinize nasıl yansıyor?

M.G.G: 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günüdür. Bugünün anlamına ve kadın bakışına dokunacak çalışmalar serginin içinde elbette var. Kadın dayanışmasının, el ele tutuşmasını anlamı sergide kendini gösteriyor.

D.Ö: Demokratik olsun diye iki kadın bir erkek olarak bir araya geldik. Kadınları karamsar ortamdan bir nebze olsun ayrılmalarını istedik. Ve kadınlarla erkekler güç birliği yapabildiğini göstermek istedik. Yani kadınla erkek şiddete başvurmadan birlikte güzel şeyler başarabiliyorlar demek istedik.

* Bir kadın ülkesi ya da ütopyası çizecek olsanız nasıl resimler çizerdiniz?

N.G.D: Sadece kadın ülkesi dengesiz olurdu. Toplumda kadını değersiz gösteren, küçümseyen, erkekleri pohpohlayan zihniyeti değiştiren resimler çizerdim.

M.G.G: Dayanışma ve üretime dayalı, eşit paylaşımlı, barışçıl, sevgi dolu, gülümseyen, şiddetsiz, pozitif resimlerle kadınları, çocukları, doğanın tüm katılımcılarının gönülden, gözden baktıkları gözler çizmek isterdim. Neşeli, mutlu, güvenli bakan gözler çizmek isterdim.

D.Ö: Ütopik bir kadın ya da erkek ülkesi olması mantıktan çok uzak. Ama ütopik kadın ülkesindeki kadınlar erkek resmi çizerlerdi. Ütopik erkek ülkesi de kadın resmi çizerlerdi diye düşünüyorum.


ARŞİV