HEM POLİTİK HEM ŞAİRANE…

Dünyaca ünlü illüstratör Gürbüz Doğan Ekşioğlu'nun Gezi direnişinden 17 Aralık Yolsuzluk operasyonuna kadar ele aldığı onlarca konu ile ilgili "hem politik hem şairane"eserleri CKM'de sergileniyor.

06 Mart 2014 - 08:44

Semra ÇELEBİ

 
Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi Sanat Galerisi, çok önemli ve dikkat çeken bir sergiye ev sahipliği yapıyor şu günlerde. Türkiye’nin en tanınmış illüstratörü, dünyanın pek çok ülkesinde sergilediği işleriyle ses getiren Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun, 2010-2013 yılları arasında yarattığı ve facebook’ta paylaştığı eserleri izleyiciyle buluşuyor.
18 Şubat’ta açılan ve fotoğraftan resme, yerleştirmeden çizime onlarca eserin yer aldığı  “Çizgi-de@GürbüzDoğanEkşioğlu” sergisi 23 Mart’a kadar görülebilecek.
Sanatçının özellikle Mayıs-Haziran 2013 Gezi direnişi sırasında yarattığı 26 eseri, serginin en ilgi çekenlerinden… Ancak sadece onlar değil; Serginin orta yerine yerleştirilen urgandan idam düğümü, 17 yaşında asılan Erdal Eren’e bir selam gönderirken, dolarlarla kaplanmış ayakkabı kutusu yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarına, makarna dolu camdan oy sandığı ise seçimlere bir gönderme niteliğinde…
Ekşioğlu’nun her eseri toplumsal muhalefetin de sesi anlamına geliyor. Sergiyi gezerken ülke tarihine ve gündemine dair bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Hayvanlardan, ağaçlara dünyanın cemi cümle canlısının hakkını savunan eserlerse zihinden çıkmayacak kadar etkileyici.

ŞAİR YA DA FİLOZOF…
Sunay Akın’ın “şair” olarak adlandırdığı, küratör Marcus Graf’ın ise “hem politik hem şairane eserler yaratan görsel bir filozof” olarak nitelediği Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Türkiye ve yurtdışında pek çok karma serginin yanı sıra, biri New York’ta olmak üzere 9 kişisel sergi açtı, bugüne kadar 23’ü uluslararası olmak üzere 64 ödül kazandı. Atlantic Monthly, New York Times gibi gazete ve dergilerin yanı sıra, New Yorker dergisinin kapağında üç kez, Forbes dergisinin kapağında bir kez çalışmaları yayınlandı. 11 Eylül 2001 saldırılarının yıldönümü baskısında New Yorker kapağında yayınlanan karikatürü ile hafızalarda yer eden özel bir başarı kazandı.
Onlarca başarılı sergiye imza atana Ekşioğlu, Gezi direnişi sırasında ise tüm yaratılarını sosyal medyada paylaşmaktan çekinmedi. Bununla ilgili serginin küratörü Marcus Graf şunları söylüyor: “www sanal ama toplumsal bir alan. Son zamanlarda yazılı ya da görsel verilerin sosyal ağlarda yayınlanmasının ve paylaşılmasının sanatçılar içinde gitgide daha önemli hale gelmesinin sebebi de budur. Gürbüz Doğan Ekşioğlu illüstrasyonlarının gücünün farkında ve sosyal ağların önemini anlıyor. Bu iki iç görünün birleşmesiyle hikâyelerini gayrı resmi, hızlı ve direkt olarak bizimle paylaşmanın etkili bir yolunu bulmuştur. Eserlerinde insanların hikayelerini anlatırken, aynı zamanda ortak geçmiş denilen harika hikayenin kritik analizinde de bulunmaktadır. Bu hikâye kahve sohbetinde, galeri ortamında ya da Facebook’ta anlatılabilir. Önemli olan hikâyeyi paylaşmak.”

“FACEBOOK BENİM İÇİN BİR PENCERE”
Hikâyesini sanal medyadan paylaşan Ekşioğlu’nun, Kadıköy Belediyesi’nin girişimiyle Caddebostan Kültür Merkezi’nde sergilenen eserlerinin görsellerinin yer aldığı bir de katalog bulunuyor. Katalogda sanatçının, küratör Graf’ın sorularını yanıtladığı röportajı da yer alıyor. İşte o röportajdan bir bölüm:

Graf:Serginin konseptinden ve o işlerin öyküsünden biraz bahsedebilir misiniz?

Ekşioğlu: İllistürasyon veya grafik bir iş, sipariş üzerine yapılan, basılan ve çoğaltılan üretimdir. Yaptıklarım sadece kendim içindir, anlatım ağır bassa da her zaman sanat tarafını yapabildiğim kadar dahil etmeye çalıştım. Bazı özel kutlamalar için yaptığım işlerim illüstrasyon konumundadır, bazı olaylar karşısında yaptığım işler karikatür ağırlıklıdır, bazıları da sanatsal kaygının ağır bastığı işlerimdir. Belli bir üslupla değil de, bir sanatçının üretimi olarak algılanması tercihimdir.
Hayata tutunmak için çok çalışmak zorundaydım, yıllar böyle geçti. Bu nedenle gezmek, tatil bana zaman kaybı gibi gelir. Okul ve zorunluluk dışı durumlar hariç evdeki atölye odamdayım. Bu yalnızlık içinde daha çok radyo dinlerim, bir de sosyal medya, facebook benim için hem bana bakılan, hem benim başka yere baktığım bir pencere oldu. 10.000 küsur bir kitle beni izleyebiliyor. Bu durum benim kendi özel medyamı oluşturmuş oldu, üretimim arttı, bir yılda 200 iş yapıp koymuşum.

“GEZİ BİR PATLAMAYDI”

Graf: Neredeyse her gün bir tane.
Ekşioğlu: Her gün bir tane ve iki tane yaptım. Buradaki olay şu, gerçekten Taksim Gezi bir patlamaydı Türkiye’de. Bu durum ağacı kesme, yeşil olayı değildi sadece. AKP iktidarı 11 yılda her şeye müdahale etmeyi sürdürdü, insanlar kendilerini sıkmış hissettiler; bunun tepkisiydi. Ben de çizgilerimle bu atmosferde düşüncelerimi paylaştım, tepkimi gösterdim. İnsan ve sanatçı olarak üzerime düşen görevi yaptım.

Graf: Bir eylem aslında bu.

Ekşioğlu: Sanatçının bir eylemi aslında bu. İşte Picasso da Guernica’yı yapmış değil mi? Yani oradaki sistemi eserinde belgelemiş. Burada ürettiklerimi görüp teşekkür edenler çok oldu, çok paylaşıldılar. Bir anne şöyle yazmış, “ Ne mutlu bize ki çocuklarımız sizin gibi hocaların elinde okuyorlar” Dua edenler oldu. Dikkatimi çeken çok az sanatçı sosyal medyada bu olaylara tepkilerini koyabildi.

Graf: Geçen ay bir sempozyumda yurt dışından gelen bir misafirimiz Gezi olayları sanat dünyamızı nasıl etkiledi diye sordu. Ben cevap olarak şunu dedim “Gezi, sanat dünyamızı durdurdu. Sanatçılar ya direkt dahil oldukları için çalışamadılar, ya da genel olarak orada yaşanmış olan görseller o kadar güçlüydü ki görsel bir cevap bulamadılar”. Dolayısıyla klasik alanda resim ve heykel ona bir cevap bulamadı. Fakat diğer alanlar, yani fotoğraf, video, illüstrasyon ve karikatür cevap bulabildiler. Mesela siz 26 tane iş yaptınız.

Ekşioğlu: Dediğim gibi en başta çizerim veya çizgiyle, görsellikle bir şeyi anlatabiliyorum. Duyarlılığımın üzerine bu özelliğim eklendiğinde böyle bir sonuç oluştu.

Graf: Herhalde o anlamda illüstrasyon iyi ve etkin bir alan.

Ekşioğlu: İllüstrasyonun görevi bir durumu görsel olarak anlatmasıdır; karikatür ise bir durumun çelişkisini mizah katarak göstermektir. Resim de bugün buna zaman zaman dahil edilebilir veya güncel sanat neredeyse anlatım üzerine kurulmuştur.

Graf: Facebook’taki paylaşımınız sizin üretiminizi nasıl etkiliyor?
Ekşioğlu: Yani Facebook olmasaydı onlar olmazdı zaten. Niye yapayım? Yaptıklarımın %80’i olmazdı.

Graf: O zaman ilginç bir özgürlük alanı orası. Yaratıcı bir özgürlük alanı.
Ekşioğlu: İnsanlar orada vicdanlarını koyuyorlar. Bakışlarını koyuyorlar. Bir şey çizmesi şart değil ama en azından yazabilir.

Graf: Fakat sergi mekânında da göreceğiz onları. Dolayısıyla etkisi farklı olacak. Nasıl olacak sizce?

Ekşioğlu: Evet… Şöyle… Ben bir yerde sergilemeyi düşünüyordum ama geniş bir mekân olması gerekiyordu. CKM Sanat Galerisi Yöneticisi Sedef Narçın sağ olsun sergi açmamı istedi, ben de bu yapıtlarımı sergilemeyi önerdim, kabul etti. Bundan dolayı CKM Sanat Galerisine, Kadıköy Belediyesi’ne teşekkür ederim. Serginin kitabının da çıkacak olması benim için çok büyük bir şans oldu, mutluyum, dilerim her şey iyi sonuçlanır.

“İNSAN HAYAL KURABİLEN HAYVANDIR”

Graf: Birçok kavramdan bahsettik. Siyasetten, toplumdan bahsettik. Ama bir kavram daha var. Bu işlerin içinde olan bir şey; ütopya... Ütopya sizin için ne anlam taşıyor?

Ekşioğlu: İnsanın en büyük özelliği hayal kurabilmesidir. Sokrates’e gönderme yaparak “insan hayal kurabilen hayvandır” diyebiliriz. Hayvan hayal kuramadığı için hayvan olarak kalmıştır. Hayal yani ütopya benim için her zaman vardır; su, ekmek kadar gereklidir. Ütopyası olmayan insan yaşamıyor demektir. İnsanları geliştiren, dünyayı değiştiren, hastalıkların çaresini bulan hayaldir. Resimlerimde kuşun bir zeytin ağacını barış azmiyle kökünden söküp uçurmasını hayal ederim ki, dünya daha güzel olsun.

Graf: O zaman siz hem illüstratör, hem sanatçı, hem de hoca olarak sanatı, gerçekliğin ötesine eleştirel bir şekilde bakabileceği için uygun bir araç olarak görüyorsunuz.

Ekşioğlu: Eğer edebiyatçı olsaydım masallarımda, hikâyelerimde, romanlarımda veya şiirlerimde yine daha dayanılır bir hayat için bir şey anlatmak isterdim. Çizme yeteneğimin öne geçmesi, aldığım eğitim bu yapımın görsel olarak oluşmasına neden olmuştur diyebilirim.

ARŞİV