İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding Enerji Grubu Şirketleri Aygaz, Opet ve Tüpraş’ın sponsorluğunda düzenlenen 21. İstanbul Tiyatro Festivali, 13-26 Kasım tarihleri arasında tiyatroseverlerle buluşacak. İlk kez 1989 yılında gerçekleştirilen, yerli ve yabancı tiyatro, dans ve performans topluluklarının izleyiciyle buluştuğu uluslararası bir etkinlik olan festival, 2002 yılından beri iki yılda bir Mayıs ayında düzenleniyordu. Festival bu sene yıllık seyrine geri dönüyor ve iki hafta boyunca ulusal ve uluslararası, klasik ve çağdaş yorumları izleyiciler ile buluşturuyor.21. İstanbul Tiyatro Festivali’nde yurtdışından 6, Türkiye’den 13 olmak üzere 19 tiyatro dans ve performans topluluğunun 55 gösterinin yanı sıra yan etkinlikler programında bulunan okuma tiyatrosu, söyleşi ve kitap tanıtımları, film gösterimleri, atölye çalışmaları ve ustalık sınıfları gibi ücretsiz etkinlikler de gerçekleştirilerek.
Yunanistan’dan ve Portekiz’den konuklar
Festival kapsamında Kadıköy’de sahnelenecek oyunlar şöyle;
Dünyaca ünlü Hollandalı romancı Herman Koch’un aynı adlı romanından uyarlanan oyun, 15 yaşındaki oğulları kuzeniyle birlikte evsiz bir kadının vahşice ölümüne sebep olan bir ailenin hayatına nasıl devam edeceği, sahip olduklarını koruma pahasına her şeyi örter mi yoksa onları ele mi verir sorusu üzerine kurulu. Seyirciyi şık bir restorana, bir akşam yemeğine davet eden oyun, orta sınıfın ikiyüzlü ahlak anlayışı ve konforunu kaybetme korkusu üzerine yoğunlaşıyor. Semaver Kumpanya’dan yönetmen Volkan M. Sarıöz’ün rejisiyle sahnelenecek olan ve Serkan Keskin, Sarp Aydınoğlu, Mustafa Kırantepe ve Sezin Bozacı’nın yetkin performanslarıyla; ironik, gerilimli ve sahici bir yüzleşme oyunu.
Shakespeare’in iktidar, ihanet, intikam, affetme ve sömürgeleştirme gibi hacimli meseleleri fantastik ve komik bir atmosferle birleştiren eğlenceli oyunu Fırtına, Shakespeare ile oyunlar oynamayı çok seven yönetmen Kemal Aydoğan’ın dokunuşlarıyla karşımıza geliyor. Oyun, yYönetmenin evvelki Shakespeare’lerinde olduğu gibi bizzat bugünün insanıyla iletişim kuruyor.
Türkiye edebiyatının insanın karanlık tarafını anlatan derin ve sessiz ustası Nahid Sırrı Örik’in, bugüne dek hiç sahnelenmeyen yapıtı İhanet, Ankara Devlet Tiyatroları tarafından Özen Yula yönetiminde sahneleniyor. Oyun, 1930’lu yılların Türkiye’sinde Ankara’da bir konakta yaşayan iki kardeş; Celal’le nişanlı olan Sacide ile Celal’e âşık olan Macide arasındaki rekabeti konu alıyor. Güzellik- çirkinlik, iyilik-kötülük, zafer- mağlubiyetin iç içe olduğu bu çekişmeli aşk hikayesinin fonunda ise Müzeyyen Senar’ın, Ankara Radyosu’nda verdiği konser yer alıyor.
Antik Yunan tiyatrosunun yaşayan efsanesi, yönetmen Theodoros Terzopoulos’un son eseri Bir Daha / Encore, usta tiyatrocunun kurucusu ve yönetmeni olduğu Attis Tiyatrosu’nun 30. yılında İstanbul’da izleyicilerle buluşuyor. Başrollerinde Attis Tiyatrosu’nun iki eşsiz oyuncusu Sophia Hill ve Antonis Myriagkos’un yer aldığı oyunda oyuncular, ellerinde tuttukları ve oyun ilerledikçe doğal uzantıları haline gelen devasa usturalarla etkileyici bir performans gerçekleştiriyor. Nefes kesici bir erotizmin sınırlarında dolaşan performans; tutkulu birleşme ve takip eden yıkımla açığa çıkan enerjisiyle, tiyatronun camdan duvarını kırarak seyirciyi tepeden tırnağa kuşatıyor.
Üçlemenin ilk oyunları olan Alarme ve Amor da festival izleyicileriyle beyazperde aracılığıyla buluşacak. Film gösterimleri Yunanca dilinde, İngilizce alt yazı ile 13 ve 14 Kasım’da Moda Sahnesi Sineması’nda ücretsiz olarak gerçekleştirilecek. Terzopoulos festivalde iki ayrı söyleşi aracılığıyla da tiyatroseverlerle buluşacak. Bunlardan biri Kadıköy’de yapılacak. 13 Kasım Pazartesi günü 16.30 -18.30 arasında Moda Sahnesi Studio’da Dikmen Gürün’ün sunuşu ve Kerem Karaboğa’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilecek olan söyleşide, Antik Yunan tragedyalarının büyük ustasını ve onun tiyatronun özüne dair yaptığı son çağrıyı bizzat Terzopoulos’un kendisinden dinleme ve günümüz tiyatrosuna dair algılarını genişletme fırsatı bulacak.
Portekizli yönetmen Pedro Penim, iki yıl önce İstanbul’a taşındığında şehrin onu Lizbon’da olduğu gibi hissettiren Türkçe’de “hüzün”, Portekizce’de “saudade” olarak tanımlanan bir duygunun peşine düştü. Kendisini İstanbul’dayken evinde hissettiren bu sözcüklerden esinlenerek, ikisi arasındaki benzerlik hakkında yazmaya başladı. Ortaya seyirciyi 2017’den başlayarak bir melankoli atlasının kılavuzluğunda zamanda yolculuğa çıkaran bir performans olan Önce / Before çıktı.
9 günde 38 film
Öte yandan, 17 Kasım’da başlayacak Uluslararası Boğaziçi Film Festivali, Türkiye ve dünya sinemasının en yeni örneklerini İstanbullu sinemaseverlerle buluşturacak, pek çok usta sinemacıyı İstanbul’da ağırlayacak. Woody Allen’dan George Clooney’e, usta isimlerin beklenen filmlerinin Türkiye prömiyerlerine evsahipliği yapacak festivalde; Brezilya’dan Hindistan’a, İran’dan Kırgızistan’a, 39 ülkeden toplam 107 film gösterilecek. Kadıköy Sineması (salon 1) gösterilecek filmler şöyle;
12.00 Süheyla - Şucaı̇yye - İki Parça – Aşk - 7 Santimetre
16.00 İyi Yolculuklar!
12.00 Hiçliğe Övgü 16.00 Marita 19.00 Değerli Vaktim 21.30 Savunma Sanatı
12.00 NOKIA: Zirveden Çöküşe 16.00 Hayatın Şiddeti 19.00 Bir Babanın Vasiyeti 21.30 Jüpiter’in Uydusu
12.00 Ölümüne Kavga-O-Son Wakhi Çobanı-Tuzlu Su İçen Köpek-Balina 52
16.00 Khibula 19.00 Efsaneye Dua Et! 21.30 Kharms
12.00 Benim Düşmanım, Benim Kardeşim 16.00 Malaria 19.00 Bulutların Ardında 21.30 İmam Jackson
12.00 Çekik 16.00 Tüfek 19.00 Sevgisiz 21.30 Eski Toprak
12.00 Güneşin Şehri 16.00 Aşkın Gözü 19.00 Rey
12.00 Stüdyo Farag 16.00 Easy 19.00 Kare 21.30 Suburbicon
19.00 Çimentonun Tadı