25 senedir Kadıköy’de yaşayan sanatçı Batuhan Parlak, ilk albümü olan “Eternal Twilight” üçlemesini yayınladı. Enstrümantal tarzda üretim yapan Parlak, yeni albümü ile insanları bulundukları ortamdan birazdan uzaklaştırabilmeyi ve insanları varoluşsal farkındalığa ulaştırabilmeyi istediğini dile getirdi. Parlak ile hem yeni albümünü hem de müzik kariyerini konuştuk.
“KÜÇÜK YAŞTA MÜZİĞE BAŞLADIM”
Müzik serüvenine nasıl başladığını anlatan Parlak, “Müzik hayatıma ailemin teşviği ile başladım, babam eski solist. İlk kez 5 yaşımdayken eve piyano alındı ve onu çalarak müzikle tanıştım. 2 sene sonra ise ud çalmaya başladım. Babamın bir dostuyla birlikte ud dersleri alarak Pendik Musiki Cemiyeti’ne gitmeye başladım. Yaklaşık 1 sene sonrasında Osman Nuri Özpekel’den ders almaya başladım. 2001 yılında Kani Karaca’nın ekibi olan İstanbul Müzik ve Sanat Topluluğu ile Amerika’ya gittik. Profesyonel sanatçılarla ilk sahneye çıkışım bu şekilde oldu. Üniversite yıllarımda Rafet El Roman, Ahmet Özhan, Emel Sayın gibi isimlerle çalıştım. Bunların dışında Ezel, Karadayı, Analar ve Anneler, İçerde dizi filmlerinde dönem müzik formlarını yeniden düzenledim. Çukur, Üç Kuruş dizi filmlerinde sahne müziklerini düzenledim. Bu süreçte özellikle Toygar Işıklı ile çalışmak benim için çok büyük bir keyifti. Kamera önü oyunculuk olarak da Çukur, Üç Kuruş, Sipahi, Teşkilat, Kulüp dizi filmlerinde rol aldım.” dedi.
“ÖNCE ÜZÜLEBİLMEMİZ LAZIM”
Parlak, müzik tarzını “evrensel dünya müziği” olarak tanımlıyor. Geleneksel müzik tavrını koruyarak teknolojinin ve yeni nesil dinleme alışkanlıklarının yanında yürümek gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “ Bana göre müziğin gitmesi gereken yer, daha global bir yapıda, kesinlikle içerisinde akustik olan bir nokta olmalı. İçerisinde ud, gitar, piyano belki vokal de olabilir. Ama mutlaka canlı bir şeyler barındırmalı. Öbür türlü tamamen teknoloji dinlemiş oluyoruz.”
Bugüne kadarki müzik çalışmalarından bahseden Parlak, “Şu ana kadar yayınladığım tüm işler Enstrümantal. Sözlü bestelerim de var fakat onları henüz yayınlamadım. İlk albümüm olan “Eternal Twilight” üçleme olarak 18 Haziran’da yayına girdi. Albümün tamamı yaklaşık 10 dakika sürüyor ve bu şekilde ruha daha çok yaklaşabildiğini düşünüyorum. Bu durum single yayınlamaktan daha sıcak geldi. Ve gerçekten üretebilen insanların albüm yapması gerektiğini düşünüyorum. Hazırda yayınlanmayı bekleyen 2 tane daha albümüm var. Bu 2 albümü yayınladıktan sonra vokalli bir çalışma yayınlamak istiyorum. Bunlar yine akustik bazlı olacak.” dedi. Parlak, Eternal Twilight albümü için şunları söyledi: “Bu hayatta hep bir güncemiz var. Belki kitap okurken, belki yürüyüş yaparken, belki araba kullanırken, belki iş yerinde çalışırken kulaklığı takıp insanları bulundukları ortamdan biraz uzaklaştırabilmek istiyorum. Çoğu insan bunu ritmik yapıyla, bir beat üzerinden yapıyor. Ben ise madalyonun öbür tarafından yaklaşmaya çalışıyorum. Daha çok hüzünlenerek, daha çok düşünerek, daha çok içlenerek… Şarkılarım mutlu olmak için dinlenecek besteler değiller. Sevincimizi doya doya yaşayabilmemiz için önce üzülebilmemiz lazım.”
“ASIL İLHAM KAYNAĞIM DOĞA”
Üretim sürecinde birçok şeyden ilham aldığını dile getiren Parlak, “Bazen bir ağaç, bazen sokakta uyuyan bir kedi, bazen de hayatımdaki insanlarla yaşadığım anlar beni etkileyebiliyor. Ancak asıl ilham kaynağım doğa. Dünya, yalnızca benim kapladığım metrekareden ya da bedenimin hacminden çok daha fazlası. En çok düşlediğim şey ise evrenin kendisi. Gözümü sadece kendime değil, doğada olan bitene çevirdiğimde, her şeyin merkezinde güneşin olduğunu fark ediyorum. Tabiat, güneş olmadan var olamaz. Bu yüzden sabah uyanan birinin “iyi ki uyandım” diyebilmesi, güneşe dönüp bir kez bakması ve ışığıyla gözlerinin kamaşması benim için çok değerli. Bestelerimde de insanlara bunu hissettirmeye çalışıyorum.” şeklinde konuştu.