İDOB'dan konserli yeni yıl mesajı:

İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 2013’ü Beethoven’ın 9.Senfonisiyle karşılıyor,

27 Aralık 2012 - 17:18
Semra ÇELEBİ

İstanbul Devlet Opera ve Balesi, yeni yılı L. V. Beethoven’in 9. Senfonisiyle kutluyor. Fulya Sanat Merkezi’nde başlayan yeni yıl konserleri 28, 29 ve 30 Aralık günleri saat 20.00’de Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda devam edecek. Tüm sanatseverlerin davetli olduğu konserde Beethoven’ın ilk kez bir senfonik eserde insan sesi kullanarak yazdığı 9.Senfonisiyle barış ve kardeşlik çağrısı yapılacak. Avrupa Birliği Marşı olarak kullanılan ve insanlığa birlik olma mesajı veren Beethoven’in 9.Senfoni eserinde, İstanbul Devlet Opera ve Bale Orkestrasını şef Naci Özgüç yönetirken, eserin koro sefliğiniyse Kevork Tavityan yapıyor. Konseri öncesi İDOB Genel Müdürü Suat Arıkan ile buluştuk, yeni yıl konserlerini ve yeni projeleri konuştuk. 
 
-İstanbul Devlet Opera ve Balesi, bu yılki yeni yıl konserini Beethoven’in “Gelin Kardeş Olalım” çağrısıyla yapıyor. 9. senfoniyi seçmenizde sizi ne etkiledi?
Kişisel ve toplumsal yıkımların yaşandığı günümüz dünyasında, “kardeşlik” kavramına, yeni yılda daha da gereksinim duyan insanlığa, IDOB olarak Beethoven’in ağzından çağrıda bulunmak istedik. Ve buradan bu talebimizi yineliyoruz: “Gelin kardeş olalım!”
 
-Bu senfoninin 2013 Türkiyesi’ne dair İDOB’ca anlamı nedir?
İstanbul Devlet Opera ve Balesi geleneksel yeni yıl konserlerini hep güleryüzlü, günümüz deyimiyle “hafif” bir programla gerçekleştirirdi.
İlk kez yeni yılı ciddi bir sanat eseriyle karşılıyoruz. Bunun çok sebebi var. Birincisi bir sanat eserinin gerekliliğini vurgulamak, ikincisi Beethoven gibi yenilikçi ve devrimci bir yaklaşımla, ilk kez insan sesini bir senfonik eserde kullanan büyük sanatçıya dikkat çekmek. Biz de yeni yılı yenilik anlayışıyla tarihe damgasını vurmuş bir başyapıtla karşılıyoruz. Bir diğer önemli sebep, Beethoven’in 9.Senfonisi’ndeki barış ve kardeşliğe olan çağrısı. Beethoven’ın, büyük şair Friedrich von Schiller’in “An die Freunde” adlı barış ve kardeşlik temalı şiirine bestelediği 9.Senfoni, insanlığı ve barışı anlatan en güzel eser olarak tanımlanmıştır.
 
YENİ YILDA YENİ SOLİSTLER
-28-30 Aralık günleri arasında her gün Süreyya Operası’nda yeni yıl konserleri vereceksiniz. Sanatseverler neyle karşılaşacak bu konserlerde?
Yeni yılı, İstanbul seyircisinin henüz tanıdığı ve tanımakta olduğu yeni seslerle karşılıyoruz. Bu seslerden Kötülüğün Döngüsü eserinde başrol oynayan Tülay Uyar, Aida operasında oynayan Stare Çelebi, yine Kötülüğün Döngüsü eserinde oynayan Onur Ertur ve Sevil Berberi’nde Figaro rolüyle on plana çıkan Alp Koksal solist olarak katıldılar. Yeni yılda yeni solistlerimizin tanıtılması acısından da farklı bir seçim oldu.
 
-İDOB olarak 2013’te neler yapmayı planlıyorsunuz? Yeni projeler var mı?
2013 yılında ön plana çıkan Şubat ayında prömiyeri gerçekleşecek Öldüren Aşk isimli bir Boşnak operası var. Bu henüz yaşayan bir besteci, Bosna’da yaşanmış, efsane olan bir aşkı anlatıyor.
Bunun dışında Mayıs ayında Mozart’ın Opera Müdürü ve Salieri’nin Önce Söz, Sonra Müzik isimli birer perdelik operaları olacak. Bu eserleri yurt dışından bir rejisor sahneye koyacak. Bu iki operada önemli nokta, İtalyan stilin ve Alman stilinin ortaya koyuluşu. Bir anlamda, Mozart ve Salieri gibi önemli bestecilerin, Alman ve İtalyan tarzındaki operalarıyla kapışması diyebiliriz.
Bale eserlerimizde de sürprizlerimiz olacak. 3 balemiz olacak. Kuğu Gölü Balesini Başakşehir Kültür Merkezinde sergileyeceğiz. Çocuk oyunlarımız yine devam edecek. CKM’de, Kozzy Kültür Merkezi’nde, geçen seneden kalma hala eskimeyen Ariadne Naxos’ta, Kötülüğün Döngüsü, La Traviata gibi eserlerimiz yine devam edecek. Yeni Yıl konserlerimiz, Verdi Yılı kapsamında Verdi konserlerimiz, Fransız Esintileri konserlerimiz bu sezon gerçekleşecek konserlerimizden bazıları.

‘SÜREYYA OPERASI VELİNİMETTİR’
-İstanbul’da yer sıkıntısı sanatçılar için büyük sorun. İDOB’un kendisine ait büyük salonlarının olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda neler yapılmalı?
Atatürk Kültür Merkezi hayattayken İstanbul gibi bir kentte 3 tane AKM savunan bizler, bugün İstanbul kentine yakışmayacak bir “salonsuzluk” yaşıyoruz. Bu yüzden tüm belediyelerden ve üniversitelerden destek istedik.Şartlar elverdiğince yerleşik sahnemiz olan Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi ve Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nin dışında İstanbul il sınırları içinde etkinlikler gerçekleştirmeye çalışıyoruz.

-Süreyya Operası İDOB için bir şans mıdır?
Velinimettir! Avrupa’daki kendi sınıfındaki tiyatroları(opera evlerini) kıskandıracak derecede büyüleyici bir sahne olarak, İstanbul sanat hayatına-küçük olmasına karşın- büyük katkı vermeye 5 yıldır devam ediyor. Kadıköy Belediyesi’ne, sadece IDOB’a değil, tüm İstanbul halkına vermiş olduğu bu sanatkârane tutum ve destek için sanatçılar ve sanatseverler adına teşekkürlerimi ve şükranlarımı, bir kez daha gazeteniz aracılığıyla yinelemek isterim.

-Bugüne kadar birçok opera eserinde rol aldınız. Ama sadece opera sanatıyla değil resim ve fotoğraf sanatıyla da ilgileniyorsunuz. Çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Müzikten önce başlamış olan resim tutkum büyük bir devinimle sürüyor. 5. kişisel resim sergimin hazırlıkları içindeyim.Lirik-dışa vurumculuk stiliyle oluşmuş, yağlıboya, akrilik, suluboya ve karışık teknik malzemelerden oluşan resimlerim, 12 Ocak- 9 Şubat tarihleri arasında Bebek, Almelek Sanat Galeri’sinde görülebilir.

-Sanatçı Suat Arıkan’ın yeni yıl planları neler?
Mançalı Şövalye, Sevil Berberi, Öldüren Aşk eserlerinde “opera şarkıcılığı”, Mozart’ın Opera Müdürü’nde, opera müdürü rolüyle “oyunculuk”, yeni sergilerde “ressam” kimliğiyle yaşama devam…
 
 

ARŞİV