İki dost, bir sahaf: Black Books & Coffee

Black Books & Coffee, yaklaşık iki yıl önce yayınevi deneyiminden doğan bir fikirle Devrim Horlu ve Burak Albayrak tarafından kuruldu. İkili, hem sahaflık hem de yayınevi çalışmalarını bir arada yürütürken, mekân kısa sürede kitap, kahve ve sohbetin buluştuğu bir yer haline geldi

13 Kasım 2025 - 16:45

Kadıköy'de bulunan Black Books & Coffee, yaklaşık iki yıl önce Devrim Horlu ve Burak Albayrak tarafından kuruldu. Yayıncılık sektöründe uzun yıllar editörlük yapan ikili, sektörde yaşadıkları zorluklar ve emek sömürüsüne karşı kendi işlerini kurma kararı aldı. Yirmi metrekarelik bu mekân, kısa sürede yalnızca bir sahaf değil, aynı zamanda kitap, kahve ve sohbetin buluştuğu bir alan haline geldi. Adını 2000’li yılların başında yayınlanan “Black Books” dizisinden alan mekân, dizinin müdavimleri sayesinde sosyal medyada da dikkat çekiyor.

“TARİHİ DOKUYA ÖZEN GÖSTERDİK”

Devrim Horlu Kadıköy’de bir sahaf açma fikrinin nasıl doğduğunu şöyle anlatıyor: “Yaklaşık beş yıl kadar editörlük yaptım. Sonrasında ortağım Burak ile birlikte kendi yayınevimizi kurmaya karar verdik ve hâlihazırda kitap yayımladığımız Muhtelif Kitap’ı kurduk. Black Books & Coffee’yi ise yaklaşık iki yıl önce açtık. Ortağımla yayınevi kurmaya karar verdiğimizde Kadıköy’de bir yer arayışına girmiştik. Tesadüf eseri buradaki kiralık ilanını gördük. Elimizde çok fazla kitap olduğu için tutacağımız yeri sahaf olarak da kullanmak istiyorduk. Burayı tuttuk ve dört ay boyunca kurulumuyla uğraştık, çünkü burası adeta bir harabeydi. Buranın tarihi yapısını ve dokusunu bozmamaya özen gösterdik.”

Black Books & Coffee, özellikle son günlerde ismiyle de popüler olmuş durumda. Horlu, “Başta buranın adını Kara Kütüphane koymayı düşünüyorduk; fakat ortağım, Black Books adında bir İngiliz komedi dizisi olduğunu söyledi. Diziyi izledik, çok hoşumuza gitti ve adını Black Books & Coffee koymaya karar verdik. Dizideki Bernard karakteriyle Burak’ın biraz ruhlarının uyuştuğunu söyleyebilirim. Dizi aslında 2000’lerde popülerdi ama yakın dönemde birden yeniden gündeme geldi. İsmin etkisiyle çok fazla turist ziyaretçimiz de oluyor. Dizinin belli ki kemik bir kitlesi var. Bu bizim için güzel bir durum çünkü özellikle buranın insanlarının bizden haberdar olmasını istiyoruz.” diye anlatıyor bu durumu.

“TAM YERİMİZİ BULDUK”

Black Books & Coffee’nin bir sahaftan öte, sohbet ve paylaşım yeri olduğuna da dikkat çeken Horlu, “Buraya gelen insanlar genellikle bizimle sohbet etmek istiyor. Şair ya da editör olduğumuzu öğrenenler bir şekilde muhabbet kurmak için geliyor, sağ olsunlar. Özellikle bergamotlu çayımızı çok seviyorlar. ‘İstanbul’da böyle sessiz, sakin bir yer mi varmış?’ diyen çok oluyor. Özellikle üniversiteli arkadaşlar gelip bizimle sohbet ediyor. Aslında buranın meselesi de bu: Yazarlarımız, şairlerimiz, dostlarımız gelsin, birlikte sohbet edelim.Yayınevi olarak kitap da yayımladığımız için dosyası olan yazarlar da geliyor; onlarla da paylaşımda bulunuyoruz.” diyor.

Moda’da ya da Yoğurtçu Parkı çevresinde oturup müdavim olan çok sayıda insan olduğunu da belirten Horlu, Kadıköylülüğüne de vurgu yapıyor: “Ben zaten doğma büyüme Kadıköylüyüm ve burası İstanbul’daki en sevdiğim bölge. Gerçekten tam yerimizi bulduğumuzu düşünüyorum. İnsanlar kitap okumak, bilgisayarlarını açıp çalışmak için de geliyorlar. Bu da zaten bizim istediğimiz bir şeydi. Burada imza günleri ve söyleşiler de düzenliyoruz. Bizim için çok yönlü ve işlevsel bir mekân oldu. İlerleyen süreçte burayı sürekli bir etkinlik alanına dönüştürmek istiyoruz. En azından düzenli olarak imza günleri yapabilmeyi hedefliyoruz. Çünkü buranın lokasyonu bu tarz etkinlikler için gerçekten çok uygun.”

“SAHAFLIK BÜYÜK BİR KÜLTÜR”

Sahaflığın büyük bir kültür olduğunu dile getiren Horlu, “Evet, biz sahaflık yapmaya çalışıyoruz ama sahaflık sadece ikinci el kitap satmak değildir. Bu işin Osmanlıcası, Ermenicesi vardır; kısacası sahaflık büyük bir kültürdür. Kadıköy’de bu konuda usta diyebileceğimiz çok kıymetli insanlar var. Biz onların geçtiği yollardan henüz geçmedik ama elimizden geleni yapıyoruz. Black Books & Coffee bizim için yaşlı bir birey gibi; kendi ihtiyaçlarını karşılıyor ama bazen bizden yardım istiyor. ” diyor.

“AYAKTA KALABİLECEK MİYİZ?”

Yayıncılık sektöründe yaşanan emek sömürüsü sebebiyle kendi işlerini kurmaya karar verdiklerini dile getiren Burak Albayrak ise, kiralara gelecek zamlardan endişeli: “Evet, burası şu anda kendini döndürebiliyor ama yeni yılda kiraya zam gelecek. Kiradan sonra ne yapacağımızı tam kestiremiyoruz; ödeyememe ihtimalimiz de var. Ayakta kalabilecek miyiz diye kaygılanıyoruz, çünkü sahaflık ve kitapçılık zor işler.”

Albayrak, gelirlerini sahaflıktan değil serbest editörlükten kazandıklarına dikkat çekerek kaygısını şu sözlerle dile getiriyor: “Ancak bu işin de riskleri var; hastalık olabilir, iş gelmeyebilir. Buraya ciddi bir emek harcıyoruz ama şu an için ekonomimize doğrudan bir katkısı yok. Tamamen gönül işi yapıyoruz diyebilirim. Buranın adı Black Books olmasaydı belki bu kadar dikkat çekmeyecektik.”

Horlu ve Albayrak, son olarak sahaf kültürünü yaşatmanın önemine değinerek özellikle Kadıköylülere çağrıda bulunuyor: “Kadıköylü komşularımız her zaman sohbet etmeye, kitap okumaya ve kahve içmeye gelebilirler. Yolları düştükçe bekleriz; müdavimlerimiz bizim için çok önemli.”


ARŞİV