-Pulitzer ödüllü ünlü besteci David Del Tredici’nin “Grand Trio” adlı eseri ilk kez Türkiye’de İstanbul Trio tarafından çalınacak. Tredici de sizi izlemeye Kadıköy’e gelecek. Nasıl hazırlandınız bu konsere?
“Grand Trio”nun icrası üç çalgı içinde türlü güçlükler içermekte. Üçümüz de farklı ülkelerde yaşadığımız için, Cem ve Deniz ile sürekli olarak internette buluşup, konferans görüşmeleriyle bu büyük eseri bir araya getirebilmek için planlar yaptık. Eseri öğrendikçe tekrar konuşup ayrıntıları tartıştık. Şimdi İstanbul’da buluştuk ve beraber çalışıyoruz.
-Grand Trio, icrası en güç piyanolu üçlülerden biri olarak gösteriliyor. İstanbul Trio için bunu eserin bestecisi Tredici’nin karşısında çalmak nasıl bir his? 31 Ocak gecesi neler yaşanacak?
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Deniz ve Cem daha önce böyle bir tecrübe yaşadılar ama ben ilk defa bestecisini tanıdığım bir eser çalacağım. Tabii ki heyecan verici bir durum. Piyanist olarak ustam, hocam, Devlet Sanatçısı Hüseyin Sermet’tir ama besteciliğe daha fazla vakit ayırmam için beni cesaretlendiren besteci “ustam” Del Tredici’nin karşısında kendi eserlerimi ve onun Grand Trio’sunu çalıyor olmak da ayrı bir heyecan sebebi. David kendisi de çok iyi bir piyanist olmasına rağmen, güçlüğü sebebiyle bu eseri çalmak istememiş. İşin ilginç tarafı David de İstanbul’da olacağı ve eserini bizden dinleyeceği için galiba bizden bile daha heyecanlı.
-Konser gecesi başka hangi eserlere yer verilecek?
Konserin ilk yarısında önce piyanolu üçlü (piano trio) için uyarlamasını yaptığım, J. S. Bach’ın ünlü “Erbarme dich mein Gott” isimli ariyasıyla başlayıp, Mozart, Beethoven ve Mendelssohn’un piyano triolarından seçme bölümler çalacağız. Arkasından Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirlerinden etkilenerek yazdığım “Sözsüz Şarkılar”ımdan “Yağmur”u ve prömiyeri 2006’da yapılan, Erkin Arslan’la beraber bestelediğimiz “Fantasy on Istanbul Tunes” isimli “müzikal şaka” ile birinci bölüm sonuçlanacak. Bu eserde Beyoğlu’nda Gezersin, Üsküdar’a Gider İken ve Nihavend Longa’nın melodilerini klasik müzik bestecilerinin eserlerinden pasajlarla eşleştirdik ve eserin başından sonuna kadar tekrar eden bir orijinal tema da sürekli duyulmakta. Fantasy on Istanbul Tunes’da klarinetçi Ecesu Sertesen de konuk sanatçımız olacak. İkinci bölümde sadece Grand Trio var.
-İstanbul Trio bundan önce neler yaptı? Biraz grubunuzdan bahseder misiniz?
Istanbul Trio’yu başka iki arkadaşla 2002’de kurmuştuk. İstanbul Festivalinde, Memet Ali Alabora ile beraber hazırladığımız Notada Yazmayanlar müzikli söyleşilerinde Istanbul Trio vardı. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi’nin 150. yıl kutlamaları için çekilen tanıtım filmi için Mozart’ın K.564, Sol Majör Trio’sunu kaydettik. Yaklaşık 2 sene süren konser hayatımız üyelerin çeşitli sebeplerle başka ülkelere dağılmasıyla tatile girmiş oldu. İlginçtir şimdiki yeni kadromuz da başka ülkelerde yaşıyor. 14 yaşından beri Notada Yazmayanların takipçisi olan küçük Deniz Toygür büyüdü, müthiş bir müzisyen oldu. Beraber birkaç konser verdik, Notada Yazmayanlar söyleşilerinde beraber çalmaya başladık ve geçtiğimiz yıl Istanbul Trio’yu tekrar canlandırmaya karar verdik. Öğrencilik yıllarımızda beraber konserler verdiğim Cem Çetinkaya ile görüştük ama Deniz’in İsviçre, Cem’in Almanya ve benim de Amerika’da yaşamam sebebiyle bu işin yürüyüp yürümeyeceği konusunda tereddütlerimiz vardı. Fakat Cem çok olumlu yaklaşarak bizi motive etti ve Istanbul Trio tekrar konser hayatına başladı. Oda Müziği topluluklarının sürdürülebilmesi için aile gibi olmak gerekiyor, neredeyse elimde büyüdü diyebileceğim Deniz ve yıllarca görüşmememize rağmen aynı sıcak dostluğu koruduğumuz Cem ile bu ruhu yakaladık ve güzel konserler bizi bekliyor.
-İstanbul Trio’dan yeni sürprizler de var mı? Yine sizden farklı ve yenilikçi konser haberleri alacak mıyız?
David Del Tredici’nin bize ithafen yazacağı bir eserin müjdesini aldık geçenlerde! Benim yeni “Sözsüz Şarkılar”ım da repertuvarımızın demirbaşlarından olacak haliyle; devamlı yeni sözsüz şarkılar ekleniyor. Bunlardan bazıları sürpriz isimlerin şiirleri üzerine olacak. Bu isimler sinema ve televizyon dünyasından tanınan yakın arkadaşlarım. Anlatıcılı eserler, müziği başka disiplinlerle birleştirdiğimiz ilginç projeler de var. Klasik repertuvarı çaldığımız konserlerde ise içerik açısından olmasa da sunum açısından yenilikler olacak.
-Son olarak CKM’deki konserle ilgili Kadıköy’lülere ne söylemek istersiniz?
CKM’deki konserin başlığı “Usta ve Çırak”; bu konser bu ilişkiyi birçok açıdan sergileyeceğimiz bir programa sahip. Del Tredici’ye tavsiyelerde bulunması için götürdüğüm
eserlere baktıktan sonra genelde söylediği ilk şeylerden biri “büyük ustaların eserlerine bak, onlardan çok şeyler öğrenebiliriz” oluyor ve Bach, Mozart, Beethoven, Chopin veya bir başka büyük bestecinin, yazdığım stile benzeyen bir eserinden örnekler veriyor. Bu sebeple bestecilikte benim ustam olan Del Tredici’nin de ustaları olarak kabul ettiği bestecilerin eserleriyle başlayıp, araya benimkileri serpiştirdiğimiz ve onun bir büyük eseriyle bitireceğimiz bu konser dinleyiciler için kendi ustalarını da sorgulayabilecekleri ve zamanda kısa bir yolculuk yapacakları bir deneyim olacak.
Semra ÇELEBİ