İsmi zor, dinlemesi keyifli grup: Dedublüman

“Gamzedeyim Deva Bulmam”, “Çözemezsin” “Depresyondayım” şarkılarıyla tanınan alternatif rock grubu Dedublüman ile müzik yolculuklarını konuştuk

02 Eylül 2022 - 11:22

İsmini söylemesi zor, dinlemesi çok keyifli gruplardan biri Dedublüman. “Gamzedeyim Deva Bulmam” düzenlemesi ve Çözemezsin şarkısı ile dikkat çeken grubun adını pek çok insan söyleyemese de şarkılarını zevkle dinliyor. Mesela Spotify’da aylık dinlenme sayıları 900 bine yakın. Bu yüzden olmalı ki Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği Kalamış Yaz Festivali kapsamında verdiği konserde şarkıları hep birlikte söylendi. Grup üyelerinden Mustafa Yavuz, Çağrı Çelik, Besim Talı ile Dedublüman’ın Trabzon’dan başlayıp İstanbul’a uzanan yolculuğunu, şarkılarını ve müziği konuştuk.

  • Grubun Trabzon’da kurulduğuna dair bir bilgi var. Aslı astarı nedir? Kimsiniz, nasıl bir araya geldiniz ve kim ne yapar?

Mustafa Yavuz: Davulcumuz Kurthan Sarpkaya ve vokalde ben grubu lise yıllarında yani 2010’da Trabzon’da kurduk. Üniversite ile birlikte de İstanbul’a taşındık. Grubun geri kalanı İstanbul’da oluştu. Çağrı Çelik klarnette, Besim Talı yaylı enstrümanlar ve udda, Hazar Altın piyano ve gitarda, basgitarda Kıvanç Kumlu, davulda Kurthan Sarpkaya ve ben Mustafa Yavuz altı kişiden oluşan bir grubuz.

  • Bu 6 kişilik ekip ne zaman bir araya gelmiş oldu?

Mustafa Yavuz: 2019’un sonları diyebiliriz.

  • Sizi dinlediğim halde adınızı söyleyemiyorum. Dedublüman adını neden seçtiniz, anlamı nedir?

Mustafa Yavuz: Anlamı bizim müziğimiz için güzel bir sembol oluşturuyor diye düşündük. Böyle de zor bir isim seçtik. Belki müziğimizin dinlenmesi de zor olabilir.

  • Anlamı nedir?

Mustafa Yavuz: Anlamı aynı anda iki yerde birden olabilmek diye özetleyebiliriz.

  • Geçmesin Günümüz, Ah Bir Ataş Ver, Gamzedeyim Deva Bulmam, Depresyondayım gibi birbirinden farklı şarkıları coverlıyorsunuz. Şarkı seçimini neye göre yapıyorsunuz?

Çağrı Çelik: Grubun kendi şarkılarının söz ve bestelerinin büyük çoğunluğu Mustafa’ya ait. Coverler açısından hepimizin fikirleri değerlendiriliyor. “Şu şarkı çok güzel bunu kendi soundumuza uydurabilir miyiz” diye konuşuyoruz. Eğer uydurabilirsek yapıyoruz. Hem mix, hem master hemde kayıt kısmını Mustafa üstlendiği için onun fikri bizim için biraz daha önemli oluyor.

“MÜZİĞİMİZ MUTLU BİR MÜZİK DEĞİL”

  • Geleneksel müzik aletlerini rock müziğine uyarlıyorsunuz. Bu fikir nereden çıktı?

Çağrı Çelik: Aslında bunun doğuşu Gamzedeyim Deva Bulmam’a dayanıyor. Onun öncesinde Dedublüman etnik enstrümanlarla müzik yapan bir grup değildi. Sonrasında etnik enstrümanlar dahil olunca grup şu anki ruhunu yakaladı diyebiliriz.

  • Coverlarınızın yanı sıra kendi şarkılarınız da var. Şarkı yazma ve yapma süreci nasıl oluşuyor? Şarkılar biraz daha özgün sanki.  Şimdi de kendi derdimizi mi anlatalım diyorsunuz?

Mustafa Yavuz: Bir fikir ya da bir melodi ortaya çıkıyor. Hep beraber inşa ediyoruz. Klarnet çalınca nasıl oluyor, hadi bir ud deneyelim diyor, üstüne koya koya şarkıları yapıyoruz.

  • Söylediğiniz şarkılar da, besteleriniz de hüzünlü. Özel bir seçim mi yoksa böyle mi denk geliyor?

Mustafa Yavuz: Bu bizim istediğimiz, tercih ettiğimiz bir şey değildi. Biz eğlenceli şeyler de yapmak istiyoruz ama artık bir tarz oluştu. Dedublüman müziği diye bir şey var ve o mutlu bir müzik değil. O yüzden bu çizgide devam etme kararı aldık.

  • Dedublüman logosu diye bir şey var. Pek çok grupta bu yok. Bu nasıl oluştu?

Mustafa Yavuz: Grubu ilk kurduğumuzda bir amblemimiz olsun diye heves ederdik. Hindistanlı bir hanımefendiye mandala çizdirdik.

  • Sizi kimler dinliyor? Daha doğrusu sizi kimlerin dinlediğini düşünüyorsunuz?

Besim Talı: Konserlere bakınca bizi daha çok 19-22 arasındaki kitle dinliyor gibi görünüyor.

Çağrı Çelik: Aslında konserlere gelebilen kitle mekanların yaş sınırından kaynaklı 18 yaş üstü. Skalayı biraz daha genişlettiğimiz zaman 15-25 arası genç kitle dinliyor.

Besim Talı: Youtube yorumlarını okuduğumda “abi YKS’ye çalışırken dinliyorum, Allah belamızı veriyor” gibi yorumları görüyorum. Herhalde bizim müziğimiz ergenlikle beraber gelen duygusallığı besliyor. Belki yeni yeni aşk acısı ile tanışanlar var. Duyguların yeni yeni anlamlandırıldığı yaşlar.

“FARKLI KESİMLERE HİTAP ETMEK DEĞERLİ”

  • Peki bu biraz enteresan değil mi? Siz ağırbaşlı bir grup gibi görünüyorsunuz. Bu sizi şaşırtmıyor mu?

Çağrı Çelik: Ben küçükken 30-35 yaşında adamlar bizim yaş grubumuza müzik yapıyor diye şaşırıyordum. Gitse 30 yaşındaki insan grubuna yapsa daha büyük kitleye hitap eder diye düşünüyordum. Ama bu iş öyle olmuyormuş. Biz de 30’lu yaşlarımıza gelince fark ettik. Aslında müzik dinleyen kitle 15-25 yaş arası kitle. 25 yaşından sonra hayat telâşesi çok artan bir ülkedeyiz. 30’undan sonra çoluk çocuk telâşesi artan bir ülkeyiz. Yeni müzikleri keşfetme zamanı olmuyor. Ben 27 yaşındayım benim dinlediğim müzikler de 18-20 yaşında sevdiğim müzikler. Biz 15-25 yaş arası doğan insanlara uygun bir müzik yapıyoruz, 20 yıl sonra da yani 35- 40 yaşına geldiklerinde de aynı kitle yine bizi dinlemeye devam edecek.

  • Bir yandan da 15 yaşındaki bir gencin daha doğmadan söylediği bir şarkıyı söylüyorsunuz.

Çağrı Çelik: Evet şarkıyı onların sevdiği tarzda tanıtıyoruz.

Besim Talı: Rock müziği biraz genç ve içinde bir şeyler patlayan insanlara daha yakın geliyor. Doğal olarak yaşça daha genç insanlarda bu daha çok karşılık buluyor. Bizim müziğimizin temeli rock müzik olduğu için coverlarını da rock müziği üzerinden yaptığı için genç kitleye hitap ediyor.

Mustafa Yavuz: Bu arada diğer gruplara göre yaşı daha büyük insanlara daha çok hitap ediyoruz. Ve konserlerde de 50-60 yaşında insanları çok sık görüyoruz.  Müzik yapan insanları müzik piyasasında bir yerden bir yere taşıyacak kitle genç kitle olsa da farklı kesimlere hitap etmek çok değerli bir şey.

“ÇOK ÖZEL BİR ANDI”

  • Tanınır olmak nasıl bir duygu?

Çağrı Çelik: Çok yeni tattığımız bir duygu, şaşırıyoruz. Bazen öyle bir şey olabileceğini fark etmiyoruz.

Besim Talı: Kadıköy’de bir konserimiz vardı. Konserden sonra fotoğraf çekilebilir miyiz dediler. “Verin çekeyim” dedim. Ben “bir fotoğrafımızı çeker misiniz?” denmesine alışmışım. Sonra “sizinle çekilmek istiyoruz” dediler, şaşırdım (Gülüyorlar)

  • Pandemi özellikle müzisyenleri oldukça etkiledi. Sizde çorba nasıl kaynıyor? Müzik yapmak geçinmenize yetiyor mu yoksa başka işler de yapıyor musunuz?

Besim Talı: Ben virüs bilimciyim. Normalde veteriner hekimim ama virüs biliminde doktora yaptım. Hayatımda müzikle beraber giden akademik bir kariyerim oldu.

Çağrı Çelik: Hepimiz pandemi dönemine kadar okullarında okuyan ya da işlerine yeni girmiş insanlardık. Yani mezun olduğumuz döneme pandemi denk geldi. Pandemi döneminde mecburen işsiz kaldım. Müzik sektörü de sekteye uğradı. Biz yine de müziğin peşini bırakmadık. Pandemi, Dedublüman’ın kenetlenmesini sağladı. Keşke pandemi olmasaydı da müzik sektörü bu kadar yara almasaydı.

  • Kadıköy Belediyesi’nin Kalamış Yaz Festivali etkinliği kapsamında konser verdiniz. Bir hafta önce yayınladığınız Belki şarkısı hep bir ağızdan söylendi. Nasıl bir duyguydu?

Besim Talı: Öncelikle Kadıköy Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz. Kalamış Yaz Festivali’nde bizim konserimizden önce Peyk konserine gitmiştim. Çok güzeldi, çok değerli isimler geldi. Bize de yer verdikleri için teşekkür ederiz. Şarkının bestesinde çok bir rolüm olmamasına rağmen grubumun en taze şarkısının bu kadar kalabalık bir kitle tarafından hep bir ağızdan söylenmesi hepimizi çok duygulandırdı. Asıl Mustafa duygulanmıştır diye düşünüyorum çünkü bu şarkıya çok emek verdi.

Mustafa Yavuz: Benim için en güzel duygulardan biriydi diyebilirim. Hayatım boyunca unutmayacağım hep özel kalacak bir andı.

  • Pandemiyle birlikte müzik yasakları başlamıştı ve bu yasaklar devam ediyor, bir yandan da festivaller yasaklanıyor. Bunlara dair neler söylemek istersiniz?

Çağrı Çelik: Bu siyasi veya ideolojik bir yorum olarak anlaşılmasın ama karar mercilerinin verdiği bu kararlar umarım ideolojik değildir. Bu kararı alanlar da zararlı çıkacak. Çünkü bir toplum sanat olmadığında Atatürk’ün dediği gibi hayat damarlarından biri kopmuştur. Siz sanatını engellerseniz, toplumun gelişmesine engel oluyorsunuz demektir. Umarım bunlar son bulur. Çevre halkının şikâyetleri nedeniyle festivaller veya konserler iptal ediliyor olabilir ama o festivallerde para kazanan insanlar da düşünülerek hareket edilir ve ortak bir nokta bulunursa hem taraflar üzülmez hem de sanat devam eder. 


ARŞİV