Geçtiğimiz günlerde Kadıköy’de bir fotoğraf sergisi açıldı. Konu İstanbul, şehri kadrajına alan ise İstanbullu fotoğraf sanatçısı Orçun Karamustafa. Kendisi 1991 doğumlu genç bir isim. 2019 yılından beri bağımsız bir fotoğrafçı olarak kariyerini sürdüren Karamustafa’nın “İst-anbul” isimli sergisi, Müze Gazhane C Binası’nda izleyicilerle buluşuyor. Biz de, 12 Ekim’e dek açık kalacak olan sergiyi ziyaret ederek, Karamustafa ile söyleştik.
Bu serginin kendisi için iki özel anlamı olduğunu vurgulayan Karamustafa, bunları şöyle anlatıyor: “Daha önce Sırbistan, Norveç, Avusturya ve Yunanistan’da karma sergilere k atılmıştım. Türkiye'deki ilk kişisel sergim bu. Burası (Müze Gazhane) doğduğum hastaneye komşu (eski Vatan Hastanesi). Böyle bir yerde ilk kişisel sergimi açmak çok heyecanlı ve mutluluk verici. Ayrıca şunu da söylemek isterim ki; benim annem ressam. Ben onun resim sergisi açılışlarıyla büyüdüm, şimdi annem benim sergime geliyor. Bu da özel bir durum bizim için...”
“FOTOĞRAFLARIMIN BİR KAVGASI VAR”
Peki Orçun Karamustafa neden böyle bir sergi kurgulamış? Yanıt veriyor; “Ben niye fotoğraf çekiyorum? Sergilemek için, insanlara göstermek için. Bunu sosyal medyada göster, göster, bir yere kadar. Ben sosyal medya için fotoğrafçı olmadım, sosyal medya için de fotoğraf çekmiyorum. Bu çektiklerimi insanlarla paylaşmak istiyorum. Fotoğraflarımın bir kavgası var, bunları da insana ulaştırmak istiyorum.” Sergide çoğu siyah beyaz olmak üzere toplamda 51 fotoğraf karesi yer alıyor. Karamustafa, fotoğraflarının çok azının renkli olmasını, “Renkli çektiğinde insanın ilgisi dağılabiliyor. Siyah beyaz olunca direkt böyle bütünlüğünü görebiliyorsun karenin.” sözleriyle açıklıyor.
“İstanbul'a yapılan tecavüzü ve şehrin buna karşı direnişini çektim” diyen Karamustafa, şöyle devam ediyor: “İstanbul'u fotoğraflamak, sadece bir anı yakalamaktan ibaret değil; onun sürekli değişen ve kaybolmayan ruhunu yakalama çabası aslında. Zaman, teknoloji, moda ve insanlar değişiyor ama bu kentin ruhu ve yüzü hep aynı kalıyor. Aynı noktada çekilen her fotoğrafta, bu şehrin değişmeyen bir yüzü olduğunu görüyorum. İstanbul, katman katman biriken yaşanmışlıklarla dolu ve bu katmanları yeniden keşfetmek, o anları yakalayabilmek benim için büyüleyici bir deneyim. İstanbul'u fotoğraflamak ya da kaydetmek, sadece mekanları değil, o mekanlarda yaşayan, dolaşan, iz bırakan insanları ve onların hayatlarını da anlamayı gerektiriyor. Bu şehir, yaşamların üst üste bindiği, sürekli yenilenen ve bir o kadar da silinmeyen izlerle dolu bir yapıya sahip. İstanbul hala güzel fotoğraf veriyor, ihanete uğrasa da. Bunun kıymetini bilmemiz lazım. Ben de tam da bu yüzden bu fotoğrafları çekiyorum ve gösteriyorum.”
“İSTANBUL'UN TANIKLIK ETTİKLERİ...”
Küratör Işıl Çağlar Narler: “İstanbul'un sürekli değişen, yenilenen ve kaybolmayan ruhunu, mekanlarda yaşayan insanların izlerini, yaşamların üst üste bindiği anları ve silinmeyen anılarla dolu bir hayatı yansıtıyor. Orçun Karamustafa'nın bu sergisi; şehrin karmaşık ve çok katmanlı yapısını yansıtan bir fotoğraf sergisi. İstanbul'un tarihi dokusu ve yaşanmışlıklarla dolu sokakları, Karamustafa'nın hem kişisel hem de sanatsal yolculuğunun merkezinde yer alıyor. Sanatçının bakış açısına göre İstanbul, geçmişin izlerini geleceğe taşıyan ve zamanın akışıyla değişen bir şehir olmasına rağmen; ruhunu ve özünü koruyan nadir şehirlerden biridir. İstanbul'un geçmişi, bugünü ve geleceği arasında bir köprü kuran sanatçı, şehri yalnızca bir yaşam alanı olarak değil, yaşama tanıklık eden bir hikâye anlatıcısı olarak ele alıyor. İstanbul'un tanıklık ettiği yalnızlıklar, acılar, mutluluklar, umutsuzluklar ve umutlar bu kadim şehrin sokaklarında var olmaya devam ediyor. Karamustafa'nın bu hisleri fotoğraflarında yakalama arzusu, bu şehri bir kez daha farklı bir gözle görmeye davet ediyor...”