İyi ki doğdun Yılmaz Güney!
1 Nisan 1937 doğumlu olan, sinemanın “çirkin kralı” Yılmaz Güney, doğum gününde Barış Manço Kültür Merkezi’nde anılıyor
1 Nisan 1937 doğumlu olan, sinemanın “çirkin kralı” Yılmaz Güney, doğum gününde Barış Manço Kültür Merkezi’nde anılıyor. Yeni Sinema Dergisi’nin düzenlediği etkinlikte, sinema yazarı Zahit Atam, yönetmen Zeki Demirkubuz, Agah Aydın ve oyuncu Zafer Diper, Yılmaz Güney’i anlatacak. 1 Nisan Çarşamba günü düzenlenecek söyleşinin başlama saati 19.00.
Yılmaz Güney, kimliğinde yazan adı ile Yılmaz Tütün, 1 Nisan 1937 yılında Adana’da doğdu. Çocukluk yıllarında sinema salonlarında çalıştı. Hayatını değiştiren olay yönetmen Atıf Yılmaz’la tanışmasıyla oldu. Asistanı olarak işe başladı. ”Bu Vatanın Çocukları” ve “Ala Geyik” filmlerinin senaryolarını yazdı. Bu filmlerde oyunculuğa da ilk adımını attı. Her ne kadar sinemacı kimliğiyle bilinse de edebiyatla ilişkisi de hep güçlü oldu. Küçük bütçeli filmlerde başı dik duran Anadolu çocuğu rolleriyle bütünleşti. Kendine sarsılmaz bir yer edindi. “Çirkin Kral” lakabı da o dönemde geldi.
Güney, o zamana kadar olan oyuncu profilini altüst etti. İyilerin yakışıklı, kötülerin de çirkin olduğu dönemler geride kaldı. Efsaneleşmeye doğru giderken yönetmen koltuğuna da oturdu. Türk sinemasının önemli filmlerinden “Umut”u çekti. 12 Mart Darbesi sırasında 10 yıl hapse mahkûm edildi. Genel afla çıktı. Klasikler arasında yer alan ve müziğiyle de çok sevilen “Arkadaş”ı da o yıl çekti. Ancak Çirkin Kral’ı yine mahpusluk bekliyordu. Adana’da bir hâkimin öldürülmesine karıştı. 19 yıl hapse mahkûm edildi.
Cezaevinde de üretmeye devam etti. O dönemde kaleme aldığı “Sürü” ve “Yol” filmleri, Türk sinemasının klasikleri arasına girdi. 1981’de Isparta Yarı Açık Cezaevi’nden izinli olarak ayrıldı. Bir daha vatan topraklarına dönmedi. “Yol” filminin kurgusunu tekrar yaptı. Cannes Film Festivali’nde en iyi senaryo ödülünün sahibi oldu. Güney, yurda dönme çağrılarına uymaması sebebiyle 1983’te Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Aynı yıl Fransa’da “Duvar” adlı filmin yönetmenliğini yaptı. 9 Eylül 1984’te yaşamını yitirdi.
Güney, o zamana kadar olan oyuncu profilini altüst etti. İyilerin yakışıklı, kötülerin de çirkin olduğu dönemler geride kaldı. Efsaneleşmeye doğru giderken yönetmen koltuğuna da oturdu. Türk sinemasının önemli filmlerinden “Umut”u çekti. 12 Mart Darbesi sırasında 10 yıl hapse mahkûm edildi. Genel afla çıktı. Klasikler arasında yer alan ve müziğiyle de çok sevilen “Arkadaş”ı da o yıl çekti. Ancak Çirkin Kral’ı yine mahpusluk bekliyordu. Adana’da bir hâkimin öldürülmesine karıştı. 19 yıl hapse mahkûm edildi.
Cezaevinde de üretmeye devam etti. O dönemde kaleme aldığı “Sürü” ve “Yol” filmleri, Türk sinemasının klasikleri arasına girdi. 1981’de Isparta Yarı Açık Cezaevi’nden izinli olarak ayrıldı. Bir daha vatan topraklarına dönmedi. “Yol” filminin kurgusunu tekrar yaptı. Cannes Film Festivali’nde en iyi senaryo ödülünün sahibi oldu. Güney, yurda dönme çağrılarına uymaması sebebiyle 1983’te Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Aynı yıl Fransa’da “Duvar” adlı filmin yönetmenliğini yaptı. 9 Eylül 1984’te yaşamını yitirdi.