Genç ve başarılı oyuncu Berkay Ateş’i televizyon izleyicileri ekranlardan, tiyatro tutkunları sahnelerden, sinemaseverler de beyazperdeden bilecektir. Zira o genç yaşına, henüz 6 yıllık oyunculuk kariyerine pek çok rol ve ödül sığdırdı. Pek çok oyuncu gibi yaşamak için yakın zamanda Kadıköy’e taşınan Ateş’le, yoğunluğu arasında kısaca söyleşebildik…
Herkes için eminim apayrı cevapları olan bir sorudur bu. Benim başka bir mesleğim olsun bir yandan da oyunculuk yapayım diye bir düşüncem olmadı. Hikayeler anlatmak, bu hikayelerin parçası olmak, bir karakter çalışarak kendi derinlerine inmek ve kendi sınırlanırını keşfetmek, başka dünyaları anlamak her zaman çok heyecan verici geldi bana. Bu yüzden de meslek olarak seçtim diyebilirim
Hem hikayesi hem anlatım biçimi olarak içinde yer almaktan çok mutluluk duyduğum bir film oldu. Zakir, hapishanede mektupları inceleyen ve sakıncaları yerleri sansürleyen bir memur, aynı zamanda da edebiyatla ilgileniyor. Makul olmak zorunda bırakılan, olan bitene razı olmak durumunda kalan bir karakter. Ancak bu pasif hal, bir başkası üzerinden eylemliliğe dönüşüyor ve bir fotoğraftan yola çıkarak bir gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyor, bir nevi de kendini var etmek istiyor.
Benim için önemli olan hikayenin ne olduğu, bugün neden ve nasıl anlatılmak istendiği. Şu tarz rolleri seviyorum gibi bir şey söyleyemem fakat alt metni katmanlı, detaylandırılarak yazılmış karakterleri oynamak daha ilgimi çekiyor.
Benim için böyle bir ayrım söz konusu değil. Her alan kendi içinde başka dinamikler barındırıyor ve bunları keşfetmek benim için keyifli bir süreç. İyi ki bir çok farklı alanda oyunculuk yapma imkanı bulabildim, hepsi bir diğerini besledi çünkü.
Önümüzdeki aylarda çekimlerine başlanacak yeni bir sinema filmine hazırlanıyorum. Özcan Alper’in yeni filmi. Senaryosunu Özcan Alper ve Murat Uyurkulak beraber yazdılar. Çekimleri tamamladıktan sonra belki televizyon için yeni bir projede olabilirim. Süreçte yaşayıp göreceğiz.
Geçen yıl oynamaya başladığımız ve bu yıl da devam edecek olan Hakikat, Elbet Bir Gün oyunumuzla sezonu açtık. Çok güzel ve kıymetli tepkiler aldık geçen yıl ve bizim de oynamaktan çok mutlu olduğumuz bir oyun. Ayrıca, bir iki yeni oyun yapacağız. İlerleyen tarihlerde duyurmaya başlarız.
Bizim için çok anlamlı ve kıymetli bir ödül oldu. Çünkü maalesef ki bitmek tükenmek bilmeyen bir sıkıntı olarak ‘destek alamamak’ kendi her sezon hissettiriyor. Bu yüzden de Türkiye tiyatrosunun iki duayen isminin adına verilen böyle bir teşvik ödülü kazanmak bizi çok onurlandırdı. Oyunlarımızla layık olmaya çalışacağız.
Mesleğimi en doğru ve güzel bir şekilde yerine getirmek. Hem oyunculuk anlamında hem de yazınsal sürecim için geçerli bu durum. Geriye dönüp baktığımda içime sinen bir kariyer yaşayarak, bu toplumda ortak paydalarımız, değerlerimiz, anlaşabilmek ihtimallerimizin bir parçası da olabilmek.
Moda'da oturuyorum. Kendimi çok rahat hissettiğim bir semt Kadıköy. Bir çok sevdiğim dostum ile çok yakın oturuyoruz. Bu da tercih etmemin sebeplerinden. Kadıköy hem sanat hem sosyal hayat için gerçekten İstanbul'un en yaşanılası yerlerinden biri.
Genelde evde zaman geçiriyorum. Setlerde çalışınca evi özler oluyor insan. Bu yüzden de evde olmak bana hep iyi gelir. Ayrıca Kadıköy’ün sahillerinde, parklarında spor yapmayı da seviyorum. Yazın İstanbul’da olduğum vakitlerde çok tadını çıkarttım. Sonbaharı sevenlerdenim bu yüzden semtin en güzel vakitleri benim için.