İzleyiciye hikayeler anlatıyor

Kadıköylü oyuncu Berkay Ateş, “Hikayeler anlatmak, onların parçası olmak, başka dünyaları anlamak heyecan verici…” diyor

09 Ekim 2019 - 12:13

Genç ve başarılı oyuncu Berkay Ateş’i televizyon izleyicileri ekranlardan, tiyatro tutkunları sahnelerden, sinemaseverler de beyazperdeden bilecektir. Zira o genç yaşına, henüz 6 yıllık oyunculuk kariyerine pek çok rol ve ödül sığdırdı. Pek çok oyuncu gibi yaşamak için yakın zamanda Kadıköy’e taşınan Ateş’le, yoğunluğu arasında kısaca söyleşebildik…

  • Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümü mezunusunuz. Yani oyuncu olma hedefiyle yola çıkmışsınız diye anlıyorum. Peki neden? Bir insan neden oyuncu olmak ister?

Herkes için eminim apayrı cevapları olan bir sorudur bu. Benim başka bir mesleğim olsun bir yandan da oyunculuk yapayım diye bir düşüncem olmadı. Hikayeler anlatmak, bu hikayelerin parçası olmak, bir karakter çalışarak kendi derinlerine inmek ve kendi sınırlanırını keşfetmek, başka dünyaları anlamak her zaman çok heyecan verici geldi bana. Bu yüzden de meslek olarak seçtim diyebilirim

  • Serhat Karaaslan'ın ilk uzun metrajı ‘Görülmüştür’ filminde hapishane memuru Zakir’i canlandırıyorsunuz. Hakkında neler paylaşmak istersiniz?

Hem hikayesi hem anlatım biçimi olarak içinde yer almaktan çok mutluluk duyduğum bir film oldu. Zakir, hapishanede mektupları inceleyen ve sakıncaları yerleri sansürleyen bir memur, aynı zamanda da edebiyatla ilgileniyor. Makul olmak zorunda bırakılan, olan bitene razı olmak durumunda kalan bir karakter. Ancak bu pasif hal, bir başkası üzerinden eylemliliğe dönüşüyor ve bir fotoğraftan yola çıkarak bir gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyor, bir nevi de kendini var etmek istiyor.

  • Ne tür rolleri seviyorsunuz ya da tercih ediyorsunuz? Size bir rol geldiğinde kriterleriniz neler oluyor?

Benim için önemli olan hikayenin ne olduğu, bugün neden ve nasıl anlatılmak istendiği. Şu tarz rolleri seviyorum gibi bir şey söyleyemem fakat alt metni katmanlı, detaylandırılarak yazılmış karakterleri oynamak daha ilgimi çekiyor.

  • Sinemada da televizyon dizilerinde de tiyatro sahnesinde de rol almış bir oyuncu olarak hangisini/neden tercih ederdiniz? Ya da böyle bir tercih/ayrım yapmak mümkün mü?

Benim için böyle bir ayrım söz konusu değil. Her alan kendi içinde başka dinamikler barındırıyor ve bunları keşfetmek benim için keyifli bir süreç. İyi ki bir çok farklı alanda oyunculuk yapma imkanı bulabildim, hepsi bir diğerini besledi çünkü.

  • Yeni sezonda televizyonda görecek mi sizi seyirci?

Önümüzdeki aylarda çekimlerine başlanacak yeni bir sinema filmine hazırlanıyorum. Özcan Alper’in yeni filmi. Senaryosunu Özcan Alper ve Murat Uyurkulak beraber yazdılar. Çekimleri tamamladıktan sonra belki televizyon için yeni bir projede olabilirim. Süreçte yaşayıp göreceğiz.

  • Tiyatro sezonu da açıldı.  Tiyatroseverler sizi hangi oyun/oyunlarda izleyebilecek?

Geçen yıl oynamaya başladığımız ve bu yıl da devam edecek olan Hakikat, Elbet Bir Gün oyunumuzla sezonu açtık. Çok güzel ve kıymetli tepkiler aldık geçen yıl ve bizim de oynamaktan çok mutlu olduğumuz bir oyun. Ayrıca,  bir iki yeni oyun yapacağız. İlerleyen tarihlerde duyurmaya başlarız.

  • Can (Kulan) ve Emir’le (Çubukçu) birlikte kurucusu olduğunuz D22, Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü’nü kazanan 3 ekipten biri oldu geçtiğimiz günlerde. Bu ödülün maddi ve manevi anlamı nedir size?

Bizim için çok anlamlı ve kıymetli bir ödül oldu. Çünkü maalesef ki bitmek tükenmek bilmeyen bir sıkıntı olarak ‘destek alamamak’ kendi her sezon hissettiriyor. Bu yüzden de Türkiye tiyatrosunun iki duayen isminin adına verilen böyle bir teşvik ödülü kazanmak bizi çok onurlandırdı. Oyunlarımızla layık olmaya çalışacağız.

  • Henüz 6 yıllık oyuncusunuz. Pek çok film, dizi ve tiyatro oyununda roller alıp, ödüller kazandınız. Bunlar nasıl hissettiriyor? Hayalinizde başka neler var?

Mesleğimi en doğru ve güzel bir şekilde yerine getirmek. Hem oyunculuk anlamında hem de yazınsal sürecim için geçerli bu durum. Geriye dönüp baktığımda içime sinen bir kariyer yaşayarak, bu toplumda ortak paydalarımız, değerlerimiz, anlaşabilmek ihtimallerimizin bir parçası da olabilmek.

  • Bakırköy’den Kadıköy’e taşınmışsınız, bir köyden diğerine.  Neden buraya taşındınız?

Moda'da oturuyorum. Kendimi çok rahat hissettiğim bir semt Kadıköy. Bir çok sevdiğim dostum ile çok yakın oturuyoruz. Bu da tercih etmemin sebeplerinden. Kadıköy hem sanat hem sosyal hayat için gerçekten İstanbul'un en yaşanılası yerlerinden biri.

  • Dediğimiz gibi burası sanat açısından dopdolu. Özellikle de çok oyuncu yaşıyor buralarda. Dizi setinde yahut tiyatro sahnesinde olmadığınız zamanlarda Kadıköy’de nasıl vakit geçiriyorsunuz?

Genelde evde zaman geçiriyorum. Setlerde çalışınca evi özler oluyor insan. Bu yüzden de evde olmak bana hep iyi gelir. Ayrıca Kadıköy’ün sahillerinde, parklarında spor yapmayı da seviyorum. Yazın İstanbul’da olduğum vakitlerde çok tadını çıkarttım. Sonbaharı sevenlerdenim bu yüzden semtin en güzel vakitleri benim için.


ARŞİV