Kadıköy sanatsal üretim için iyi bir atmosfer sunuyor

Suriyeli sanatçı Ali Omar, pandemiden sonraki ilk sergisini açtı. 8 Ekim tarihinde açılan “Öz” isimli sergi, 30 Ekim tarihine kadar Kelimat Sanat Galerisi’nde ziyaretçilerini bekliyor

21 Ekim 2022 - 13:10

Kadıköy’de yaşayan Suriyeli sanatçı Ali Omar, pandemiden sonraki ilk kişisel sergisini 8 Ekim tarihinde Bağlarbaşı Kelimat Sanat Galerisi’nde açtı. 2016 yılından beri Türkiye’de yaşayan sanatçının “Öz” adını verdiği sergisi 30 Ekim tarihine kadar ziyarete açık.

“ESTETİĞİN GÜCÜ…”

Resim, heykel ve enstalasyon alanlarında çalışan Omar, resim yapmaya çok küçük yaşlarda başladığını söyledi. Omar, “6-7 yaşlarımda neredeyse kalemi ilk elime aldığım günden beri resim yapıyorum. Çizgilerin enerjisine ve barındırdıkları hisse bu erken çocukluk dönemimde kapıldım ve o günden beri kağıt üzerinde beliren şekillerin beni götürdüğü yere doğru yol alıyorum. Çocukken çizgilerle tanıştığımda resmin ne olduğunun farkında değildim, fakat resim yaparken ya da bir resme bakarken merakla karışık bir hayranlık duygusu ile doluyordum. Böylece henüz küçük bir çocukken estetiğin gücünü derinden hissettim. O zamanlardan beri hayatımda yaptığım her şey, örneğin resim eğitimi almam ya da her gün resim yapmam, estetiğin beni etkileyen bu gücünü kavrama isteğimle şekillendi. Benim için sanat, estetiği kavrama isteğinin kendisidir, estetik ve fikirler bana kalırsa insan olmayı olanaklı kılar” dedi.

ÖZ ARAYIŞIM

İstanbul’da bugüne kadar toplamda yirmiye yakın sergiye katıldığını, bunun pandemiden sonraki ilk sergisi olduğunu hatırlatan Omar, “Öz, benim buradaki üçüncü solo sergim. Pandemiyle birlikte verdiğim uzun bir aradan sonra da gerçekleşen ilk sergim, aynı zamanda sanatsal kalitesine ve perspektifine saygı duyduğum Kelimat Sanat Galerisi’yle ilk ortaklığım. Ben son on iki yıldır bir portre serisi üzerinde çalışıyorum. Öz sergisi işte bu portre çalışmalarımın, ya da buna öz arayışım da diyebiliriz, yakın dönemdeki eserlerini barındırıyor” dedi ve şöyle devam etti: “Çalışmalarım daha çok portre temalı resimler, heykeller ve enstalasyonlardan oluşuyor. Zaman zaman çiçek gibi farklı figürlerin resimlerini de yapıyorum. Üzerinde çalıştığım her eserde bir özneyi özne yapan referans noktası her ne ise onu hissetmeye ve bulmaya çalışıyorum. Referans noktası olarak kast ettiğim bir yönüyle Orta Çağ’da Farabi ve İbn-i Sina gibi hem tıp hem de felsefe ile içli dışlı olan Orta Doğu’da yaşayan önemli düşünürlerin tarif ettikleri ruhun kendisi. Bu düşünürlerin ruh ile kast ettikleri şey ise vücudu ve hayatı meydana getiren enerji. Diğer yönüyle de benim peşinde olduğum referans noktası bilincin kendisi. Çalışmalarımda kendi bilincimle resmettiğim öznenin bilinci arasında benzerlikler arıyorum. Bu arayışı aynı zamanda görsel olarak güzel formda ortaya çıkarmaya çabalıyorum.”

Kadıköy’ün sanatsal açıdan iyi bir atmosfer sunduğunu dile getiren Omar, “Kadıköy bence gündelik yaşamlarında sanatla iç içe olan sanat öğrencileri ve deneyimli sanatçıları barındırması ve bu kişilerin etkileşim alanları olan sanat galerilerinin bu bölgede yoğun olarak bulunması bakımından sanatsal üretim için iyi bir atmosfer sunuyor. Ben de sanatın farklı dallarına ilgili ve ortak noktalarımın olduğunu hissettiğim diğerleriyle bu bölgede rahat ve keyifli bir çalışma ortamı yakalayabiliyorum. Yaklaşık altı sene boyunca böyle bir atmosfere ev sahipliği yapan Arthere İstanbul’da çalıştım, bu benim için değerli bir deneyimdi. Kadıköy’deki bu atmosferi başka sanatçıların eserlerimin tekniği, estetiği ve yansıttıkları fikir ile ilişkili görüşlerini öğrenebilmem ve kendimi geliştirebilmem açısından da değerli buluyorum” ifadeleri kullandı.

 


ARŞİV