Geçtiğimiz günlerde bir melodiye denk geldim sosyal medyada. Kulak kabarttım. Şarkının adı “A Night in Kadıköy”. İlçenin kültür sanat muhabiri olarak derhal dikkatimi celbetti. Sordum soruşturdum, Ezgi Tekin’e ulaştım. Kendisi bu şarkının yaratıcısı. 90 İzmir doğumlu genç bir müzisyen. ‘Kesinlikle Kadıköylüdür’ diyen iç sesimin yönlendirmesiyle Tekin’e mesaj attım.
Hikayenin gerisi röportajımızda.
Müziğe nasıl başladınız? Bu işin okulunu okudunuz mu?
İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Çocuk Korosu'nda başladım. 2004’te Işılay Saygın Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'nin müzik bölümüne kabul edildim. Burada piyanoyu ilerlettim, keman öğrendim. Mezun oldum yıl 2008’de Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Kompozisyon Sanat Dalı'na kabul edildim. Kompozisyon okuduğum için mutluyum, fakat burası benim için doğru yer değilmiş. 2016’da mezun olduğumda artık bir enkazdım. Akademik kariyer yapmaktan çok daha önemli önceliklerim vardı, sabah uyanıp kendime kahvaltı hazırlayıp birkaç satır kitap okuyabilecek duruma gelebilmek gibi mesela. Müzik yapabilmek, müzikten para kazanabilmek için farklı alanlar aramaya başladım. Kapısından içeri girmeyeceğim mekanlarda, küfür gibi ücretler alarak çaldım. Bir yandan aşağılayıcı, bir yandan da öğretici oldu. Para kazanabilmek için liseden sonra 18 yıl ara verdiğim kemana dönmek zorunda kaldım. Akustik gitar ve lir arp aldım. Ukuleleyi zaten çalıyordum. Elime tesadüfen İzmir'de yaşayan santur yapımcısı Ozan Özdemir'in tasarımı olan, Afgan rebabı ve bağlama/cura melezi, "curabab" isimli bir enstrüman geçti, onu çalmaya başladım. Halk müziği, Balkan müziği, Sefarad müziği, Kürt müziği, rock müzik yaptım. "Türkü bar" tabir edilen, çoğunlukla sol görüşlü insanların geldiği, Türk, Kürt ve Ermeni müziklerinin çalındığı mekanlarda edindiğim deneyimle, Kürtçe halk şarkılarını soprano Pervin Chakar'ın siparişi üzerine soprano ve piyano için düzenledim. Bu düzenlemeler hala yurtdışında seslendiriliyor.
Bir yandan da tasarımcılık yapıyorsunuz. Biri hobi diğeri meslek mi?
Kendime tasarımcı diyemem. Doğal taşlar, parfümler, gerçek suç hikayeleri gibi ilgisiz konularda saatlerce konuşabiliyorum. Saatlerce konuşabildiğim bir şeyden para kazanmak için doğal taş takılarımı ürettiğim e-ticaret projem olan Sarasvati Crystals'ı kurdum. Doğal taşların özelliklerini biliyorum, fakat şifacılık gibi iddialarım yok. İşlerimin güzel ve estetik görünmesi dışında bir amacım yok.
Kadıköy ile bağınız ne? Kadıköy şarkısı nasıl bir hissiyattan doğdu?
Doğma büyüme İzmirliyim. 12 yıl Ankara'da tek başıma yaşadım, orayı çok severdim. Pandemiden sonra ailemin yanına İzmir’e döndüm. Öğrencilik yıllarımda her yıl Süreyya Operası'ndaki Sesin Yolculuğu Festivali'ne gelirdik. Şarkıdaki hikaye, geçen yıl Moda Sahnesi'nde eski grubumla çaldığım bir konser öncesi, yakınlarda rastgele oturduğum bir kahvecide başladı.
“İLK ELEKTRONİK MÜZİK ÇALIŞMALARIMDAN”
Kadıköy’de Bir Gece, nasıl bir eser sizce?
İlk elektronik müzik çalışmalarımdan. Benim Şehrim Benim Sesim albümündeki “Karataş Basmane”, bu alanda yaptığım ilk çalışma. Diğeri "Salimli Aleh ya da Bir Devlet Yıkıldı" isimli şarkı. Üçüncüsü ise "A Night in Kadıköy". Tamamen kendimi denemek için yaptığım bir şarkı. "We had sex / My hands bleed" (Seviştik, ellerim kanadı) gibi dizeler yazmanın de beni kültürel kodlar sebebiyle zorladığını söylemem lazım. Deneyimin kendisi sorun değil benim için, o konuda şarkı yazmak sorun. İzmir'de büyüseniz de bu böyle maalesef.
İngilizce sözlü ilk şarkınız. Neden bu dili tercih ettiniz?
İngilizce söz yazabiliyor muyum acaba diye başladım ve sonuç bu oldu. Beğendiğim yerler var, emin olmadığım yerler var.
“Benden duymaya alışkın olduğunuz tarzda bir iş olmadığından biraz korkuyorum” diyorsunuz. Sizden duymaya alışık olunan nedir ki?
Dinleyicilerim beni tüm enstrümanlarını kendim çaldığım, kendim söylediğim, düzenlemelerini kendim yaptığım, evde kendim kaydettiğim, Türkçe, Ermenice, Ladino ve Rumca halk şarkıları için takip ediyorlar, elektronik müzik yaptığım için değil. Elbette bu beni başka türlerde müzik yapmaktan alıkoyamaz.
Klip düşünüyor musunuz? Belki Kadıköy’de, bir gecede?
Klip çekme imkanım yok. Keşke olsa.
“Bağımsız bir müzisyen olarak karakterimi kaybetmeden sesimi duyurabilmek için o kadar çok uğraştım ve o kadar az sonuç alabildim ki…” diye bir serzenişiniz var. Bağımsız müzisyen olmak neden zor?
Müzik öğretmenliğinden başka pek bir seçeneğimiz yok. Hem ülkenin koşulları, hem de çalışma koşullarımız sebebiyle üretime devam etmek ve sadece öğretmen olmak ve parasız kalıp imkanlar elverdiğince üretime devam etmek arasında seçim yapmak zorunda kalıyoruz genellikle.
Bundan sonrası için müzik yaşamınızda yapmak istedikleriniz neler?
Benim bir müzisyen olarak isteklerimin ve hayallerimin hiçbir önemi yok. Hayal kurmak için gelecekte aç susuz kalmaktan korkmamak gerek.
(Fotoğraflar: Düğme Film)