Kadıköy, caz müziğinde de ilkti…

Kökeni 18. yüzyılda ABD’ye uzanan caz müziğinin Türkiye’ye gelişi, Avrupa’dan oldu. Ülkenin İlk caz orkestrası ise Kadıköy’de kurulmuştu

19 Kasım 2015 - 16:26
Gökçe UYGUN
Türkiye’de caz müziğin gelişimini derleyen Skylife dergisinde yer alan bir yazıya göre; caz Türkiye’ye ABD’den değil Avrupa’dan geldi. 1920’lerde klasik keman eğitimi almış bir vatandaşımız olan Leon Avigdor, Paris’te dinlediği caz müziğinden çok etkilendi ve yurda döner dönmez alto saksafon öğrenmeye başladı. Kolya Yakovlev adlı bir beyaz Rus piyanist, bir davulcu ve banjo çalan bir iş adamıyla İstanbul’un ilk caz topluluğu ‘Ronalds’ dörtlüsünü kurdu. Almanya’da orkestra şefliği eğitimi alan Gido Kornfilt de 1938’de on kişilik bir orkestra kurdu. Orkestranın davulcusu Şadan Çaylıgil’di. Aynı orkestranın tromboncularından Arto Haçaturyan da kardeşi Dikran ile ‘Swing Amatör’ adlı bir topluluk oluşturdu. 1944’e kadar Benny Goodman tarzı müzik yaparak cazı o dönemin gençliğine sevdirdiler. Bu arada Kadıköy Halkevi’nde Hulki Saner adlı gencecik bir film yapımcısı ve klarnetçi, ilk Türk Büyük Orkestrası’nı kurmayı başarmıştı. Bir başka önemli klarnetçi de Mehmet Akter’di... Kadıköy Halkevi’nde çalan toplulukların en ilginci, üç armonikacının solist olarak yer aldığı Necdet Alpün Orkestrası’ydı.

CAZDA ATILIM YILLARI
Türkiye’de caz, 1950’lerden sonra ilerleme gösterdi. 1949’dan  başlayarak İstanbul Radyosu’nda Moda sakini müzisyen Erdem Buri’nin hazırladığı programlar; caz eleştirmeni, yazar, müzisyen Cüneyt Sermet’in plak dinletileri ve açıklamalı caz tarihi programları, İsmet Sıral Orkestrası’nın emisyon ve konserleri, Sermet’in caz sevgisini aşıladığı Arif Mardin’in ilk çalışmaları, ayrıca piyanist Nejat Cendeli ile Sevinç – Sevim Tevs kardeşlerin radyo edisyonları, İstanbul Radyosu’ndaki İlham Gencer Topluluğu eşliğindeki Ayten Alpman ve Rüçhan Çamay’ın edisyonları bu dönemde yoğun bir biçimde caz müziğini sevdiren çabalardı. İstanbul’da ilk caz kulübünü armonika ustası Hasan Kocamaz, ‘306’ adıyla Bebek’te açtı. İlk caz dergisini, Duygu Sağıroğlu 1960’ta çıkar dı. Davulcu Erol Pekcan şefliğinde piyanist Atilla Garai, basçı Selçuk Sun ve kornocu Melih Gürel’den kurulu topluluğun 1 Şubat 1958’de Ankara’da Türk - Amerikan Derneği’nin bodrum katında verdiği konser tarihe geçti. 1940’lardan günümüze gelen en önemli cazcılarımızdan biri de multi-ensrümantalist Süheyl Denizci’ydi. Denizci TRT Hafif Müzik ve Caz Orkestrası’nı kuruluşundan (1983) emekli olduğu 19972ye dek yönetti.  1997’de şeflik bagetini Berklee çıkışlı gitarcı Neşet Ruacan aldı. Denizci’nin kuşağından trompetçi Muvaffak Falay (Avrupa’da Maffy diye biliniyor) İsveç’te ünlü oldu. 1960’larda Kurt Edelhagen ve Clarke-Boland Big Band’de çalan sanatçı, daha sonra kendi topluluğunu kurmuştu. Çalışmalarını halen İsveç’te ve Türkiye’de sürdürüyor. Türkiye’de 1970’lerden sonra, bir bölümü okullu, genç bir kuşak yetişmeye başladı. 1980’lerde onlar orta kuşak deneyimini kazanırken; arkalarından Berklee ve Juilliard müzik okullarıyla Bilkent ve Bilgi Üniversiteleri’nin caz bölümlerinde yetişen daha genç bir kuşak ortaya çıktı.
Ülkede cazın sevilmesindeki önemli etkenlerden biri; TRT’nin önce il radyoları, ardından Radyo 3’teki açıklamalı caz programları ve konser yayınlarıdır. 1970’lerden günümüze dek, itibaren özel kurumların ve vakıfların düzenlediği konser ve festivaller de ülkemize dünya çapındaki caz ustalarının gelmesini ve caz müziğinin gelişmesini sağladı.

 

ARŞİV