Kadıköy'de Behzat Ç. rüzgârı

TV dizisi izlemeyenlerin bile müptelası olduğu ‘Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi’ dizisinin uyarlandığı çok okunan kitapların yazarı Emrah Serbes, 10 Aralık’ta Kadıköy Belediyesi Sanat Kütüphanesi’nin konuğuydu. Israrlı sorulara rağmen Ç.’nin açılımını söylemeyen Serbes, soyadından düşen T harfinin sırrını ise okurlarıyla paylaştı.

14 Aralık 2011 - 14:43

Kadıköy Belediyesi Sanat Kütüphanesi’nin bu haftaki konuğu, “Behzat Ç. Her Temas İz Bırakır” ve “Behzat Ç. Son Hafriyat” romanları ile “Erken Kaybedenler” öykü kitabının yazarı Emrah Serbes’ti. 10 Aralık Cumartesi günü Caddebostan Kültür Merkezi Sanat Kütüphanesi’nde düzenlenen söyleşi ve imza gününe, özellikle genç Kadıköylüler ilgi gösterdi. Kendisi de genç bir yazar olan Serbes, okurlarının ve Behzat Ç.’nin hem televizyonda hem beyaz perdede takipçisi olan konuklarının sorularını yanıtladı.

Behzat Ç. hayranlarının en çok merak ettikleri konu, isimdeki Ç. harfinin anlamıydı. Seyirciler birkaç defa farklı şekillerde sordularsa da Serbes, bu soruyu yanıtlamadı ancak kendi soyadındaki ‘t’ harfinin düşüş hikâyesini şöyle anlattı: “Ben bir kızı seviyordum. O da bir mimarla kaçtı. Ben de o mimarın T cetveline sinir olduğumdan soyadımdaki ‘t’ harfini attım Emrah Serbest, Emrah Serbes oldu.”
 
‘BEHZAT Ç. BÜYÜK GÜRÜLTÜ KOPARDI’
 
Emrah Serbes, bir soru üzerine, Behzat Ç.’nin üçüncü kitabının hazırlığı içinde olduğunun haberini de verdi: “Önümüzdeki yıl çıkacak sanırım. Ben aslında kurgusunu bitirdim ama dizi ve sinema biraz oyaladı. Bir de çok büyük bir gürültü oldu diziden sonra. Kitaplar, sessizliğe ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden biraz ortalığın durulmasını bekleyeceğim.”
Serbes, romanlarının Behzat Ç. dizisine birebir uyarlanmadığını, yapımcıların istekleri doğrultusunda çeşitli değişiklikler yaptıklarını söyledi. Serbes, “Örneğin kitapta savcı erkek ama yapımcılar çok erkek dizisi buldukları için savcıyı kadın yaptık, iyi de oldu” dedi. Bir soru üzerine Serbes, diziye yeni katılan usta oyuncu Ahmet Uğurlu için de “Diziye konuk oyuncu olarak girmedi. Ahmet abiyi bulduk bırakmayız, artık sürekli oyuncumuz” diye konuştu. Sinema filminin senaryosunu da yazan Emrah Serbes, dizinin senaryosunu yazmadığını sadece okuyup arada bakıp fikir verdiğini söyledi.
 
KANAL BİZDEN ‘ARKAK SOKAKLAR’ TARZI İSTEDİ
 
Yazar Emrah Serbes, bir izleyicinin, kanalın senaryoya müdahale edip etmediğini sorması üzerine şunları söyledi: “Kanal, başlarda çok pürüz çıkardı. ‘Öyle olmaz böyle olmaz’ diye sürekli müdahale etmeye çalıştı, bazı konuları işlememizi istemediler. Ama biz ‘Hayır, biz böyle yapacağız’ dedik. Kanalın bizden istediği Arka Sokaklar gibi bir diziydi aslında. Ama biz hiç kabul etmedik hatta ‘istemiyorsanız kaldırın yayından’ dedik. Seyirci sevince ve tutulunca kalmasına karar verdiler. Son olarak ikinci kitabı kullanacağımız zaman ‘Burada polisler katil çıkıyor bunu kullanmayalım’ dediler biz de kitabı dizide kullanmadık onu sinema filmi yaptık”
 
TV’DE YENİ BİR PROJE ÜZERİNE ÇALIŞIYORUM’
 
Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde “Tiyatro Yazarlığı” bölümünü bitiren Serbes, bir izleyicinin “Tiyatro oyunu yazacak mısınız? Sizin yazacağınız oyunu merak ediyorum” sözleri üzerine “Ben de” dedi ve devam etti: “ Mutlaka bir oyun yazacağım ama ne zaman bilmiyorum. Öğrenciyken çok sayıda oyun yazdım ama hepsinin eksikleri var. Bir gün dönüp onları tamamlayacağım.”
Yazar Serbes, daha önce hiç denenmemiş yeni bir dizi projesi üzerine çalıştığını da söyledi. Birkaç gün içinde projeyi teslim edeceğini söyleyen Serbes, “çok farklı bir şey olacak” dediği dizinin gelecek yıl ekranlara geleceğini belirtti.
Serbes “Erken Kaybedenler” kitabının devamının geleceği bilgisini de verdi, bu sefer 20’li yaşlardaki erkeklerini hikâyelerini anlatacağını söyledi.
 
 ‘DİZİ POLİTİK OLMASINA RAĞMEN TUTTU’
 
Yazar Emrah Serbes, söyleşi ve imzanın ardından gazetemizin sorularını da yanıtladı.
-Polisleri nasıl bu kadar iyi tanıyorsunuz?
Ben Ankara Dil Tarih’te okudum. Polis her gün bizim okula girip çıkıyordu. O yüzden onlarla biraz içli dışlı oldum.
-Sivil polislerle mi?
Hayır, çevik kuvvet, resmi, sivil, hepsiyle… Matrix’te şöyle bir cümle vardı: “Birini gerçekten tanımak istiyorsan onunla dövüşmen lazım”. Bizimki de öyle oldu.
-Politik olarak aktif bir öğrenci miydiniz?
Ankara Dil Tarih’te okumak yeterli. Tabi ki politikaya çok uzak değildim. Birkaç kere de gözaltına alındım. Bir buçuk gün de cezaevinde kaldım.
-Behzat Ç. karakteri nasıl çıktı?
Ankara’dayken çıktı. Can sıkıntısından. Yapacak başka bir şey yoktu.
-Dizinin bu kadar tutacağını düşünmüş müydünüz?
Tabi ki düşünmemiştim. Zaten diziyi 4. veya 5. bölümde yayından kaldırmayı düşünüyorlardı. Bizi sevenler çoktu ama reytinglerimiz kötüydü. Bir şekilde şansımız iyi gitti ve hâlâ yayındayız.
-Bu kadar sevilmesinde politik bir dizi olmasının etkisi var mı sizce?
Bence tam tersine politik bir dizi olmasına rağmen tutuldu.
-Ama sizi izleyenler genelde TV dizisi izlemeyenler, gündemi takip eden kitap okuyan kesim…
Bizim asıl seyircimiz zaten dizi seyircisi değil. Dizilerden bıkmış seyirciyi biz topladık, televizyona geri çağırdık.
-Bir bölümde Hrant Dink cinayetini, bir başkasında kot taşlama işçilerini anlattınız. Bundan sonra da güncel ve toplumsal gelişmelere dair konular izleyecek miyiz?
Gündem değil ama politik konular olacak. Özel bölümler yapacağız. Örneğin 48. bölümde nefret cinayetlerini işleyeceğiz.
-Kadıköy’le ilgili söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Biz Beşiktaşlıyız, buraya deplasmana geldik (gülüyor). Burada arkadaşlarım var, Moda’yı çok seviyorum, sessiz sakin yerler.
 
Semra ÇELEBİ

ARŞİV