Çoğunlukla enstrümantal şarkılar yapan Klan grubu, “Müzik yapmak bizim için bir ayin…” diyor
Gökçe UYGUN
2013 yılının Haziran’ında kurulan taze müzik grubu Klan; Mert Hallı (bas-gitar), Utku Uluer (gitar-bas), Alper Yamak (davul) ve Mete Turan’dan (klavye) oluşuyor. İlk EP’lerini (albümden kısa, single’dan uzun kayıtlar) yayınlamaya hazırlanan grubun müzik tenceresinde –kendi deyimleriyle- indie, rock, surf , funk, dub, progressive ve saykodelik sebzeler kaynıyor… Bu enteresan grupla konuştuk.
• Hakkınızda pek bilgi edinemedim, röportajınıza da rastlayamadım. Nerden tanışıyorsunuz, ne oldu da “Biz Klan olalım” dediniz?
Utku: Ben, Alper ve Mete zaten liseden tanışıyoruz. Mert ile sonradan tanıştık, çalmaya başladık.
• Klan’ın kelime anlamı akraba topluluğu demek. Siz bu ismi seçerken neye işaret etmek istediniz?
Alper: Birlikte olmayı ifade eden bir kelime olduğu için seçtik. Müziğimizde yer verdiğimiz ilkel güdüleri ve mistizmi de içinde barındıran bir isim.
• Müziğin, sizler için anlamı ne?
Mete: Çok önemli ve hayatımızda çok büyük bir yer tutuyor ancak hayatımızı müzikten kazanmıyoruz.
• Müzik türünüzü tek bir kelimeyle açıklamak mümkün değil gibi, içinde indie, rock… vs. hepsi var. Bu bir seçiş mi, kafa karışıklığı mı ya da ne?
Alper: Müziğimizi belli bir tarzda tanımlamak doğru değil. Belli bir tarza bağlı kalmamak bizim için içgüdüsel gelişen bir durum oldu, zaten bağlı kalmak da istemiyoruz.
Mert: Genellikle şarkılar bizi bir yerlere götürüyor. Müziğimizi, içerisinde çeşitli türler, çeşniler, tatlar barındıran bir kazan gibi görebilirsiniz. Yeri geliyor Utku’nun bebeği için de şarkı yapıyoruz mesela…
• Şarkılarınızın bir kısmını netten dinlemek mümkün. İsteyen de satın alabiliyor. Müziğinizi böyle ‘bedelsiz’ ortaya koymak ne hissettiriyor size?
Mete: Evet. Zaten eskisinden farklı olarak her şeye internetten ulaşılabiliyor. Ama yakında Müzik Hayvanı’ndan bir EP’miz yayınlanacak, onu satın alabilirsiniz.
• Hayatınızı müzikten kazanmadığınızı söylediniz. Bu sizi üretimlerinizde daha özgür kılıyor mu?
Mert: Maddi bir kaygımız yok. Bu da istediğimiz müziği yapmamızı sağlıyor
• Oldukça yeni bir grupsunuz. Yolunuzu nasıl çizeceksiniz?
Mert: Bazen varılacak nokta değil, yolun kendisi önemlidir…
Utku: Senelerce İtalya’da yaşadım, oradaki bağlantıları kullanarak yurtdışında çalmak…
Alper: Eurovizyon’a katılmak (gülüyor)
• Düzenli olarak sahne aldığınız bir mekan var mı? Sahne bulmakta zorlanıyor musunuz?
Alper: Zaten bizim tarzımızda Türkiye’de çalabileceğimiz yerler belli. Biz de Peyote, Karga, Pendor gibi yerlerde çalıyoruz. Ayrıca Burgazada’da Paradisos Sessions’ta düzenli yer alıyoruz.
Utku: Kadıköy’ün potansiyeli düşünüldüğünde bağımsız gruplar için daha fazla konser imkanı sağlayabilecek bir müzik merkezi olması gerek.
“KADIKÖY MÜZİK HAREKETİ”
Utku: Bir Khalkedon’lu olarak yaşamaktan en memnun olduğum yer. Yıllarca çok sevdiğim ancak farklı bir şekilde dönüşen Beyoğlu’ndaki dinamizmin artık Kadıköy’e kaydığını, daha rahat bir ortam oluştuğunu düşünüyorum. Kadıköy Sound diye bir tanım var. Ben ses açısından değil de ortak bir yaklaşım olduğunu düşündüğüm için bunu ‘Kadıköy Müzik Hareketi’ olarak nitelemeyi tercih ediyorum.
Mert: Evim Kadıköy. Eğer değişim olacaksa Kadıköy gibi yerlerden ortaya çıkacağına inanıyorum.
Mete: Hayatım zaten Kadıköy’de geçiyor; prova yapmaya, konser vermeye ve gezmeye tozmaya buraya geliyorum. Alternatif müzik sahnesini oluşturan grupların büyük bir kısmı Kadıköy çıkışlı.
Alper: Kadıköy özel bir yer. Yaşaması rahat keyifli, burada büyüdük, buranın çocuklarıyız. Renkli ve hareketli bir ortam fakat biraz gereğinden fazla kalabalık olduğunu düşünmeye başladım.