Kadıköy'de çok GENÇ bir SAHAF

Kitap sahaflarının bir bir kapandığı şu günlerde, dostluk ve dayanışmayı kitaplarla örmeyi amaçlayan bir grup genç kadın, Caferağa’da 26A Sahaf’ı açtı.

10 Ağustos 2011 - 11:30

Semra ÇELEBİ

Kadıköy Caferağa Mahallesi’nde hemen Caferağa Spor Salonu’nun yan sokağında çok yeni bir sahaf açıldı. Kırmızıya boyanmış demirleri, önündeki renk renk çiçekleri ve her geleni kapıda karşılayan köpeği Pati ile farklı bir sahaf görünümünde bu yer. Dış görünümü kadar iç işleyişi de sıra dışı. Taksim’de yıllardır faaliyette olan 26A Cafe’nin devamı niteliğinde olan 26A Sahaf, patron ve işçi ayrımının olmadığı, herkesin gönüllülük temelinde, yapabildiği ölçüde katkı sunduğu kolektif bir paylaşım ve dayanışma alanı.
1 Ağustos’ta açılan sahafı, hemen ertesi gün ziyaret ettik. Mine, Merve ve Çiğdem ve tabii ki Pati bizi kapıda karşıladı. Sahafın önüne kurdukları masada, kurabiye ve süt eşliğinde sohbete başladık. Çiğdem, işe gitmek zorunda olduğu için yanımızdan ayrıldı, sohbet üç kadın arasında devam etti.

-Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Çok genç görünüyorsunuz…
Adım Mine Selin Sayarı, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuyorum. 21 yaşındayım. Mersinliyim. Üniversite için İstanbul’a geldim ve yaşamımı Kadıköy’de sürdürüyorum.
Ben Merve Arkın. Ben de 21 yaşındayım. Ege Üniversitesi Sinema Televizyon bölümü öğrencisiyim ancak İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş için başvurdum, bundan sonraki yaşamımı İstanbul’da sürdürmeyi planlıyorum.

İNİSİYATİF GENÇ KADINLARDA

-Kaç kişi bu sahafa emek harcadı? Kurulmasında rol aldı?
-Mine S.: Bu bir kolektif birliktelik. Kolektifimizde yaklaşık 30 kişiyiz. Paylaşmak ve dayanışmak amacıyla böyle bir sahaf açmayı 30 kişi düşünmüşse, belki 50 kişinin de buranın açılmasında emeği vardır. Bu sahaf dükkânında her şeyi kendimiz yaptık. O yüzden harcanan emeğin değeri bizim için çok mühim. Burası harabeydi biz girdiğimizde. Uzun yıllar döşemeci olarak kullanılmış. Boş bir odaydı, tuvaleti yoktu, duvarları kötü durumdaydı. Hep birlikte boyadık, tuvalet yaptırdık, tezgâhını yaptık, kitaplıklarını kurduk, çiçeklerini ektik. Yani tam bir kolektif sahaf burası.
-Merve A.: Daha çok kadın arkadaşların inisiyatifi üstlendiği bir yer burası. Kadıköy’de bir buluşma noktası olsun istedik.

-Sahaflar birer birer kapanıyor. Sizse yeni bir sahaf açıyorsunuz, üstelik çok da gençsiniz. Neden kafe değil bar değil de sahaf?
-Mine S.: Bizim aslında amacımız kâr değil. Ticari amaçlı bir yer kurmadık. Amacımız, yaşadığımız toplumda giderek kaybolan paylaşma ve dayanışma duygularını tekrar yeşertebilmek ve bu ilişki biçimini geliştirmek. Sahaf ve kitaplar da insanlarla sohbet etmemizin, bu ilişki biçimini geliştirmemizin bir aracı olacak.
-Merve A.: Bilginin böylesine çok pazarlandığı bir dönemde, biz kitaplarımızı, bilgilerimizi paylaşmak istedik. Asıl amacımız bu kitapları satıp kâr elde etmek değil. İnsanlar gelsinler, burada okusunlar, tartışalım, konuşalım istiyoruz. Hatta parası yoksa alsın kitabı gitsin…

KİTAPLA DAYANIŞMA

-Tamamen eski kitaplar mı var 26A Sahaf’ta?
-Mine S.: Burada okunmuş kitaplar da var, neredeyse hiç okunmamış yeni kitaplarımız da var. Tabi bunun yanında çok eski baskıları da bulunuyor bazı kitapların. Bildiğimiz manada çok eski kitapların satıldığı bir sahaf değil burası. Kullanılmış kitapların bulunduğu bir sahaf diyelim. Bizimle dayanışma gösterenlerden, arkadaşlarımızdan, ailelerimizden topladığımız kitaplardan oluşuyor. Henüz saymadık ama sanırız 2 bin civarında kitap var şu anda.
-Merve A.: İnsanlar, bizimle dayanışmak ya da burayı kendi mekanı gibi kullanmak istiyorsa, kendiliğinden kitap getiriyor zaten… Buranın da daha çok böyle devam etmesini istiyoruz. İnsanlar gelsinler kitap alsınlar, kitap getirsinler… Bize kitap vermek isteyen Kadıköylüler buraya gelebilirler, ya da getirme şansları yoksa bizi aramaları yeterli, biz gelip alırız.
-Sahaf için Kadıköy’ü tercih etmenizin özel bir anlamı var mı?
-Mine S.: Bizim yaşam alanlarımız hep Kadıköy ve Kadıköy civarında. O yüzden Kadıköy’de açtık. Taksim’de de zaten 26A adlı bir kafemiz var. Böyle mekânları çoğaltabildiğimiz sürece, insan ilişkilerinin de değişeceğini, unutulan değerlerin hatırlanacağını düşünüyoruz. 26A kafe ve sahaf gibi yerlerin çoğalmasını istiyoruz.

-İsim nereden geliyor?
-Merve A.: Taksim’deki kafenin kapı numarası 26A. Biz bu sahafın da aynı proje dahilinde olduğunu düşünerek 26A adını verdik. Kafede kesinlikle patron-işçi ilişkisi yok, insanlar gönüllülük temelinde, yapabildikleri ölçüde dahil oluyorlar. Aynı ilişki tarzını bu sahafta da sürdürmek istediğimiz için, keza insanlar 26A ismine aşina oldukları için bu ismi verdik.
 

Siz de bu sahafı ziyaret etmek ya da kitap bağışlamak istiyorsanız;

Adres: 26A Sahaf, Caferağa Mah., Sakız Sok., No: 3/1
Tel: 0216 336 37 52


ARŞİV