Kadıköy'de timsah tartışması!

Kadıköy, geçtiğimiz hafta Çarşı içindeki ‘timsah’ heykeli ile gündeme geldi. Gazetelerde bunun bir yanlış olduğu, Kadıköy’de hiçbir zaman timsahların yaşamadığı vurgulandı. Heykelleri tasarlarken ‘Kadıköy’de geçmişte timsahlar yaşadı’ polemiğine neden olacağına ihtimal vermediğini, sadece bir sanatçı yorumu yaptığını belirten heykeltraş Prof. Dr. Ergin, yaşananlardan dolayı şaşkınlık duyduğunu söylüyor

22 Mart 2012 - 13:44

Kadıköy Çarşı içine 3 ayrı noktaya 2007 yılında konulan heykeller, geçtiğimiz hafta “Timsah mı kertenkele mi?” tartışmasıyla yeniden gündeme geldi. Toplum olarak heykellerle aramızın çok da iyi olduğu söylenemez, Kars’ta yapılan heykeli “ucube” diyerek yıktırdığı da hepimizin malumu…. Böyle bir ortamda, Kadıköy’deki heykellerin bu şekilde de olsa gündeme gelmesi aslında çok da kötü bir şey değil. Ne de olsa heykel konusu gündeme gelince toplum olarak belki bu konudaki duyarlılığımız biraz da olsa artar.

Kadıköy’deki heykel konusuna gelecek olursak, önce konudan haberdar olmayan okurlarımız için olayı bir özetleyelim (Bu arada heykellerin 2007 yılında konulmasından bu yana geçen yıllar içinde bu tartışmanın gündeme gelmemesi, sanki heykeller yeni konulmuş gibi tartışmanın yaşanmasının nedenlerini bir yana bırakalım).
 
HEYKEL TARTIŞMASI GAZETELERE NASIL YANSIDI?
Gazetelerde geçtiğimiz hafta çıkan haberlerde; geçmişte bölgede timsahların yaşadığı gerekçesiyle Kadıköy Çarşı içine timsah heykeli yaptırıldığı, ancak Kadıköy'de yaşayanların timsahlar değil kertenkeleler olduğunun anlaşıldığı belirtildi. Haberlerde şu ifadelere yer verildi:
“İstanbul Teknik Üniversitesi'nden fosil bilimci Prof. Dr. Mehmet Sakınç, İstanbul'da hiçbir zaman timsahın yaşamadığını söyledi.
Sakınç, “Timsahlar akarsularda ve göllerin bazı bölgelerinde yaşar. İstanbul'un genç dönemlerinde denizde fok balığı ve pelikanlar bulunmuştu. İstanbul tropikal bölge değil” dedi.
İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'nden Prof. Dr. Vedat Onar da, İstanbul'un ikliminin timsahlar için elverişli olmadığını ifade etti.
Kadıköy Belediyesi'ni yanlışa götüren bilginin Amasyalı bilgin Strabon'un Coğrafya adlı kitabı olduğu ortaya çıktı. Hatta kitaptan alınan bölüm heykelin yanına da yazıldı. “Yazıda şunlar yer alıyor: “Khalkedon'daki (Kadıköy) tapınağın içinde küçük timsahların beslendiği bir pınar vardı.”
Yapılan inceleme sonrasında metindeki timsah kelimesinin çeviri hatası olduğu belirlendi. Bu yanlışı Eski Çağ Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tekin makaleyle belgeledi.”
 
SANATÇI YORUMU VAR
Evet gazetelerde çıkan haberler bu yönde, ama nedense bu haberleri yazan meslektaşlarımız, heykeltraş Prof. Dr. Nilüfer Ergin’le konuşmayı ihmal etmişler.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden Prof. Dr. Nilüfer Ergin yaptığı açıklamada; bu heykelin, “Kadıköy'ün tarihi simgesi timsah ya da Kadıköy’de timsahlar yaşadı” iddiasıyla yapılmadığını vurguluyor.
Dünyanın ilk coğrafyacısı Strabon, antik çağda Atlas Okyanusu’ndan Hindistan'a kadar gezerek 17 ciltlik Geograpikha'yı yazar. Bu kitabında da Kadıköy bölgesine gelir ve kitabında şu bölümü yazar.. “Pontus'un ağzında Mageralılar tarafından kurulmuş Khalkedon vardır. Denizden biraz içerde bir pınarı vardır buranın. İçinde küçük timsahlar beslenirler.”
Ergin de bu heykeli yaparken kendi yorumuyla Strabon'un kitabında anlattığı Kadıköy'e gönderme yapmış. Tamamen sanatçı yorumu. Burada “Kadıköy’de timsahlar yaşadı” iddiası yok. Kitabına, kitabında anlattığı bölüme gönderme var. Dünyanın ilk coğrafyacısı Amasyalı Strabon'un Kadıköy'e gelmesi, kitabında konu etmesine dikkat çekilmek istenmiş..
Burada polemik, timsah yaşadı tartışması değil, tamamen bir “sanatçı yorumu” var.
 
BAŞKAN ÖZTÜRK: ‘KADIKÖY’ÜN SİMGESİ KÜLTÜR-SANATTIR’
Yaşanan tartışmayı değerlendiren Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ise belediyenin konuya taraf olmadığını vurgulayarak “Timsah heykelinin oraya konmasının temel nedeni, yine bilimadamlarının yapmış olduğu araştırmanın bir sonucu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Bölümü'nün bir projesi bu. Projeyi getirip bize sundular, ‘Kadıköy tarihine uygun’ dediler. Ona göre karar verilip kondu. Bugün de yine bilimadamları tartışıyor ‘timsah mı kertenkele miydi’ diye. Ne olursa olsun, timsah artık orada simge haline gelmiştir. Bilimadamları bunu tartışadursunlar, tartışmadan gerçekler çıkar. Ama sonuç değişmez” dedi. 
Timsah heykelinin kaldırılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirten Başkan Öztürk, “Peki simge kertenkele ise onun heykeli olacak mı?” sorusuna da şu cevabı veriyor:
“Kadıköy'ün simgesi olmadığı için bizi çok enterese etmiyor aslında. Kadıköy'ün simgesi, ne boğadır ne kertenkeledir ne de timsahtır. Kadıköy’ün simgesi, kültürdür, sanattır. Elbette Kadıköy'ün bir tarihi var. Hayvanlar da yaşamıştır ama biz kültürde, sanatta ya da bir başka alanda bir insanımızı daha çok tercih ederiz.”
 
SÖZ HEYKELTRAŞ NİLÜFER ERGİN’DE
Heykeller yapılalı kaç yıl olmuş yapılan sadece bir timsah heykeliymiş gibi sunuluyor.
Timsah heykeli tek başına ele alınmadı. Kadıköy Çarşı içinin 3 ayrı noktasında bölgenin yaşamına yeni buluşma alanları yaratmak üzere, insanların üstünde oturabilecekleri, birbirleriyle buluşabilecekleri, müzik yapabilecekleri, bir dinlenme alanı yaratıldı. İzleyicinin uzaktan baktığı değil yaşamına dahil olan heykel grupları tasarlandı. İzleyiciyi katılımcı haline getiren bu uygulamada ana tema bellek. Kadıköy’e ilişkin bellek için ilk alanda mitolojik tat da bir alan yaratılmak istendi ve Strabon’ dan yararlanıldı, Rum Kilisesinin önündeki ikinci alanda çarşının bugünkü kullanımına referanslar verildi manavlar, balıılar, fırınları hatırlatan yaşamın ipuçları kullanıldı ne yazık ki çarşının maskotu Rodi’nin heykelini çaldılar en kısa zamanda yerine koymak istiyorum.
Üç durak üzerine kurgulanan heykel grubunda temanın devamlılığını sağlamak üzere, 3. alanda sembolik Çarşı Kapısı üstünde çarşı içinde 100 yıldır meslek icra eden kişilerin adları onları hatırlamak ve hatırlatmak, toplumsal belleği yaşatmak üzere taş bloklar üzerine yontuldu.
Bu gruplar tasarlanırken heykelleri yaşama dahil etmek üzere çağırıcı unsur olarak özellikle çocukların ilgisini çekmek ve onları heykele davet etmek üzere bir oyuncak gibi tasarlanmış, (boyutları da ona göredir, timsah heykeli yapmak isteseydik boyutları ve formu daha gerçekçi seçerdik) bir eleman olarak yorumlanmış bir hayvan figürü kullanıldı.
Sanat hayatın,doğanın birebir karşılığı değildir, sanatçının yorumuyla, metaforik öğeler, semboller izleyicide yeni sorular ve yorumlar oluşturmak üzere onlara yeni bir hayal dünyası oluşturmak üzere kullanılabilir. Sanattan korkanlar da en çok bundan korkarlar sanat hayatı sorgulatır ve düşündürür.”

Şule ÖZÇELİK


ARŞİV