21 Mart Dünya Şiir Günü’nde Türkiye Yazarlar Sendikası yine sokaklardaydı. Kadıköy’den başlayan şiir yolculuğu vapurda da devam etti.
Hazal KARATAŞ /Fotoğraflar: Arzu İŞGÜZAR
1999’dan bu yana kutlanan Dünya Şiir Günü, 21 Mart Çarşamba günü Kadıköy’de Beşiktaş iskelesinin önünde yapılan etkinlikle kutlandı. Türkiye Yazarlar Sendikası’nın düzenlediği etkinliğe; sendika başkanı Mustafa Köz ve birçok şair-yazar katıldı. “21 Mart Dünya Şiir Günü” yazılı pankart açan TYS üyesi şairler ellerinde kırmızı karanfiller taşıdı. TYS Başkanı Köz, 21 Mart Dünya Şiir Günü nedeniyle şair Sennur Sezer’in kaleme aldığı bildiriyi okudu. Şairler daha sonra şiirler okuyup, bu bildiriyi çevreden geçen Kadıköylülere dağıttı.
Şairler, açıklamanın ardından hep birlikte 11.15 Beşiktaş vapuruna bindiler, vapurda da şiirler okudular. Vapurdaki etkinlik Kadıköylü şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Çocuk Kuş adlı eseriyle başladı. Yolculara çok sayıda şiirin bulunduğu önlü arkalı şiir gazetesi dağıtıldı, yolcular da bu etkinliğe katılarak denize karşı şiirler okudular. Büyük bir alkışın ardından Beşiktaş iskelesinde pankartlarını açan Türkiye Yazarlar Sendikası şiirin ve şairin önemini vurgulayan birkaç cümleden sonra etkinliklerine son verdi.
SENNUR SEZER: ŞİİR ÇAĞIN YANKISIDIR
Şair Sennur Sezer’in yazdığı 21 Mart Dünya Şiir Günü Bildirisi’nde şu ifadelere yer verildi:
“Şairler söz ustasıdır. Anadildir ustalığın nedeni. Vay şairlere ana dilini yasaklayana. Vay insanlara şiiri yasaklayanlara! Her dilde aşağılanmalı insanın düş gördüğü dilde yazmasını, şarkı söylemesini engelleyenler. Onlar için sövgüler bile armağan sayılmalı. Adları silinmeli tarihten.
Şiir, çağının seslerinin yankısıdır. Şair bu sesleri işler olan gücüyle. Aşk şarkıları, yaşama övgüleri duyulsun ister şiirinde. Hıçkırıklar aşktan kopsun, bir ağlayış olacaksa çocuğun ilk ağlayışı olsun.
Ve kadınlar, sesleri yüzyıllardır savaşları lanetlemekten yorgun, ağıtlardan kısık, şiirler söylerler güzel günler için, rüzgara karışır. Onlara şiir yazılmaz, yazanlar aşka övgüdür belki.
Şiir, çağının sesinin yankısıdır. Sokaklardan kopup gelen seslerin uğultusudur. Zafer şiirlerinde ölen askerlerin analarının ağıdı duyulur. Aç çocuk ağlayışları ve dul kadın çığlıkları. Bu yüzden ürperir bu şiirleri okuyanlar.
Çağının sesinin yankısı duyulur şiirde. Şiirinde güzel seslerin yer almasını isteyen şairin işi zordur. Çünkü açlığı, savaşları durdurmak için uğraşmak zorundadır. O şairlerin seslerini duyarız, çocuk seslerine kulak verdiğimizde.”