Kadıköy'e kabare geldi!

Oyuncu çift Cemal Toktaş ve Nergis Öztürk’ün geçen yıl birlikte kurdukları ve ‘’arabesk-pop-caz-alaturka’’ bir yapılanmaya sahip kültür sanat yapım merkezi Taşra Kabare, kendi mekânına kavuştu

22 Eylül 2016 - 14:44

Gökçe UYGUN
Gün geçmiyor ki Kadıköy’de yeni bir tiyatro mekanı açılmasın… İşte onlardan biri de, ilçenin kültür ve sanat hayatına yeni bir soluk getirmek için yola çıkan Taşra Kabare! Kadıköy PTT’nin arka sokağındaki mekanın kurucuları oyuncu çift Nergis Öztürk ve Cemal Toktaş. İki oyuncunun da ortak hayali olan iki katlı mekanın Kabare Katı yemek ve sanatı buluşturacak, Sofa Katı ise tiyatro oyunlarına sahne olacak. Kendini “arabesk-pop-caz-alaturka bir yapılanma” olarak tanımlayan Taşra Kabare’yi ziyaret ederek, Öztürk ve Toktaş ile konuştuk.
• Taşra Kabare nasıl bir ihtiyaçtan doğdu?
Toktaş: Böyle bir oluşum bizim Nergis’le ortak hayalimizdi. Özellikle son zamanlara ülkece sanatla bir araya gelmeye ihtiyacımız var.  Biz de eğitimini aldığımız işi yaparak elimizi taşın altına koymaya karar verdik ve burayı kurduk. Amacımız beraber gülüp ağladığımız şeyleri tekrar hatırlatmak ve insanları biraraya getirmek.
• Taşra ve kabare kelimelerinin birlikteliği ilginç olmuş.
Toktaş: Tahammülsüzlüğe, iletişimsizliğe doğru gidiyoruz gibi bir tablo var ama aslında mahallede arkadaşlarımızla, komşularımızla, akrabalarımızla olan ilişkilerimiz böyle değil.  Taşra bizim için sadece büyükşehirler dışındaki köy, kasaba anlamına gelmiyor. Hoşgörü, samimiyet, misafirperverlik, sokağın ta kendisi,  gerçek sanatın da ta kendisi demek. Ve tüm bu kavramlar da kabarelerimizde biraraya gelecek.
• Başkasının yazdığı-yönettiği oyunlarda rol almaktan, kendi işinize geçiş yapıyorsunuz. Bu ikisinin farkı nedir?
Öztürk: Geçen seneki Temizlik İşleri oyunumuzu yaptığımızda, sahneleyecek yeterince mekan bulamamıştık. Böyle bir mekan açmayı hep istiyorduk ama birkaç sene sonrası için bir düşünceydi bu. Ama bir yandan da yapmak istediklerimiz vardı. Sonra bu mekanı bulunca hemen işe koyulduk.
Toktaş: Geçen sene yaşadığımız mekansızlık sorununa da bir çare olacak burası. Sahnesi olmayan ekiplere kapımız açık. Burayı sanatın her dalına ev sahipliği yapacak bir yer olarak tasarladık. 
• Kadıköy’de oldukça özel tiyatro var. Seyirci endişesi yaşamadınız mı?
Öztürk: Kadıköy’deki tiyatroların çoğu dolu, durum dışarıdan bakıldığı kadar kötü değil. Bir de şu var; işin o kısmını kafaya taksak, bu işe hiç giremezdik. Biz burayız, güzel işler yapacağız, mutlaka da bunların izleyicisi olacaktır.
• Peki ya işin ‘baskı, sansür’ tarafı? Biliyorsunuz Genco Erkal’ın Kadıköy’deki oyununa OHAL  yasağı gelmişti.
Toktaş: Niye endişe duyalım ki? Sanat illaki kendine geçecek bir yol buluyor.
Öztürk: Kaldı ki kaos dönemlerinde çok fazla sanat eseri üretiliyor
• Birçok oyuncu dizilerinden kazandığı maddi gelir ile tiyatro kuruyor. Sizin için de böyle mi? Dizi oyunculuğuna bakışınız nasıl?
Öztürk: Şahsen ben hep sevdiğim işlerde rol aldım dizi sektöründe. Ama evet temposu çok yoğun bir sektör.  Para kazanmak elbette önemli, yoksa hayatımızı nasıl sürdürelim? Burası gibi büyük hayalleri gerçekleştirmek için bir kapital elbette lazım ve evet biz de televizyondan kazandıklarımızı buraya aktarıyoruz evet.

19. yüzyıl Fransa ve İngiltere’sindeki kabare mekanlarından esinlenerek hazırlanan mekanın üst katında  haftada 2 gün kabare sahnelenecek, diğer günlerde de konserler olacak.  Alt kattaki blackbox salonu Sofa’da her Pazar çocuk oyunları olacak. Nergis Öztürk’ün Almanya’dan gelen şef teyzesi Gülcan Güzel de yerli yemeklerin yanı sıra Alman lezzetleri de hazırlıyor.
www.tasrakabare.com

ESKİ VE YENİ KADIKÖYLÜLER
Nergis Öztürk:  Ben Kadıköy’ü Cemal ile birlikte tanıdım, yeni Kadıköylüyüm. Ankara’da okudum, buranın havasını biraz oraya benzetiyorum. Tanıdıkça burayı çok seviyorum. Anadolu yakasının merkezi olmasına rağmen Hoş bir taşra duygusu var. Taksim’de pek çok mekan kapanıyor ama pek çok da burada açılıyor. Buna üzülmek yerine sevinmeli ve ileriye bakmalıyız. Çünkü öyle bir üzüntü bizi durdurur, oysa duracak bir durum yok...
Cemal Toktaş: 2002’den beri Kadıköylüyüm. Burada hala komşuluk, esnafla selamlaşma gibi durumlar yaşanıyor. Hem Saray manzarası var, hem mahalle kültürü yaşanıyor, daha ne olsun…! Son zamanlardaki olumlu değişimden memnunum. Önceden de Kadıköy’ün hep belli bir kitlesi vardı ama Avrupa yakası daha revaçtaydı. Şimdi burası eğlence ve sanat merkezi oluyor. Biz de bu sürece katkı olarak Taşra Kabare’yi burada kurduk.


ARŞİV