Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesaplarımdan birinden bir bildirim aldım; ‘Tiyatro Yankı’ adını ‘Yankı Berlin’ olarak değiştirdi diye… Merak edip küçük bir araştırmayla, taşıyan tiyatrocu çift Burçin Oktar ve Beril Senvarol Oktar’a ulaştım. Meğerse Oktar çifti yurtışına giden kervandalarmış. Kadıköy’de bulunan tiyatrolarını da göç ettikleri Berlin’de açmışlar.
Detayları Oktar çiftine e-posta aracılığıyla sordum.
Beril Senvarol Oktar: Erenköy'de doğdum. Tiyatro eğitimi için 4 sene Ankara'da yaşadım. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü Oyunculuk Anasanat Dalı'ndan mezun oldum. Mezuniyetten sonra İstanbul'a geri döndüm. Kadıköy'de çeşitli özel tiyatrolarda çalıştıktan sonra yine Kadıköy'de Tekin Okcebe ve Ozan Sezener'in kurduğu Yankı Sanat Evi bünyesinde Burçin Oktar ile birlikte Tiyatro Yankı'yı kurduk.
Burçin Oktar: 1980 Mersin doğumluyum. 2000’de tiyatro eğitimi almak için şişli escort İstanbul'a geldim. Pera Güzel Sanatlar Tiyatro Bölümü'nü bitirdikten sonra çeşitli özel tiyatrolarda yazar ve oyuncu olarak çalıştım. Bir dönem Lemanyak ve Atom dergileri için hikayeler yazdım. İçlerinden bazılarını çizer bir arkadaş çizdi ve hikayeler yayınlandı. Kadıköy'de Cemal Süreya Sokak'ta uzun süre yaşadım. Onun dışında mecidiyeköy escort Bostancı, Kızıltoprak ve Göztepe'de oturdum.
Burçin Oktar: 2012’de Tekin Okcebe ve Ozan Sezener ile tanıştım. Yankı Sanat Evi'nde tiyatro dersleri vermeye başladım. Bir sene sonra da Beril’le Tiyatro Yankı'yı kurduk. Recep Peker Caddesi'ndeydi Yankı Sanat Evi ve 30 kişilik tiyatro ve konser salonumuz vardı. Zaten Beril ile 2003 yılında özel bir tiyatroda tanışmıştık. Daha o zamanlardan hayalimizdi beraber tiyatro kurmak.
Burçin Oktar: Bizim hikayelerimizdeki insanlara Kadıköy'ün herhangi bir barında ya da sokağında rastlayabilirsiniz. Sohbet etmeye başladıktan sonra yavaş yavaş çözülmeye başlayan insanların anlattıklarını yansıtmaya çalışıyoruz.
Beril Senvarol Oktar: Son oyunumuzda da (Masalsız Şehrin Nezaketi) yine böyle insanları anlattık ve tepkilerden anladık ki Berlin'de de, Kadıköy'deki insanların hikayelerine benzer hikayeler yaşanıyor. İlk oyunumuz "Şal" dı. Burçin benim şiirlerimi sahneye uyarladı. İkinci oyunumuz "B26'ya İki Şişe Votka" idi.
Beril Senvarol Oktar: İlk turnemizi Köln'e Burçin'in yazıp yönettiği "B26'ya İki Şişe Votka" oyunu ile yaptık. Hasan Anıl Sepetçi ile paylaştım sahneyi. Köln'de oyun çok beğenilince ilk o zaman Almanya'ya gelmeyi planladık.
Burçin Oktar: Köln'den sonra Berlin'e de bir turne yaptık. Aslında tam olarak Berlin turnesi sonrası Almanya'da yaşamaya karar verdik diyebilirim. Buradaki insanlarla güzel dostluklar kurunca kararımız kesinleşti ve daha rahat tiyatro yapabilmek için buraya geldik.
Beril Senvarol Oktar: Bir sene boyunca dil kursuna gittik. Çalışma iznimiz yoktu. Önce Demet Altan'ın mülteci çocuklar için yaptığı kısa film projesinde Burçin oyuncu olarak, ben set arkasında gönüllü olarak çalıştık. Film 20 farklı festivale gitti. Garden State Film Festivali'nden En İyi Öykü ve Buxtinale Film Festivali'nden Jüri Özel Ödülünü aldı. Bir sene sonra Sosyal Pedagoji eğitimi almaya ve eğitmen olarak çalışmaya başladım. Bütün bunlar çok motive ediciydi.
Burçin Oktar: Çalışma izni aldıktan sonra "ErzählZeit" projesi kapsamında okullarda Türkçe masal anlatmaya başladım, yaklaşık beş aydır da bir okulda tiyatro eğitmenliği yapıyorum.
Beril Senvarol Oktar: şimdi de yeni oyunumuz "Masalsız Şehrin Nezaketi" nin provalarındayız. Burçin yazıp yönetti. 13 Nisan'da da prömiyer yaptık. Aslında Kadıköylü Tiyatro Yankı, Yankı Berlin olarak 13 Nisan'da Almanya'da çalışmalarına başladı. Karşılaştığımız sorunlara kısaca değinmek gerekirse genellikle dil eksikliği ile ilgiliydi. Zaman geçtikçe bu zorluklar azaldı.
Burçin Oktar: Burada bildiğimiz iki Türk tiyatrosu var. Elimizden geldiğince Türkiye'den gelen ekiplerin oyunlarını bu tiyatrolarda izledik.
Beril Senvarol Oktar: Ayrıca Kemal Kocatürk de burada tiyatro yapıyor.
Burçin Oktar: Kadıköylü biriyle tanışmadık henüz :)
Beril Senvarol Oktar: Bu meselenin biraz demlenmeye ihtiyacı var bizim için. İlerde neden olmasın :)
Burçin Oktar: Berlin'de dünyanın her ülkesinden insan var. Ben bir senedir okullarda düzenli olarak çocuklara masal anlatıyorum. Dili dini her ne olursa olsun hepsi ile çok güzel ilişkiler kurdum. Fakat Türk çocukları ayrı bir ilgi gösteriyor. Bu da benim çok hoşuma gidiyor açıkçası.
Beril Senvarol Oktar: Yankı Berlin olarak da şunu söyleyebilirim. Prömiyerimizi 13 Nisan'da yaptık ve yetişkinlerle -turneleri saymazsak- ilk defa buluştuk. Aldığımız tepkiler şunu gösteriyor: Burada tiyatro yapmaya devam edeceğiz.
Burçin Oktar: Bizden önce yapılan çok güzel ve çok faydalı işler var. Hala da yapılmakta. Biz de buna bir katkı sunacağımıza inanıyoruz.
Beril Senvarol Oktar: Biz başvurmadık henüz. Bu sene 5 gün sürdü. Hem Türkiye'den gelen ekiplerin ağırlandığı hem de buradaki tiyatroların oyunlarını sergilediği keyifli bir festival.
Burçin Oktar: Festivalin üçüncüsünün gerçekleşmesi çok sevindirici. Devamı da gelecektir. Yıllar evvel Çetin İpekkaya çok önemli işler yaptı Berlin'de tiyatro adına. Kuşaktan kuşağa birbirine bağlıdır insanlar, bu güzel bir şey :)
Beril Senvarol Oktar: Alman tiyatrolarında Türkiyeli oyuncular var ama benim bildiğim kadarıyla burada doğmuş insanlar. Bahsettiğiniz kaynaşmaya bizim tiyatrodan bir örnek vermek isterim. Oyun müziklerimizi yapan Dimitrios Dafnas Yunanistan'dan göç etmiş bir arkadaşımız. Berlin'de tanıştık ve çok iyi anlaştık.
Burçin Oktar: Evet düşüncemiz burada kalmak ve Berlin'de tiyatro yapmaya devam etmek.
Beril Senvarol Oktar: Döner miyiz dönmez miyiz bunu hayat gösterecek ama Kadıköy'ü çok özlüyoruz.
Burçin Oktar: Yeni oyunumuzla Kadıköy'e de geleceğiz :) Herkese çok selam...