Kadıköylü müzisyen Özgür Ay'dan ‘Ses-sizlik'

İlk albümünü çıkaran Özgür Ay, dingin sesi ve müziğiyle, giderek hızlanan dünyaya ayak uydurmaya çalışırken unuttuğumuz hallerimizi anlatıyor.

27 Aralık 2012 - 16:49

Semra ÇELEBİ
 
Kadıköy, birçok sanat dalına kaynaklık ederken müzik dünyasına kazandırdığı seslerle de dikkat çekiyor. Bu seslerden biri de ilk albümünü çıkaran Özgür Ay. Kasım ayı itibariyle müzik marketlerdeki yerini alan Ay’ın “Ses-sizlik” adlı albümü, dinleyiciyi hayatın keşmekeşliğinden uzaklaştırıp dinlemeyi unuttuğu iç dünyasına odaklıyor. Mircan Kaya’nın müzik prodüksiyon şirketi UCM’den çıkan Ses-sizlik albümünde yer alan Birdenbire, Bu Aşkta, Hâlâ Çocuğuz, Senin Kadar, Gece, Sana Doğru, Yolculuk Tadındayım, Yine Şarkı Yazsam, Yağmur, Sen Geldin isimli parçalarda her şeyin giderek hızlandığı dünyamızda o hıza ayak uydurmaya çalışırken unuttuğumuz hallerimiz anlatılıyor. Özgür Ay bu albümünde, zaman zaman Cat Stevens zaman zaman Anthony & Jonsons gibi tınlayan ama kendine özgü ses rengiyle hayatı yavaşlatıyor adeta. Albümdeki Ses-sizlik anları paylaşmaya, notalarla birlikte akmaya, düşünmeye çağırıyor herkesi. Dinleyenleri ortak bir yolculuğa davet ediyor. Gündelik gibi görünenin ardında varolan ancak kolayca fark edemediğimiz sırlara ulaşma ve aktarma çabası var şarkılarda. 
 
MÜHENDİSLİKTEN MÜZİSYENLİĞE…
Doğma büyüme Kadıköylü olan Özgür Ay halen Kadıköy’de yaşıyor. Yıldız Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü mezunu olan Ay, 10 yılı aşkın bir süre mühendislik yaptı. Müzik hayatının hep merkezindeydi, bu nedenle yıllar içinde müzik çalışmaları ağırlık kazandı. 1987 yılında akustik gitarla blues çalmaya başladı, rock grupları kurdu, klasik gitar ve flamenko çalıştı. Gitarda Doğan Canku ve Murat Usanmaz’ın teknik, ifade ve müziğe bakış açılarından etkilendi ve bu etkiyle birlikte gitar repertuvarını, flamenkoya yaklaşımlarını derinleştirdi. Bir süre Murat Usanmaz’ın kurduğu Murat Usanmaz Quartet’ te onunla birlikte çaldı. 2007-2011 yılları arasında müzisyen Emin İgüs’ün girişimiyle kurulan 5 kişilik bir ekiple Açık Radyo’da “Bir Sanatçı Duruşu Şostakoviç” ve “Rusya’dan Rusya’ya Müzik-   19.yy Rusya'sından günümüz Rusya’sına senfonik müzik” isimli 2 programın hem yapımcılığını hem de sunuculuğunu üstlendi. 1960-1970’li yılların Rock müzikleri, melodik yapıları ve anlatım güçleriyle ona hep ilham verdi. Blues, Rock vazgeçemediği müzik türleri oldu. Beatles, Pink Floyd, Rolling Stones, Jethro Tull ve Bob Dylan gibi müzikle ilgili akademik eğitimi olmayan ancak dünya müziğine pozitif etkilerde bulunmuş grup ve müzisyenleri hayranlıkla takip etti. Bu durum onu hep düşündürdü ama çokça umutlandırdı. Aranje ederek seslendirdiği Anadolu türküleri repertuvarında önemli yer tutuyor, bu zengin kaynaktan beslenen Fikret Kızılok, Cem Karaca, Barış Manço, Moğollar gibi müzisyen ve grupları müzik / müzikal düşünce olarak ustaları diye tanımlıyor. Kent müziğinin en iyi örneklerini veren Bülent Ortaçgil, Ezginin Günlüğü, MFÖ ve Grup Gündoğarken’in albümleri zaman zaman fikir aldığı müzikal rehberleri gibi. Klasik Türk Müziği nazariyatı, Anadolu ve Rumeli müzikleri üzerinde çalışıyor. Gitar ve beden perküsyonu dersleri veriyor. 
 
 
 

ARŞİV