Fotoğraflar: Erhan Demirtaş
Kadıköy’de yaşan Mustafa Güneyli gündüz 51 yaşında bir SSK emeklisiyken akşamları sessiz film döneminde hareketleriyle, mimikleriyle ortaya koyduğu sıcaklıkla sinema seyircisinin gönlünü fetheden Charlie Chaplin’in unutulmaz karakteri Şarlo oluyor.
Güneyli’nin sıra dışı yolculuğu insanların gülmeyi ve güldürmeyi unutmalarını fark ettikten sonra başlamış. İyinin de, kötünün de, zenginin de, fakirin de gülebildiği tek insan dediği Charlie Chaplin’in izinde takmış bıyığını, yapmış makyajını ve çıkmış Kadıköy sokaklarına…
“KOSTÜM İÇİN TELEVİZYONUMU SATTIM”
Güneyli, temel motivasyonu olan insanların suratındaki tebessüm eksikliğini “ekonomi, güvensizlik, teknoloji” gibi sebeplere dayandırıyor. Hikâyesinin başlangıcını “İnsanlara gülmeyi, güldürmeyi unutturdular. Ne yapabilirim dedim ve Charlie Chaplin geldi aklıma. Önce makyajıyla başladım. Sonra gittim tuhafiyeye, tüy aldım, bıyığını yaptım. Kostüm alacak param yoktu, ben de o kostümü almak için televizyonumu sattım.” olarak anlatan Güneyli, Şarlo karakterini seçme sebebini ise, “Gülerken karşımdakine hüzün veriyorum. Hüzünlü dururken karşımdakine bir tebessüm veriyorum. Chaplin’in makyajında bir gizem var. Chaplin’in komedisinde bir gizem var. Hüzünle sevinci aynı anda veriyor sana. Aynı zamanda güven ve huzuru da…” sözleriyle açıklıyor. Kadıköy sokaklarında ise olumlu bir etki yarattığı ortada. Her girdiği sokakta çevresi onunla fotoğraf çektirmek isteyen ve onu izleyenlerle dolu.
“EĞİTİMLE DEĞİL İÇTEN GELİYOR”
Güneyli tiyatro veya pantomim eğitimi bulunmamasına rağmen sokaklarda oldukça başarılı bir performans sergiliyor. Güneyli bu duruma “Bence bunun eğitim ile bir alakası yok. Bu içten gelen bir şey. İnsanın içindeki çocuğu beslemesiyle ilgili bir şey. Makyajı yapıp sokağa çıktığımda başka bir karaktere bürünüyorum. Şarlo’yu anlıyor ve onunla duygudaşlık yapabiliyorum.” sözleriyle açıklık getiriyor.
Performansını sergilerken tıpkı karakterin aslı gibi asla konuşmayan Güneyli, sadece mutsuz bir şekilde oturan birini görünce konuşuyor ve onu güldürmeden de yanından ayrılmıyor. Bu performansı akşamları Kadıköy’de gerçekleştirmesinin sebebini ise “Akşamları insanların günlük şartlardan soyutlanıp kendini bulduğu saatler. Günlük streslerini üzerlerinden çıkarıp, rahat elbiselerini üzerlerine giydiği saatler. Hür olduğu, kendilerini hür hissettiği saatler. Yine Kadıköy de insanların daha fazla kendi gibi olabildiği bir yer. Onun için akşamları Kadıköy’de olmayı tercih ediyorum.” sözleriyle açıklıyor.
“SAHNEYE ASLA ÇIKMAM”
“Sahneye çıkmayı düşünüyor musunuz?” diye sorduğumuzda da “Kesinlikle düşünmüyorum” diyen Güneyli, “Bence Charlie Chaplin direkt insanların içinde, sokaklarda, fabrikalarda olmalı. İnsanların en derininde olmalı. Şarlo sahneye çıkarsa ölür, gizemini ve samimiyetini kaybeder.” şeklinde konuşuyor.