Kadıköylü sinemacılardan bir ‘Karakol' filmi

Kadıköylü genç sinemacılar İbrahim ve Yusuf Güler'in ilk filmi ‘Öz Hakiki Karakol’, Osmanlı döneminin meşhur üçkağıtçılarından Eyüplü Halit’in efsanelerle dolu dolandırıcılık hikâyesini beyaz perdeye taşıyor. 18 Mayıs'ta vizyona girecek olan filmde, Erdal Bakkal rolüyle gönüllere taht kuran Cengiz Bozkurt, sahte bir karakolun çakma komiserini canlandırıyor.

10 Mayıs 2012 - 15:52

Bu hafta sizlere Kadıköylü bir abi kardeşi ve onların ilk filmini tanıtacağız. İbrahim ve Yusuf Güler... İçlerinde sinema aşkı taşıyan bu 2 genç sinemacı kollarını sıvadı ve ilk filmlerini çektiler; “Öz Hakiki Karakol”

Filmin yapım aşaması Kadıköy'de başlamış, Yeldeğirmeni Halitağa Caddesi üzerinde kurdukları Arkadaş Yapım çatısı altında. Daha sonra ortak olarak Medya Mühendisi'ni de alarak yollarına devam etmişler. Aslında önce Güler kardeşleri size tanıtmak gerek. Filmin yönetmeni İbrahim Güler 31 yaşında. Dokuz Eylül Üniversitesi Sinema- Tv mezunu. 6-7 yıldır dizi ve sinema piyasasında sanat departmanlarında görev yapıyormuş. Ancak elbette ki hayali bir gün kendi filmini çekmekmiş. “Bunu gerçekleştirmek için, kendi imkanlarımızı zorlayarak Öz Hakiki Karakol'u çektik. Bir nevi hayalimizdeki şeyin peşinde koştuk. Bunun için belki hayatımızda büyük bir değişim yaşamak zorunda kaldık ama belli şeyleri başarmak için radikal kararlar almak lazım” diyor İbrahim.
 
‘KADIKÖY'E GELENE DEK...’
 
Yusuf Güler de 29 yaşında. Aslında sinema eğitimi almamış. Sakarya Üniversitesi Bilgisayar programcılığı mezunu, asıl mesleği sistem yöneticiliği. Halen Cumhuriyet Gazetesi'nde çalışıyor. “Sinemaya ilgim seyirci boyutundaydı ta ki abim ile birlikte Kadıköy’e taşınmamıza kadar” diyen Yusuf, “Film projesinden de bu şekilde haberdar oldum. Abimin bu iş için desteğe ihtiyacı vardı, benim de yeni bir heyecana... Ben bu işin içinde çok yeniyim. Henüz öğrenciyim diyebilirim. Biraz girişimci ruh biraz da yenilik arayışıydı beni bu işin içine sokan” sözleriyle anlatıyor film ekibine dahil oluşunu. İbrahim ve Yusuf'a “Neredeyse her gün yeni bir filmin vizyona girdiği bir sektörde, bir film çekme cesaretini nereden buldunuz?” diye soruyorum. Yanıt net; “Bu bizim için bir aşk ve bu sektörün bizim gibi cesaretli, genç sinemacılara ihtiyacı var. Bu aşkı gerçekleştirmek için cesaretin dışında biraz da delilik gerekiyor galiba...”
 
MUSSOLİNİ'Yİ DOLANDIRAN EYÜPLÜ HALİT!
 
Peki Öz Hakiki Karakol neyi anlatıyor? Tophaneli bir kaç arkadaş, büyük bir dolandırıcılık için karakolu olmayan bir kasabaya sahte bir karakol kuruyorlar. Aslında plan basit ama iş bu noktadan sonra karışıyor. Gittikleri kasaba bir suç şehrine, kendileri de ister istemez polis dönüşüyor. Bir de devlet buraya gerçek stajyer polis atayınca olay iyice çığrından çıkıyor...
İbrahim Güler, filmin gerçek bir hikayeden esinlenilerek yazıldığını söylüyor; “İstanbul işgal altındayken Eyüplü Halit adında Rum asıllı bir dolandırıcı sahte bir karakol kuruyor. Bir de bekçi arkadaşı var. Gayrimüslimleri, iyi polis-kötü polis oynayarak dolandırıyorlar. Hatta daha sonra Cumhuriyet döneminde Eyüplü Halit'in hapishanedeyken Mussolini'yi bile dolandırdığı söyleniyor. Mussolini'ye mektup yazıp, 'Antalya'nın sizin hakkınız olduğunu düşündüğüm için beni burada hapis ettiler' diyor. Mussolini de elçisiyle para gönderiyor. Yetkililer elçiyi adamın dolandırıcı olduğuna zor ikna ediyorlar.”
 
‘NİTELİKLİ BİR KOMEDİ’
 
Güler kardeşlere, “Bu bir ilk film ve komedi. Komedi zordur derler” hatırlatmasını yapıyorum. “Biz kendimiz gülmeyeceğimiz bir şeyi zaten ortaya çıkarmazdık. Biz bu projeyi çekerken de yazarken de çok eğlendik. Bu da filme fazlasıyla yansıdı” diyor ve devam ediyorlar: “Önemli olan şu; Biz bir komedi filmi yaptık evet ama hikâyesi olan, özü olan bir komedi filmi bu. Küfürlü ya da içi boşaltılmış olanlardan değil. Komedi olsun diye komedi değil, nitelikli bir komedi. İzleyiciyi güldürmek zor sözüne de pek katılmıyoruz. Günlük hayatta etrafımızda tonla komik şey oluyor. Sadece ana haber bültenlerini takip etseniz bir sürü komedi filmi çıkar. Önemli olan bunu izleyiciye nasıl aktaracağımız. Bu filmle doğru bir şekilde aktardığımıza inanıyoruz.”
 
‘ERDAL BAKKAL’ BAŞROLDE...
 
Öz Hakiki Karakol filminde başrolü Cengiz Bozkurt oynuyor. Peki Bozkurt'a nasıl karar vermişler? İbrahim Güler yanıtlıyor; “Bir film için aslında en önemli ve en zor kararlardan biri oyuncu seçimi. Biz şimdi geriye dönüp baktığımızda doğru bir seçim yapmanın gururunu yaşıyoruz. Cengiz abiyi ben daha önceki asistanlık yıllarımdan tanıyordum. Hasan karakteri tamamen Cengiz Bozkurt düşünülerek yazıldı.”
İbrahim ve Yusuf Güler'e dikkatimi çeken bir noktayı hatırlatıyorum. Filmdeki ana karakter arasında kadın oyuncu yok... Acaba bir “erkek dünyasını mı” anlatıyorlar? “Hayır, bir erkek dünyasını anlattığı filan yok aslında filmin” diyor İbrahim Güler ve ekliyor; “Öyle bir iddiası da yok. Bu tamamen yazarken kalemin gittiği yerle ilgili. Senaryoyu bitirdiğimizde ana rolde kadın karakter yoktu. Ama yan rolde önemli kadın karakterler var, özellikle olayın çözülmesinde...”
 
POLİSLER DE FİLMİ BEĞENDİ
 
Türkiye'de genelde bir meslek grubuyla ilgili bir kitap da yazmak, film de çekmek zordur. Hemen o meslek grubundan açıklama gelir “Bizi yanlış tanıtıyorsunuz...” diye. Güler kardeşler bu konuda endişe taşıyıp taşımadıklarını şöyle anlatıyorlar;
“Filme başlarken emniyetle bir görüşmemiz olmadı. Ama post aşamasında Emniyet'le görüşmelerimiz oldu ve onlar da filmi beğendiler. Bu film polisleri anlatmıyor ki zaten. Bizim hikayemiz sahte bir karakol hikâyesi. Biz ‘Polisler böyle davranır, bizim polisimiz böyle...’ demiyoruz ki. Zaten Hasan karakteri de bir süre sonra işler sarpa sarınca ne zor şeymiş bu polis olmak diye isyan ediyor.”
İbrahim ve Yusuf Güler'e son olarak “18 Mayıs'ta izleyici bu Karakol'a niye gitsin?” sorusunu yöneltiyorum. Yanıt veriyorlar: “İnsanlar bu filme gittiklerinde eski Yeşilçam filmlerinden, Kemal Sunal, Şener Şen filmlerinden aldıkları tadı alacaklar...” 

KARAKOL 18 MAYIS'TA AÇILIYOR....
 
Senaryosunu İbrahim Güler ve Erdal Bektaş’ın yazdığı, yapımcılığını Arkadaş Yapım (Yusuf Güler) ve Medya Mühendisi’nin (Kayahan Nacar&Ceyhun Büyükbeşe) üstlendiği, yönetmenliğini İbrahim Güler’in yaptığı film, 18 Mayıs’ta vizyona girecek. Cengiz Bozkurt, Emin Maltepe, Oktay Gürsoy, Serkan Genç, Sezgin Cengiz ve Hasan Demirtaş'ın rol aldığı filmin müziklerini Batuhan Fırat yaptı. 
Kırklareli’nin Çakıllı Beldesi'nde çekilen filmi, Emniyet mensubu ve yakınları anlaşmalı sinemaların gişelerinde kimlik ibraz ederek indirimli olarak izleyebilecekler.
 
Gökçe UYGUN

ARŞİV