Sinemamızın, tiyatromuzun ve elbette edebiyatımızın en kıymetli figürlerinden Tarihi Haydarpaşa Garı, asli görevine dönmek, yolcularına yeniden hizmet vermek için gün sayıyor. Bir roman sayfasındaki gibi; hasretin, özlemin, ayrılığın, kavuşmanın başlangıç noktası olan gar, şu günlerde İstanbullu sahafların on binlerce güzel kitabına ev sahipliği yapıyor. “Kitaplar iyi ki var!, sahaflar iyi ki var!, okurlar iyi ki var!” sloganından yola çıkan Beyoğlu Sahaflar Derneği Kadıköy, Üsküdar ve Beyoğlu gibi çeşitli semtleri mesken tutmuş 40 sahafı Kadıköy’ün ilk sahaf etkinliğinde, Haydarpaşa’da kitapseverlerle bir araya getirdi. 18 Aralık Cumartesi günü kapılarını aralayan Sahaf Festivali, Kadıköy’ün ilk ve tek Sahaf Festivali olma özelliğini taşıyor. Geçtiğimiz yaz aylarında Haydarpaşa Garı’nda gerçekleşen Kadıköy Belediyesi 9. Kitap Günleri’ne 325 bin ziyaretçi katılmış ve 2 milyona yakın kitap satılmıştı. Kitaplara ev sahipliği yapmaya kısa bir ara veren gar, şimdi ise nadir bulunan kitaplara, dergilere, plaklara, fotoğraflara, belgelere ve mecmualara kucak açtı. Eski kitapların kokusunu içine çekmek isteyenler, kitaplar üstüne doyumsuzca muhabbet yapmak isteyenler 3 Aralık tarihine kadar her gün 11.00-21.00 saatleri arasında Haydarpaşa Garı’nı ziyaret edebilir.
KİTAP BAHANE MUHABBET ŞAHANE
Haydaparşa Garı’ndan içeri adım atar atmaz nostaljiyle burun buruna geliyorsunuz. Bunun üstüne bir de geçmişten günümüze kültür köprüsü vazifesi gören sahaflar eklenince tarihi garda epeyce vakit harcamanız kaçınılmaz oluyor. Festival alanına girer girmez yan yana dizilmiş onlarca sahaf sizi karşılıyor. Sahaflara ek olarak Kadıköy temelli plakçılık yapan Plakhane’nin 60’lı, 70’li ve 80’li yılların plaklarını sergilediği stantı da mevcut. Stantlara şöyle bir bakıp gözünüze kestirdiğiniz kitaplara elinizi attığınız anda aslında sahaflarla bir muhabbet de başlatmış oluyorsunuz. Kitapların basım tarihinden, kağıt kalitesine, mürekkebinden yazarın külliyatındaki diğer eserlere varıncaya kadar sohbet edebileceğiniz festival aslında özlediğimiz samimiyeti de bulmak mümkün.
HER BÜTÇEYE UYGUN KİTAP
Sahaf Festivali’ne gelen kitapseverleri zengin bir arşiv karşılıyor. Neredeyse her dilden eserin mevcut olduğu festivalde her bütçeye uygun kitap bulmak da mümkün. Stantlarda, 100 yıl öncesinin el yazmaları da günümüzün popüler edebiyat kitapları da bulunmakta. Fiyatların, kitabın basım yılına ve kondisyonuna göre değiştiği festivalde 5 liraya da 500 liraya da kitap alabilirsiniz. Festivale özel olarak çoğu kitapların indirimliği olduğunu ve sahaflarla da son bir pazarlık payınız olduğunu söylemeyi de unutmadan geçmeyelim.
HALDUN TANER İMZALI KİTAPLAR
Festival, Haydarpaşa Garı’nın 1. peronunda nam-ı diğer Haldun Taner Sokak’ta gerçekleşmekte. Edebiyatımıza yazmış olduğu tiyatro oyunlarıyla damga vuran büyük usta sahaflar tarafında da unutulmadı. Peronun hemen başlangıcında özel olarak hazırlanan cam bölmeler içine Haldun Taner’in ıslak imzasının bulunduğu kitapları yerleştirildi. Taner’in imzalı kitapların sergilendiği bölüme ziyaretçilerin ilgisi yoğun oldu.
“HAYDARPAŞA’YA KİTAP YAKIŞIYOR”
,
Gazete Kadıköy olarak festivalin açılış gününde sahafların duygu ve düşüncelerini aldık. Üsküdar’daki Hengame sahaftan Abdullah Karasu, Kadıköy’de sahaf festivali gerçekleşmesinden mutluluk duyduğunu belirterek, “Sahaf Festivali ile birlikte olması gereken oldu. AVM’ye dönüşmesin diye zaten 2012’den beri buradayız. Çay festivali, kahve festivali… Bunlar açıkcası pek yakışan işler değildi. Biz de süreci bekledik olacak mı olmayacak mı diye ve gar olarak kaldığını öğrenince burada yapmaya karar verdik. Bence Haydarpaşa’ya kitap yakışıyor. Haydarpaşa Kadıköy’e yakışıyor. Trenler, Haydarpaşa’ya yakışıyor. Gelen ziyaretçi sayısı oldukça yoğun. Sabah saatlerinde bu kadar insanı beklemiyorduk. Her şey çok güzel. Kitap kültürünün bitmesi mümkün değil. Birileri belki bitirir ama birileri de bayrak yarışı gibi kitap kültürünü sürdürecektir. Kitaplar da yaşasın garlar da yaşasın” diye konuştu.
“HAKİKİ OKUYUCU KİTLESİ GELİYOR”
Bomonti’’deki Minör Sahaf’tan festival için gelen İlhan Akkaya ise, sahaf festivalinin Kadıköy’de gelenekselleşmesini istediğini dile getirerek, “Uzun zamandır Kadıköy’de sahaf festivali yapılmasını istiyorduk. Sahaf festivali uzun zamandır Beyoğlu ve Üsküdar’da yapılıyordu. Ama biz Kadıköy’de sahaf festivalinin olmayışını, Kadıköy için eksiklik olduğunu düşünüyorduk. Bu ilk oldu. Önümüzdeki yıllarda çok daha iyi olacağından da eminim. Kişisel olarak festivalin Kadıköy için gelenekselleşmesini istiyorum. Garda sahaf festivalinden önce yapılan Kitap Günlerin’ne bu festivalin eklenmesi çok hoş oldu. İstanbul’da sahaf potansiyeli epeyce var. Gar, iki peron olacak şekilde rahatça dolabilir. Kadıköy’deki kitap okuyan kitle oldukça bilinçli ve ne istediğini bilen bir kitle. Buraya hakiki okuyucular geliyor. Beyoğlu’ndaki festivallerde hakiki okuyucu konusundan muzdariptik. Beyoğlu’nda bu sene hakiki okuyucu çok azdı. Fakat burada şu an mevcut kitle hakiki kitap okuyucusu. Çok büyük ve ciddi fark var” dedi.
“DARISI İZMİR’İN BAŞINA”
Festival için İstanbul dışından gelen tek sahaf ise İzmir’den Belki Sahaf. Genç bir sahaf olan Özgür Madak tarafından geçtiğimiz yıl kurulan Belki, sahaf festivaline katılmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyleyerek, “İstanbul’a daha önce hiç gelmemiştim. Böyle bir festival içinde ilk defa şehir dışında bulunuyorum. Festival çok güzel geçiyor. Sahaflar olarak mutluyuz ve memnunuz. Kendi kabuğumuzdan çıkıp başka bir yere tarihi ve kültürü içinde barındıran bir yere geldik. Okuyucu kitlesi oldukça nitelikli bir kitle. Günümüz kitaplarından oldukça az saatım. İnsanlar daha çok sosyal bilimler alannındaki kitaplara yöneliyor. Açıkcası böyle bir ilgi beklemiyorduk. Vatandaşların, bağımsız kitap evlerini desteklemesini istiyorum ve sahaf festivalinin darısı İzmir’in başına diyorum” şeklinde konuştu.
“FESTİVAL, ÇİFTE NOSTALJİ YAŞATIYOR”
Gazete Kadıköy olarak festivale katılan vatandaşlara da duygu ve düşüncelerini sorduk. Katılımcıların ortak görüşü; tarihi garda eski kitaplarla buluşmanın keyifli bir nostalji yarattığı oldu.
Naci Gürses: Haydarpaşa’yı ilk kez yeşilçam filmlerinde görmüştüm. Şimdi ise trenler yetim şekilde garda bekliyor. Diyorum ki iyi ki böyle etkinlikler yapılıyor da tarihi gar bir şekilde canlı tutuluyor. Yoksa böyle bir kültür mirası iyice başıboş bir şekilde çürümeye terk edilirdi. Burada olmak çok güzel. Festival bana çifte nostalji yaşatıyor. Bir yandan tanıdığım, bildiğim Haydarpaşa’yı görüyorum bir yandan da gençliğimde gördüğüm kitaplar, saman kağıtları ve dergiler aynı yerde. Çok mutluyum.