Kadın mücadelesinin ezgili hali

Kadın emeğini müzikle harmanlayarak erkek egemen sisteme kaşı mücadele eden ‘İstanbul Kadın Orkestrası’, kadınlardan destek bekliyor

13 Ekim 2016 - 15:22
Kadın emeğini müzikle harmanlayarak erkek egemen sisteme kaşı mücadele eden ‘İstanbul Kadın Orkestrası’, kadınlardan destek bekliyor

Gökçe UYGUN
Esasen şu röportajı ‘kadın’ vurgusuyla yapıyor olmak bile tuhaf benim için, ‘kadın’ bir gazeteci için. Bu sayfanın takipçileri bilirler müzik gruplarıyla yaptığımız röportajları. Bu grupların yüzde 99’u da erkeklerden oluşur. Bu sanki müzik dünyasının yazılı olamayan bir kuralıdır. Bu kalıplar dışına çıkan bir grup kadın müzisyenle tanıştıracağım sizi; İstanbul Kadın Orkestrası (İKO). Kadın sorunlarını müziğine taşıyan bu orkestra, Kadıköy’de kurulalı henüz bir yıl bile olmadı. Biz de İKO’yu, solistlerden Esra Lora Yılmaz ile konuştuk. Seslerine ses katmak için buyurun onları hem dinleyin hem okuyun…
● Aslında İKO’yu hangi ihtiyaçtan kurduğunuz çok açık ama bir de sizden dinleyelim.
Yaşamın birçok alanındaki erkek egemen zihniyet, biz kadınların varoluşunu engelliyor. Bu alanlardan biri de müzik. Bizler müzikle uğraşan kadınlar olarak, sahnelerde daha çok varolmak ve müziğimizi de sesimizi de duyurmak istiyoruz. Kadının sorununa ve yaşamın her alanında varolma mücadelesine ezgilerimizle ses vermek istiyoruz.
● Yani hem müzik yapmak hem erkek hegemonyasıyla mücadele…
Orkestramız erkeğin eril gücüne karşı kadın emeğini görünür kılarken farkındalık yaratıyor. Müzik yapmanın aynı zamanda sosyal boyutu ile ilgiliyiz. Cinsiyet ayırımı yapmaksızın toplumun her kesimine hitap ediyoruz. Kadın haklarını öne çıkarıyoruz. Cinsiyet ayırımına, şiddete, bütün kötü muameleye karşı sanatsal hassasiyetle yaklaşıyoruz. Kadının olduğu yerde sevginin, güvenin kazanmasını, kadınların güçlü olmasını önemsiyoruz. Müziğin iyileştirici motive edici gücünü bu yönde ortaya çıkartıyoruz. Çocuklarımıza, dünyamıza iyi bir gelecek bırakmak için adım attık. Birlikte uyum içinde çalışmamızı yürütüyoruz. Ön yargılardan uzak değer harcanmaması, insan değeri ve değerlerinin korunması için daha çok sanata ve duyarlılığa ihtiyacımız var.
● İKO kimlerden oluşuyor? Sanırım toplumu kucaklayan yapınıza örnek olarak LGBTİ bireyler de var ekipte.
Evet, LGBTİ bir arkadaşımız da var. Çünkü farklılıklarla birlikte bir aradayız zaten. Orkestrada çok farklı kesimlerden insanlar var, öğrenci, öğretmen, işçi, ev hanımı… 12 kişiyiz, oldukça kalabalığız. Aslında istediğimiz de tam olarak buydu. Hani diyoruz ya kadınların birlikte bir şey yapabildiğini göstermek istiyorduk. İşte bu kadar farklı kadın birlikte ve müzik yapıyor.
● ‘Kadın müzisyen’ olmanın zorlukları neler? Mesela provalarınız gece geç saatte bittiğinde eşleriniz, sevgilileriniz ne diyor? 
Zor tabi. Bu zorluklar en temelinde aileden, çevreden kaynaklı oluyor. Mesela orkestraya biri katılacaktı ama evli ve çocuklu olduğu için gelemedi. Böyle durumlarda hep kadın feragat ediyor. O da, kadın müzisyenleri geri palan itiyor. Çevremizdeki erkekler bizi destekliyor, sorunla karşılaşmadık şimdiye dek ama illa ki sorun çıkaracak olanlar da vardır
● İKO’nun enstrümanları, müzik tarzı nedir?
Birçok enstrümanımız var. Bu topraklara özgü olanlar da var, klasik batı enstrümanları da var. Çünkü biz klasik alt yapılı, çok sesli bir orkestrayız ama özgün, etnik şeyler de yapıyoruz. Örneğin Bahçe Duvarı türküsünde çello çalıyoruz. Yani bazı türküleri yerellikten çıkartıp dünyayla buluşturuyoruz veya bazı dünya müziklerini de bağlama kullanarak yerelliğe ulaştırıyoruz. Türküler dışında da İspanyolca, İtalyanca, Yunanca şarkılarımız var. Sadece Türkiye’ye bağlı değiliz yani dünya müziklerini kendi yorumumuzla söylemeyi tercih ediyoruz. Kendi bestelediklerimiz de var. Daha çok kendi bestelediklerimizle de devam etmek istiyoruz. Var olanları kendimiz yine yorumluyoruz ama yeni şeyler yaratmak da gerekiyor yani devamlılığı açısından da. Çünkü hani bir amacı var tabii ki orkestranın duruş olarak, politik olarak ama en nihayetinde iyi müzik de yapmak istiyoruz çünkü bu da çok büyük bir eksiklik Türkiye’de.
● Bir röportajınızda cezaevindeki kadınlarla ilgili bir proje yapmak istediğinizden bahsetmişsiniz.
O röportajda Çilem Doğan’dan yola çıkmıştık, o şimdi özgür. Ama cezaevlerinde pek çok kadın var, kadın cezaevlerine konserler vermek istiyoruz. Çocuklar için de bir şeyler yapmak niyetindeyiz. Söylemimiz sözde kalmasın, hayata geçsin diye uğraşıyoruz.
● Nerelerde konserler verdiniz ve vereceksiniz?
İlk konserimizi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde vermiştik. Sonra Kartal Beirut Performans Sahnesi’nde de konserimiz oldu. Kazım Koyuncu etkinliklerinde sahne aldık. Bir destek konserinde yer alacaktık ama OHAL nedeniyle iptal edildiği. 21 Ekim’de de Kadıköy Sahne’de olacağız. Feminist değiliz, konserlerimize sadece kadınlar gelmiyor. Başta kadınlar olmak üzere tüm müzikseverleri bekliyoruz…

Necla Demirli (solist), Esra Lora Yılmaz (solist), Duygu Yeşilyurt (solist), Şebnem Şimşek(solist), Dilek Gürbey (bağlama), Eda Güner (keman), Elif Muratoğlu (viyolonsel), Müge Alaboz(obua), Sena İncetahtacı(perküsyon), Zeynep Yıldız(bas gitar), Songül Akbaba(davul), Gizem Soyupek (tromp)t
 

ARŞİV