Kadın mücadelesini anlatan film ve diziler

Kadınların dayanışmasını, şiddete karşı direnişi ve başarı hikâyelerini ele alan film ve dizilerden seçme

06 Mart 2025 - 15:06

Kadınların cinsiyetçiliğe, emek sömürüsüne, şiddete karşı direnişleri ve hak arayışları birçok yönetmene ilham oldu. 8 Mart vesilesiyle kadınların dayanışmasını, şiddete karşı direnişi ve başarı hikâyelerini ele alan film ve dizilerden birkaçını derledik

Suffragette (Diren!)

Sarah Gavron'un yönetmenliğini üstlendiği Suffragette (Diren!), 20. yüzyılın başlarında İngiltere'deki kadınların oy hakkı mücadelesini konu alıyor. Gerçek olaylardan esinlenen film, kadın hakları mücadelesinin ne kadar zorlu bir süreçten geçtiğini ve kadınların bu uğurda göze aldığı fedakarlıkları gözler önüne seriyor. 20. yüzyılın başlarında oy hakkı için mücadele eden İngiliz kadınları tanımlamak için kullanılan Suffragette teriminden adını alan filmde Emmeline Pankhurst’i Meryl Streep canlandırıyor.

Thelma & Louise
İki kadının, erkek egemen bir dünyada özgürlük arayışını anlatan bu klasik film, kadın dayanışmasını ve patriyarkaya karşı başkaldırıyı simgeliyor. Ridley Scott’ın yönettiği ve Geena Davis ile Susan Sarandon’un başrollerini paylaştığı filmin konusu şöyle: Ev kadını Thelma ve garsonluk yapan Louise, sıradan hayatlarından sıkılarak hafta sonu kaçamağı yapmak için yola çıkar. Ancak yolculukları beklenmedik bir olayla yön değiştirir. Bir barda Thelma’ya saldırmaya çalışan bir adamı öldüren Louise, arkadaşıyla birlikte kaçmaya başlar. Hollywood’da kadın karakterlerin güçlü ve bağımsız bir şekilde resmedildiği nadir filmlerden biri olarak tarihe geçen film, 1992 yılında En İyi Orijinal Senaryo dalında Oscar kazandı.

The Handmaid’s Tale (Damızlık Kızın Öyküsü)

Margaret Atwood’un 1985 yılında yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanan Damızlık Kızın Öyküsü kadınların köleleştirildiği totaliter bir rejimde geçen distopik bir hikâye anlatıyor. Bruce Miller tarafından televizyona uyarlanan ve birçok kadın yönetmenin çalıştığı dizinin konusu şöyle: ABD’de gerçekleşen bir darbe sonucu, Gilead adlı teokratik ve totaliter bir devlet kurulur. Çevre kirliliği ve hastalıklar nedeniyle doğurganlık oranları düşmüştür. Yeni rejim, doğurgan kadınları zorla “damızlık” olarak kullanarak üst sınıftaki komutanların çocuk sahibi olmasını sağlamaktadır. June Osborne (Offred), bir damızlık olarak köleleştirilir ve rejime karşı hayatta kalma mücadelesi verirken, kaybettiği ailesini bulmaya ve özgürlüğüne kavuşmaya çalışır. Baskıcı yönetimler ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi konuları odağına alan dizi günümüz toplumsal ve politik olaylarıyla epeyce benzerlikler taşıyor.

Biri Şarkı Söylüyor, Diğeri Söylemiyor (L'une chante, l'autre pas)

Agnès Varda’nın yönettiği film, 1970'lerin Fransa'sında kadın hareketinin ivme kazandığı dönemde, iki kadının dostluğunu ve hayatlarını anlatıyor. Birbirine benzemeyen iki kadın olan Pomme ve Suzanne’in kesişen hayatları etrafında gelişen filmin konusu şöyle: Suzanne iki küçük çocuğunun babası olan bir fotoğrafçıyla birlikte yaşamaktadır. Üçüncü çocuğuna hamile olduğunu öğrenir fakat bu çocuğa bakacak durumu yoktur. Pomme, Suzanne’in kürtaj sürecinde ona destek olur. Yıllar sonra Suzanne çocuklarıyla birlikte ailesinin çiftliğine taşınır. Kadın hareketine şarkılarıyla destek veren Pomme ise evlenerek İran’a yerleşir fakat işler onun da umduğu gibi gitmeyecektir. İki kadın farklı hayatlar kurmuş olsa da bağları devam eder.

Mor Yıllar (The Color Purple)

1985 yılında vizyona giren, Steven Spielberg tarafından yönetilen ve Alice Walker'ın aynı adlı romanından uyarlanan film, 1900'lerin başında Güney Amerika'da, ırkçı ve patriyarkal bir toplumda yaşayan siyahi bir kadının hayatını konu alıyor. Celie,  önce babası tarafından cinsel istismara uğrar, sonra, ona zalimce davranan bir adamla evlenir. Tek tesellisi kız kardeşi Nettie’ye yazdığı mektuplardır. Babası Nettie’nin ona yazdığı yanıtları engeller. Celie sonunda kuru gürültüye pabuç bırakmayacak güçlü bir kadın olan Sofia ile tanışır ve bir kadın olarak güçlenir.

 


ARŞİV