Kadınlar, emeği görünür kılıyor

Kadın fotoğrafçılar ve yazarlar, ‘erkek egemen toplumda biz de varız’ demek için “Çağrışımlar” sergisinde bir araya geldi

15 Mart 2018 - 14:37

Sosyal ve kültürel alanda birçok çalışmaya ve etkinliğe ev sahipliği yapan Mecra, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir dizi etkinliğin adresi oldu. Bu etkinlikler içerisinde yer alan 36 kadın fotoğrafçı ile 36 kadın yazarı bir araya getiren “Çağrışımlar” isimli sergi de 10 Mart Cumartesi günü açıldı. Fotoğraf sanatına değer verenlerin yoğun ilgi gösterdiği ve 72 eserin yer aldığı sergi,  23 Mart tarihine kadar açık kalacak.   

“KOLEKTİF BİR ÇALIŞMANIN ÜRÜNÜ”

Serginin oluşum sürecinde yer alan ve sergiyi “bu bizim gerçekliğimiz ve kurgumuz” diye tanımlayan Fotoğraf Sanatçısı Hale Güzin Kızılaslan, serginin kolektif bir çalışmanın ürünü olduğuna, erkeklerin hakim olduğu bir camiada biz de varız demek için yola çıktıklarına vurgu yaptı, “Aslında uzun zamandır kadın fotoğrafçılar olarak yan yana gelmediğimizi ve birbirimizi görünür kılmadığımızı fark ettik. Bu durum bizim sürekli olarak dile getirdiğimiz bir sıkıntıydı. Çünkü özellikle belgesel nitelikte işler yapan çok sayıda kadın fotoğrafçı var. O yüzden kadın fotoğrafçılar olarak yan yana gelebilmek için 8 Mart vasıtasıyla bu değerli çalışmaya imza attık” dedi.

“GERÇEK HİKÂYELERİ BİLMİYORLARDI”

“Eli kalem tutan ve derdini yazarak anlatan kadınların, fotoğrafları yorumlamalarını istedik” diyen Hale Güzin Kızılaslan, konuşmasına şu şekilde devam etti, “Çok kısa bir sürede hem kadın fotoğrafçılara hem de kadın yazarlara davet metni gönderdik. Olumlu geri dönüşler aldık. Yazar kadın arkadaşlarımız fotoğrafları kimlerin çektiğini biliyorlardı ama gerçek hikayelerini bilmiyorlardı. Fotoğraflarda ne gördüklerini sorduk. Çok ilginç yorumlar ortaya çıktı. Bazı yazılar, fotoğrafların gerçek hikâyesine çok benziyordu.”

“NEDEN SADECE AYAKLARI SUDA”

Sergide fotoğrafı yer alan fotoğraf sanatçısı Serra Akcan, “Ağustos ayında Ermenistan’a başka bir çalışma için gitmiştim. Hava çok sıcaktı. Herkes Sevan Gölü’ne giriyordu. Türkiye’deki manzaraya çok benziyordu. Çok kalabalıktı. Kıyı boyunca yürürken, kadrajıma bir kadın girdi, kadın sadece ayaklarını suya sokmuştu. O kalabalık sanki orda yokmuş sadece o kadın varmış gibi” dedi. Bu fotoğrafa yazı yazan Nuray Sakarya da,  fotoğrafın üzerine düşünmeye başladığında o kadının nasıl bir kadın olduğunu, nerden geldiğini ve neden o suya girmediğini sadece ayaklarını soktuğunu düşünmeye başladığını söyledi. Sakarya, “Benim bu düşüncelerimden sonra kadın konuşmaya başladı.” Diyerek fotoğrafla ilgili yorumunu anlattı.

“TOPLUMSAL ROLLERDEN KAÇIN”

Fotoğraf sanatçısı Şehlem Kaçar da, “Mekân, beden ve ilişki sınırlarının olduğu bir çalışma. Bakan ve bakılan ikilemini kırmak istedim. Bakan erkek bakılan kadın argümanını eleştirmekti amacım. Toplumsal olarak kadına yüklenen rolleri atmak istedim ve yüzleşmeyi anlattım. Çamaşırların içine dalarak ironi yaptım” diye konuştu. Fotoğrafı yorumlayan Yonca Güneş Yücel ise; “Kadınının ağırlıklı olarak ev içinde görünmez olan emeğine ilişkin bir gönderme var. Bunun çok da görünmez olmadığına dair bir iddia var. Ev içinde rol dağılımına ilişkin itirazı kaleme aldım. Kısıtlayıcı ve kıstırıcı bütün rollerden kaçışı anlattım.” diye konuştu.


ARŞİV