'Kalıntılar'dan kalanlar Kadıköy'de...

​Ödüllü fotoğrafçı Coşkun Aşar, efsane fotoğrafçı Josef Koudelka’yı filme aldı. “‘Koudelka – Aynı Nehirden Geçmek” adlı belgesel film, 41. İstanbul Film Festivali’nde kapsamında dünya prömiyerini Kadıköy’de yapacak

09 Nisan 2022 - 13:57

Dünya tarihine iz bırakan sayısız olayı ve yüzlerce antik kent ve arkeolojik kalıntıyı fotoğraflayan efsanevi fotoğrafçı Josef Koudelka’nın ‘Kalıntılar’ (Ruins) adlı çalışmasının Türkiye ayağını belgeleyen “Koudelka – Aynı Nehirden Geçmek” isimli belgesel film, ilk kez sinemaseverlerle buluşacak. 

Belgesel fotoğraf çalışmaları ve filmleriyle tanınan ödüllü fotoğrafçı Coşkun Aşar’ın, efsanevi Magnum fotoğrafçısı dünyaca ünlü Josef Koudelka ile 6 yıl boyunca Ege ve Akdeniz bölgelerinde her yıl ortalama 6 bin kilometre kat ettikleri ve toplamda 11 şehir, 60’a yakın antik kenti ziyaret ettikleri seyahat, ortak senarist/editör Ayhan Hacıfazlıoğlu’nun kurgusuyla beyazperdeye taşınıyor. 41.  İstanbul Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapacak olan filmi, 14 Nisan Perşembe 16.00’da Kadıköy Sinematek ve 16 Nisan Cumartesi 16.00’da Beyoğlu Sineması’nda izlemek mümkün.

Detayları, Marmara Üniversitesi’nden meslektaşım olan Coşkun Aşar ve Ayhan Hacıfazlıoğlu ile konuştuk.

  • Koudelka ile yollarınız nasıl kesişti?

  • Coşkun Aşar: Fotoğrafa başladığım yıllardan beri işlerini hayranlık ve saygıyla izlediğim, benim için dünya çapında bilinen en iyi fotoğrafçılardan biriydi. Yollarımızın kesişmesi 2008’de Pera Müzesi’nde açılan retrospektif sergisi sırasında oldu. Magnum Fotoğraf Ajansı’ndan ortak arkadaşlarımız iletişim bilgilerimi ona vermiş. İstanbul’da sergisinin kurulumu sırasında bana ulaştı ve projesinden bahsedip bu proje için onunla beraber çalışmayı teklif etti. Bu vesileyle de yollarımız kesişmiş oldu.   

  • Ayhan Hacıfazlıoğlu: Koudelka’yla ilk kez 2016’da Coşkun’un evinde, projesi için son defa yolculuğa çıkma telaşındayken tanıştım. Bu yolculuğa tekrar çıkacağı için çok mutlu ve heyecanlıydı, kısa bir sohbetimiz oldu. Bu kısa sohbetten bile hayata ve işine olan tutkusu anlaşılabiliyordu.

  • Bu filmi yapmaya nasıl ve neden karar verdiniz?

  • Aşar: Aslında Koudelka’nın projesi için çalışmayı kabul ettiğimde kafamda bu deneyimi filme almam gerektiği vardı. O dünyaca bilinen efsane bir fotoğrafçı olmasına rağmen hakkında yapılmış pek fazla birşey yoktu. Hatta verdiği röportaj sayısı bile yok denecek az.  Sinema okumuş bir fotoğrafçı olarak Koudelka’yı yakından tanımayı çok istiyordum ve bunu bir şekilde belgelemeyi arzuluyordum. Ancak bu defa fotoğraftan ziyade filme almayı hayal ediyordum. 

  • Hacıfazlıoğlu: Başından beri projeden haberdardım. Zaman zaman da Coşkun’un çektiği görüntüleri beraber izliyorduk. Bir filme dönüşebilmesi için neler yapılabilir diye sık sık konuşuyorduk. Koudelka’yı izledikçe, onu yakından tanımaya başladım. Yaşam ve sanat felsefesini içtenlikle anlatan Koudelka’yla yolculuk yaparken buldum kendimi. 

  • Aynı Nehirden Geçmek ismi neye işaret ediyor?

  • Aşar: Heraklitos’un "Hiç kimse aynı nehirden iki kez geçemez, ne o nehir aynı nehirdir ne o insan aynı insandır” sözüne...  Koudelka çalışırken maksimuma ulaşmak için tekrar tekrar geri döner, aynı yerleri aynı noktaları fotoğraflar. Onu için değişim bu noktada en büyük zorluktur. Ancak aynı nehirden geçemeyeceğini bilen Koudelka için tekrar etmek, kendi maksimumuna erişmek için en önemli aracıdır. 

  • Hacıfazlıoğlu: Hayat felsefesini tekrar ve maksimumu bulmak üzerine kurmuş olan Koudelka Efes’teki Celsus kütüphanesini çekerken, elinde diğer yıllarda çektiği fotoğraflara bakarak değişimden bahsediyor ve anlaşılan o ki çektiği fotoğraflardan birine karar vermiş ki aynı nehirden bir daha geçilmez diyor ve muzipçe “ama ben geçerim” diye de ekliyor. İnsanlığın bugüne gelişine yol açan imkansızlığı zorlamayı ve yeni yolların nasıl açılacağına dair fikirler veriyor. 

“BENİ GÜZELLİK YÖNLENDİRİR”

  • Koudelka'yı antik kalıntıların peşine düşüren ve sizi de onun peşine düşüren ne?

  • Aşar: Koudelka’nın bu kalıntıların peşine düşme nedeni güzellik. ‘Beni güzellik yönlendirir’ diyor. Onun için bu antik kalıntılar çok güzel yerler. Beni Koudelka’nın peşine düşürense ona olan merakım. 

  • Hacıfazlıoğlu: Neredeyse her şeyin sıradanlaştığı bir hayatta orijinal insan bulmak çok zor artık. 

“FİLM, YOLDA YAŞANANLARDAN KALANLAR…”

  • Film bana elbette başta fotoğrafçılıkla ilgili olmakla birlikte, yaşam, zaman, yol gibi konuları da düşündürdü. Amacınız bu muydu?

  • Aşar: Koudelka ile yola çıktığımda neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Ben onunla birlikte her şeyi yolda öğrendim. Bu nedenle film tamamen yolda yaşananlardan geriye kalanlar oldu. Tabii ki uzun bir zaman sürecinde yapıldı bu film, yolculuklar ve çalışma da uzun sürdü. Tüm bunları her yıl yaparken öğrendiklerimi üst üste koyarak ekleyerek ilerledim. 

  • Koudelka belki birçok kişiye göre taşların fotoğrafını çeken adam... Sizce kim ve neyi çekiyor?

  • Aşar: Koudelka hayatının farklı dönemlerinde birçok farklı projeler yapmış onlarca fotoğraf kitabı olan çok üretken bir fotoğrafçı. Bu fotoğrafları çekiyorum çünkü burada güzellik var demişti. İlk başka bu güzellik tanımı çok basit gibi görünse de Koudelka’nın bahsettiği güzellik anlayışı derin ve çok fazla şeyi kapsıyor. Ben onun çalışmasına tanık olurken bunu daha iyi anladım. Bana göre Koudelka haz aldığı fotoğrafları çeken, fotoğraf çekerken hayatı yaşayan bir adam. 

  •  

  • Filmin çekim sürecinden bahseder misiniz? Ne kadar yol gittiniz, ne kadar çekim yaptınız ve bu yol size neler kattı?

  • Aşar: Koudelka ile 2008’de tanıştıktan sonra üç yıl kadar projenin araştırma ve planlama süreci oldu. Ardından 2011’de ilk yolculuğumuza çıktık. Her yıl bir ay civarında yolculuk yapıyor, ortalama 5-6 bin km yol yapıyorduk. Son yolculuğumuzu 2016’da yaptık. Yaklaşık 60 civarında antik kenti ziyaret etmişiz bu süreçte. Filmin montajına 2017’den sonra Ayhan Hacıfazlıoğlu’yla birlikte başladık, 2018 ve 2019 yılında Koudelka ile yaptığımız yolculukların aynısını beraber yaparak ek çekimler ve ses kayıtları yaptık. Tüm süreç bu şekilde ilerledi. Kesinlikle bu süreçte Koudelka ile yaşadığım bu deneyimden çok fazla şey öğrendim. Kesinlikle böyle bir tecrübe hayatımın akışını değiştirdi diyebilirim. 

“ZAMANA SAYGI DURUŞU FİLMİ”

  • Sizce izleyiciler bu filmde ne bulacak?

  • Aşar: Öncelikle Koudelka’yı bilen işlerini takip eden bir kitle var. Bu kitle O’na dair merak ettiği birçok şeyi bu filmde bulabilir. İşlerinden bildiği Koudelka’nın çalışmasını, yaklaşımını, hayata bakışını, fotoğrafa dair düşüncelerini ve onun karakterine ait özelliklerini bu filmde izleyebilecekler. 70’li yaşlardan 80’lerinin başına kadar olan çalışma sürecinde işine olan saygısı, hayata bakışı, çalışma azmi ve disipliniyle birçok insana farklı bir perspektif kazandıracağını ve ona dair bir merak uyandıracağını söyleyebilirim. 

  • Hacıfazlıoğlu: Koudelka yalnız başına eşsiz güzellikteki antik kent kalıntıları içerisinde dolaşıp fotoğraf çekerken, bir yandan da fotoğrafa, dünyaya, yaşama, sanata, güzelliğe ve kendine dair söylemlerine ilk kez bu yakınlıkta tanık olacaklar. Bu film özünde bir zamana saygı duruşu filmi. Koudelka’nın sıkça tekrarladığı (ve nasıl olduysa filmin bir yerine koyamadığımız) bir İtalyan atasözü izleyicilerin filmde ne bulacağına cevap veriyor:“Le cosefatecon il tempo, il tempo la respecta. (Zamanla yapılan işe zaman da saygı duyar.)”.

  • Bu filmin işaret etmek istediği şey nedir?

  • Aşar: Bu bir tanıklık filmi, öyle bir dertle yola çıkarak bu filmi yapmak gibi bir kaygım yoktu. Ben sadece işlerini çok sevdiğim dünya çapında önemli bir fotoğrafçıyı yolda yakından tanıyarak ona, yola ve yolda yaşananlara odaklanan içeriden, yakından bir tanıklık filmi yaprak bu tecrübeden geriye bir şeyler bırakmak istedim. Bu geri kalan hem ona hem de bana dair olsun istedim.  

  • Hacıfazlıoğlu: Harabelerin içinde bile güzellik, estetik arayan usta bir sanatçının bu son projesini izleyiciyle buluşturmak istedik. Ne olursa olsun sabırla güzelliklerin peşinden gitmeliyiz. Sürekli hareket halinde olmalıyız, durduğumuz an yok oluş başlıyor demektir.

  • Coşkun; filmi yakın zamanda yitirdiğimiz sevgili Kayıhan Güven hocamızın anısına ithaf etmen çok hoş. Bu konuda ne söylemek istersin?

  • AşarSevgili Kayıhan Güven Hocam sadece benim için değil, onun tedrisatından geçen tüm öğrencileri için çok önemli bir öğretmendi. Bizim için çok önemli bir misyonu gerçekleştirip bizim hayata başladığımız noktalardan biri oldu. Kayıhan Hoca ile mezun olduktan sonra da hiç bağımız kopmadı. Benim bu işi yapma sürecimde hep konuşuyorduk. En son konuştuğumuzda vefatından kısa bir süre önce umutla planlar yapıyordu ve Koudelka filmi için de çok heyecanlıydı. Çok ansız ve ani bir kayıp oldu hepimiz için. Festivalde sinemada yan yana oturup filmi onunla izlemeyi çok isterdim. Ruhu şad olsun.   

  •  

 


ARŞİV