KATOT: Kolektif, politik bir tiyatro topluluğu

KATOT, 2015 yılında Kadıköy’de kurulmuş bir tiyatro topluluğu. Çoğu kez prova yapacak yeri dahi zor bulmalarına rağmen para kazanma kaygısı gütmeden politik oyunlar oynamaya devam ediyorlar

03 Mayıs 2018 - 15:01

Bu sene ODTÜ, DasDas gibi yerler de dâhil olmak üzere birçok yerde oynayan Kadıköy Tiyatro Oyuncuları Topluluğu’nun ortaya çıkışını, sıkıntılarını ve geleceğini; yönetmen ve oyuncularından dinledik...

KATOT nasıl kuruldu?

Yönetmen Emre Cingöz: Halk Eğitim Merkezi’nde epik tiyatro dersi veriyordum. 2014’te mezunlarla oyun çalışması yapayım dedim. Mezun havuzundan 30 kişilik bir kadro oluşturduk. Deneme sahnesinde oynadığımız ilk oyun Keşanlı ve Ali Destanı oyunuydu. O da farklı bir uyarlamaydı. Oyunu devam ettirmek, farklı kişilere ulaşmak istedik. Garajda, tuvalet önünde hatta Yeldeğirmeni İşgal Evi’nde dahi prova aldık. Yerimiz yoktu. Kadıköy Halk Eğitim’den çıkınca tiyatro topluluğu kurmaya karar verdik. KATOT kimyasal tepkimeye göre ya artı olan ya eksi olan; duruma göre değişen anlamına geliyor. Oradan esinlenerek 2015 Kasım ayında topluluğumuzu kurduk.

“İÇİMİZDE ÖĞRETMEN DE VAR MAĞAZACI DA”

KATOT bir tiyatro topluluğunun da ötesinde bir anlam ifade ediyor sizin için sanırım...

Barış Sönmez: İlk amacımız tabii ki tiyatro yapmaktı ama bize ait bir alan olsun istedik. Hayatımız hep Kadıköy’de geçiyordu ve hepimizin meslekleri de farklı. İçimizde öğretmenimiz var, memur var, tekniker var, mağazacımız var, işsizimiz var. Beni en çok doyuran tarafı mücadelemi tiyatroyla göstermek, kendimi böyle ifade etmek. Beni en çok kesen sesimi duyuramamanın yarattığı çaresizliğe çare bulmak.

Güven Yılmaz: Aslında bunu tam bir çalışan tiyatrosu olarak değerlendirebiliriz. Sadece oyun oynayalım kaygısında değiliz. İnsanlara bazı mesajları vererek bir şeyleri uyandırmaya çalışıyoruz. İnsanlara günümüzden bir şeyleri vererek bir şeylerin farkına varmalarını sağlamak için bu uyarlamaları yaptık.

Emre Cingöz: KATOT kurulduktan sonraki en büyük sıkıntımız, yerimizin olmaması. Sahnesiz bir tiyatro olduğumuz için 1200 lira sahne kirası veren bir ekibiz ve oyunlarımızı da genelde ücretsiz oynuyoruz. Bizim para kazanmak gibi bir amacımız yok.

Şvayk Harikalar Ülkesinde oyunundan biraz bahsedebilir misiniz?

Emre Cingöz: Aslında bu oyun Jaroslav Hasek’in “Aslan Asker Şvayk” romanından uyarlama. Birinci Dünya Savaşı’nda geçiyor. Brecht’in üzerine yazdığı “Şvayk” adında da bir metin var. Brecth, kahramanın karşısında Hitler’i çıkartıyor. Biz de bunu 2018’e, günümüz Türkiye’sine uyarladık.

Politik oyunlar oynuyorsunuz. Hiç sizi zorlayan tehdit, tepki vs. bir hadise yaşandı mı?

Ertan Tok: Yalova’da KESK’in organize ettiği KHK’lar ile ilgili bir oyun oynadık. Orada polis geldi, kamerayı koydu ve kaydetti. Mesela biz orada dayanışma gecesinde de oynamıştık.

Serkan Akpınar: Başka birisinin oynayamazsınız demesine gerek yok bence biz doğduğumuz yerden uzaklaştırıldık. Kadıköy’den uzaklaştık. Ataşehir, Bursa, Avcılar, Yalova, Ankara’da oynarken Kadıköy’de bir kere bile oyunumuzu oynayamadık.

Bu imkansızlıklarda amatör olarak görülmeniz mi etkili?

Barış Sönmez: Ben böyle düşünüyorum. 4 senedir 8 kere başvurduk hep benzer şeylerle karşılaştık. Tüketim alışkanlığı tiyatroya da sirayet ediyor. Meşhur simalar olduğu için kaliteli olduğu anlamına gelmediği gibi amatör grupların da hep kötü oyunlar çıkardığı ön yargısı yanlış.

Emre Cingöz: Büyük sahneler var Kadıköy’de. Burada bence maddi kaygılar devreye giriyor ve verilirse de 30 kişilik bir ekip olmamıza rağmen küçük sahneler veriliyor. Tabii ki 4-5 kişi grup kurup “Biz tiyatro yapıyoruz” diyen ekiplerin de bunda payı var. Bu üretimler teoriyi oturtmadan yapılıyor ve niteliksiz, özensiz bir sonuç çıkıyor. Sırf oyun oynamış olmak için bunu yapanlar var.

Oynarken aldığınız olumlu tepkilere örnek verir misiniz?

Güven Yılmaz: Yalova’da yaşlı bir abi oyunumuzu izlemiş. Çıkışta yanımıza geldi hepimizin elini sıktı. Tiyatro Gazetesi’nde röportajımızın yayınlanmasını sağladı. İlk başlarda ailemize, arkadaşlarımıza oynuyorduk ama şimdi bir kitlemiz var; bizi takip eden, bilen. İnsanlar arkadaşlarına tavsiye ediyor, yorumlar geliyor ve biz bunu politik oyunlarla yaptık.

Serkan Akpınar: DasDas’daki oyunumuza bir tiyatro eleştirmeni katılmıştı. İki paragraflık bir metin yazmış. Hatta biz içimizden biri mi yazdı acaba diye espri yapmıştık. Çünkü bizim anlatmak istediğimiz her şeyi oraya aktarmış. Bu bizi çok mutlu etti. Örneğin ODTÜ’de de “Bunu şöyle yapmalı mıydınız?” diyenler oldu.

“METİNLERİMİZ ORGANİK”

4 yılda geldiğiniz yeri nasıl görüyorsunuz?

Serkan Akpınar: Epik tiyatronun doğası gereği hiçbir şeyi tam yaptık diyemeyiz. Her oyun geliştirilebilir. Brecht’in kendi oyunlarında bile hiçbir şey bitmemiştir. Ancak aldığımız olumlu eleştiriler içinde bulunduğumuz olumsuz imkânlar içerisinde yapabileceğimizin en iyisini ortaya koyduğumuzu hissettiriyor. Bu yönden içimiz rahat.

Barış Sönmez: Oyunlarımızı geliştiriyoruz. Onları değiştirerek daha demlenmiş, kaliteli hale getireceğimize eminim. Metinlerimizin çoğu organik. Önümüzdeki süreçte daha kurumsal bir yapı olmayı planlıyoruz. Koordinasyon ekibimiz var, aidat topluyoruz, dekor, kostüm sorumlusu var. Sonraki üretimler bu disiplinin sayesinde daha kaliteli çıkacaktır.

Önümüzdeki yıl yeni oyun planınız var mı?

Emre Cingöz: Biz bu sene 11 oyun oynadık. ODTÜ’ye kabul edilmek, DasDas’ı ayarlamak bizim için büyük gelişmelerdi. Dolayısıyla bir yere geldik. Önümüzdeki sene en azından bu çıtanın altına inmeme gibi bir kaygımız var. 10 sene sonunda belki de elimizde 10 tane oyun olacak. Ama 10 sene önceki oyunumuzu da güncelleyerek oynamayı planlıyoruz.

Tiyatro izleyicisine son bir mesajınız var mı?

Emre Cingöz: Biz olabildiğince fazla seyirciye ulaşmak istiyoruz. Oyunumuza gelen 300 kişiden birinin bile kulağına su kaçırabilirsek başarmışız demektir. Tiyatronun yanlış bir algısı var ve piyasaya bağlı gelişiyor. Sırf komik olacağım diye cinsiyetçi metinler kullanılıyor. Seyirci öğrendiği şeyden eğlensin istiyoruz. Eğlenmenin ve öğrenmenin harmanlandığı oyunlar yapacağız. Son söz olarak; insanların kendi çelişkisini yüzüne vurmaya devam edeceğiz!


ARŞİV