Kaybolan Fikirtepe’nin ‘Hafıza Panosu’

Sanatçı Seydi Murat Koç, kentsel dönüşümün çehresini tamamen değiştirdiği Fikirtepe’den topladığı yıkılmış binalara ait parçaları bir araya getirerek "Hafıza Panosu" oluşturdu

26 Mart 2018 - 15:04

Geçen hafta bu sayfalarda kentsel dönüşümle ilgili bir sergi haberine yer vermiştik. İstanbul ve bilhassa Kadıköy’ü derinden etkileyen bu dönüşüm sanatçılarından radarından da kaçmıyor elbette. Bu haftaki konuğumuz ise Kadıköylü sanatçı Seydi Murat Koç. Bu ilçede yaşayan, atölyesi Moda’da, öğretim görevlisi olduğu okulu (Doğuş üniversitesi) Acıbadem’de olan Koç, İstanbul’un dönüşümünü takip edip, eserlerine yansıtan bir sanatçı. Daha önce Hades, Teğet, Vertigo ve Yerçekimi başlıklarında seri sergiler açmıştı. Şimdi de ‘’İç Zaman’’ isimli yeni sergisiyle Fikirtepe’ye odaklanıyor. Koç, şu an neredeyse eski dokusunu tamamen kaybetmiş ve dev bir şantiyeye dönüşmüş olan mahallenin, eski günlerinden objeleri, Maslak’taki bir galeriye taşıyor.

Fikirtepe’nin ‘yıkılan’ anıları…

Küratörlüğünü Kadir Has Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman'ın üstlendiği sergide, sanatçının Vertigo ve Yerçekimi serilerinden işler yer almakla birlikte, odağında Fikirtepe bulunuyor. Sergi alanında ziyaret ederek görüştüğümüz Seydi Murat Koç, bu fikrin ortaya çıkışını şöyle anlatıyor; ‘’Çalıştığım Doğuş Üniversitesi’nin Acıbadem kampüsü, Fikirtepe’ye çok yakın bir konumda. Her mola zamanımda okulun terasından Fikirtepe’yi gözlemledim, oranın dönüşümüne an bean tanıklık ettim. Sonra bu fikir geldi aklıma. Yaklaşık 2 yıl boyunca Fikirtepe’ye gittim, fotoğraflar çektim, yıkılan binalardan yaşanmışlık barındıran parçalar topladım ve 144 parçadan oluşan bu ‘Hafıza Panosu’nu yaptım. Orada bir hayat vardı, insanlar yaşadı. Bunlar unutulmasın istedim…’’

Peki bu panoda neler var? Yıkılan binaların parçaları, yaşamlardan arda kalanlar mesela bir gözlük, kaset, çivi, çorap, gözlük… Sergide ayrıca yine yıkılan binalardan açıkta kalan su borularından bir de enstalasyon var. Koç, bulduğu bu materyallere çok az müdahale etmiş, sadece bazı küçük ‘altın dokunuş’larda bulunmuş; ‘’Biliyorsunuz son zamanlarda Osmanlı sevdası var. Yapılan yeni binalarda altın varaklar dikkat çekiyor. Ayrıca yeni yapılan bu rezidansların kimi müşterileri de Arap ülkelerinden. Bu yaldızlar, Arap sermayesine işaret ediyor. İşin bir de şu yönü var; normalde üzerine basıp geçilen bu molozları, yaldızlı dokunuşlarla, bir galeride bir kutunun içinde izleyicinin karşısına adeta bir mücevhermiş gibi sunmak…’’diye anlatıyor.

Seydi Murat Koç, son dönemde kentsel dönüşümle ilgili sanat eserlerinin artmasını da normal buluyor. Ona göre sanatçı çağının tanığıdır ve bu nedenle yaşam alanında gördüklerini sanatına aktarması kaçınılmaz bir durum. Koç’a bu hafıza panosunun sergiden sonra ne olacağını soruyorum, yanıtlıyor; ‘’İmkanım olsa da Fikirtepe'de, o rezidansların ortasında sergileyebilsem… Bir çağdaş sanat müzesinin koleksiyonunda girsin ve hep görünür kalsın isterim’’

Sergi, 7 Nisan’a dek D Design Gallery'de açık. (Büyükdere Cad. Noramin İşmerkezi Maslak)


ARŞİV