Kadıköy’de bir kukla tasarım atölyesi var, adı da Küçük İşler Atölyesi. Bu atölyeye adını verenler ise parmak kadar boylarıyla şaşkın, üzgün, neşeli, sportif, genç, yaşlı ve aşık sakinleri... Mimar Sinan Üniversitesi mezunu İrem Nur Terzi’nin ellerinden ve zihninden süzülen bu karakterlerle sosyal medya aracılığıyla tanıştık. Dikkatimizi çeken ilk karakter ise April oldu. Modalı, beyaz yakalı, kitap okumayı ve şarap içmeyi seven bir kadın. Her pazartesi işe gitmek zorunda olduğu için de şaşkın şaşkın etrafına bakınıyor April. Peki bu atölyede başka kimler var? İrem Nur Terzi’nin atölyesine konuk olduk.
HAMUR, KEÇE, YÜN...
Kendinden bahseder misin, nasıl başladın kukla yapmaya?
2007 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Sahne Dekorları ve Kostümü Bölümü’ne girdim. 5 buçuk yılın sonunda da mezun oldum. Bölümün içinde kukla ana sanat dalı da vardı. Bu sayede kuklanın her çeşidiyle tanışma olanağım oldu. Gölge kuklasından iplik kuklaya... Çocukluğumdan beri oyuncak bebeklerle bir şeyler yapmayı seviyordum. Sadece bebek olarak kalmıyordu tabii onu bir dekorasyonla yeniden yaratıyordum. Hatta bebekleri kukla gibi oynatıyordum. Onu bir karaktere sokmak hoşuma gidiyordu. Bu ilgim okulda da sürdü ve kukla bölümüne devam ettim.Mezun olduktan sonra animasyon öğrenmeye başladım. Ama yapamadım çünkü bir malzemeye dokunmadan ya da görmeden tasarım yapamayacağıma ikna oldum.
Hangi malzemelerle kukla yapıyorsun?
Keçe, yün, kumaş, hamur ve daha bir sürü ufak tefek malzemeyle kukla yapıyorum.Hamurla yapıyorum ama bu hamur biraz daha farklı. Mutfak fırınına girebiliyor, boyanabiliyor. Bir de maket malzemeleri kullanıyorum.
Şaşkın April...
Senin yaptığın kuklalar oynatılmıyor ama değil mi?
Oynatılan kukla çalışmıyorum. Animasyon yapmak isteyenler için karakter yaratıyorum. Hareket etmeyen minik figür ya da heykel yapmayı tercih ediyorum. Oynatılan kuklalar daha çok kurallara bağlı tasarlanıyor. Kuralları olan şeyler yapmak istemiyorum. Kendi yüzümü kendim çiziyorum.
HİKÂYESİ OLAN KUKLALAR
Aynı zamanda kuklalarının da hikâyeleri var. Onlara isimler de veriyorsun.
Bir hikâye geliyor aklıma sonra karakteri düşünüyorum. Ya da karakteri yapıyorum, gözü kulağı ortaya çıktıktan sonra hikaye oturmaya başlıyor. Aslında hikaye ve karakterin yapım süreci ortak ilerliyor. Filmler ya da sokakta karşılaştığım insanlar bana fazlaca fikir veriyor. Kafamdaki hikayeleri anlatmanın en iyi yolu bu diye düşünüyorum.
Instagram hesabında bazı karakterleri de bu şekilde kişiselleştirerek, Kadıköylülerle paylaşıyorsun.
Kadıköy benim için çok zengin bir semt. Uzun zamandır bu semtte yaşıyorum ve giyimleri, yaşam tarzları, yüzleri birbirine benzemeyen bir sürü insanla karşılaşıyorum. Benim çok sevdiğim April adlı kukla da Kadıköylü bir karakter aslında. Moda’da yaşadığını düşündüğüm, şaşkın ifadesi olan, aşık ama bunu platonik yaşayan biri.
Konuştuğun oluyor mu kuklalarla?
Arada canım sıkılınca seslendiğim oluyor tabii (gülüyor).
Dönem kuklası yapmayı düşündün mü hiç? Mesela Kadıköy’ün 1950’li yıllarını anlatan.
Sadece Kadıköy’ü değil ama İstanbul’u genel olarak anlatabileceğim bir dönem çalışması yapmayı düşünüyorum. Kafamdaki düşünce aslında İstanbul’a göçü kuklalar üzerinden anlatmak.
HER YAŞTAN KATILIMCIYLA ATÖLYE
Atölyeler düzenliyorsun burada. Atölyelerde nasıl bir eğitim uyguluyorsun?
Merak eden herkes atölyeye katılabiliyor. Hobi edinmek isteyen, nasıl yapacağını bilemeyen ama meraklı kişilere burada yardımcı oluyorum. Genelde belirli yaş üzerindeki kişiler geliyor. Kendileriyle ilgili bir şeyler anlatmak istiyorlar ve kukla yapımı bunun aracı oluyor. Genelde zaten gelen herkes ilk olarak kendisini yapıyor.Dersler bitse de kursiyerler kukla yapmaya devam ediyor. Bu da benim çok hoşuma gidiyor. Ders bitiminde buradan ellerinde bir şeyle çıkıyorlar ve mutlu oluyorlar.
Çocuklar için de atölye düzenleyeceksin sanırım yakın zamanda.
Çocuklar için yapılacak atölye daha özveri gerektiriyor. Onlarla özel olarak ilgilenmek lazım. Çünkü el becerileri yeni yeni gelişmeye başlıyor çocukların. İyi bir eğitim verilmezse özgüven sorunu da ortaya çıkabilir.
Şimdilerde çocuklar sokağa çıkmak yerine ya da oyuncaklarla oynamak yerine tablet ya da telefonda oyun oynuyorlar. Çocuklar için nasıl faydası olabilir kukla yapmanın?
Bence en önemli şey sabretmeyi öğrenmeleri. İkincisi; üç boyutlu düşünüp onu tasarlamak. Çünkü çocuklar şimdilerde tablet gibi düz bir şeye dokunuyor. Bu durum onların el kaslarını da zayıflatıyor. Oysa kavrama ve şekil verme yetilerinin gelişmesi gerekiyor.
Kukla tasarımının edebiyat, tiyatro ya da diğer sanat dallarıyla ilişkisi var mı?
Kesinlikle edebiyat ve dramaturgiyle çok yakın ilişkisi var. Hayal gücünüzü edebiyatla geliştirdiğinizde kuklalarınız da o kadar farklı oluyor. Ben çok fazla okuyorum ve kitapların arasındaki şeyler bana ilham veriyor. Özellikle distopya ve fantastik türleri.
Yaptığın kuklalar arasında kadın yüzleri ağırlıkta.
Sanırım kadınları iyi tanımakla ilgili bir şey bu. Yüzlerini, saçlarını ya da vücut hatlarını daha kolay hayal edebiliyorum.
Küçük İşler Atölyesi’ni takip etmek isterseniz:
https://www.instagram.com/iremnurterzi/
https://www.facebook.com/kucukisleratolyesi/