Kadıköy’de açılması hedeflenen “Küçük Prens Müzesi”, kalbinde sevgisini, bedeninde dövmesini taşıyan Küçük Prens tutkunlarını buluşturacak
Seda TANSUKER SELÇUK
Antoine de Saint-Exupéry’nin efsane kitabı Küçük Prens, sadece çocuk kitabı değil; büyükler için de felsefe kitabı. Kitabın felsefesine gönülden bağlı milyonlarca okurdan biri de Kadıköylü fotoğraf sanatçısı Melissa Mey. Onu, “Küçük Prens Tenimde” projesi sayesinde tanıdım. Projeye dâhil olanlardan biri de benim. Mey, birbirini hiç tanımayan ama Küçük Prens’in (KP) hayat felsefesini benimseyen, KP dövmesi taşıyan insanların fotoğraflarından bir sergi açacak.
- Küçük Prens’le tanışmanız ne zamandı? Sizin için anlamı nedir?
Yılı hatırlamıyorum ama hiç öyle ilk okuduğumda hayatıma kattığım bir kitap olmadı. Ben, hastalıklı bir Küçük Prens hayranı değilim. Ben kitabın içindeki derin anlamlarını seviyorum. Bir de figürün benimle olmasını… Hep yanımdadır, asla onsuz adımımı atmam. Ve fotoğraflarımda mutlaka yer alır. Gittiğim ülkelerden topladığım KP kitapları koleksiyonuna sahibim. Ayrıca beni tanıyan tanımayan pek çok insanın hediye ettiği her dilde Küçük Prens kitaplarım var.
- “Senin oradaki insanlar, dedi Küçük Prens, bir bahçenin içinde binlerce gül yetiştiriyorlar; ama yine de aradıklarını bulamıyorlar. Aslında aradıkları tek bir gülde ya da bir damla suda bulunabilir. Ama kördür gözler. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman görebilir.” Peki ya siz ruhunuzu dış seslere kapatıp kendi sesinize kulak verdiğinizde, iç sesiniz ne anlatıyor?
İç sesim çok gürültücü. Ama suskunluğu daha beter. Yani susarak konuşuyor ve o zaman anlıyorum ki gitme zamanım gelmiş. Nereye söylemiyor ama. Onu Küçük Prens’e çok benzetiyorum. Hani ısrarcı ve cevabını alana dek başında konuşan Küçük Prens’e.
- “Küçük Prens Tenimde” fotoğraf projesini anlatır mısınız?
Vücudunda KP tattoosu olan (dövme demeyi sevmiyorum) KP’severlerin fotoğraflarını çektim. Herkes tek bir ortak noktada, Küçük Prens’te buluştu ve inanılmaz bir sevgi bağı var aramızda. İlk kez görmemize rağmen yıllardır tanıyormuş güveni ve sevgisi... Projem, çok az duyuru olmasına rağmen çok ilgi gördü ve ülke dışına da ulaştı. Çekimler Ankara ve İstanbul’da oldu. İzmir’den ve başka şehirlerden, hatta Almanya’dan gelenler de oldu. Hala dâhil olmak isteyenler ya da benim tattoolarını gördüklerim oluyor ve sanırım onları da internet ortamında sergileyeceğim. Sergi, İstanbul, Ankara ve İzmir haricinde Güneydoğu’da da açılacak. Bu süreçte Küçük Prens kitapları da dağıtacağız, KP dostlarıyla etkinlikler yapacağız.
- Serginin bir de kitabı olacak değil mi?
Evet, bu serginin fotoğraflarının ve projeye dâhil olanların kendi kalemlerinden Küçük Prens ile başlayan hikâyelerinin yer alacağı kitap olacak. Ayrıca, sosyal sorumluluk projesi dâhilinde kitabın gelirini, cezaevindeki çocuklar için yürütülen “İçerde Çocuk Var” projesine bağışlayacağız. Umuyorum Küçük Prens dostlarımızla yardım edebilmiş olmanın mutluluğunu yaşarız. Uzun vadede de Kadıköy’de bir Küçük Prens Müzesi açmayı istiyoruz.
- Kitap, bir de MEYce diline çevrilecekmiş. Nedir bu ilginç dil?
Sanırım biraz tuhaf bir çocuktum, birçok antik alfabeyi öğrenmiştim. Günlük yazarken, Göktürkçe’den uyarladığım bir alfabeyi kullanıyordum, hala da kullanıyorum. Çeviri bu aralar durdu, ama yine devam edeceğim. İtalyanca da yazıyorum Küçük Prens’i ve her ikisi de el yazısı olduğundan zorluyor.