Seyircinin oturmadığı aksine oyuna katılıp oynadığı, oynattığı, dinlediği, söylediği, alkışlarla puan verdiği Komedi sporu nihayet Kadıköy’de!
Semra ÇELEBİ
Doğaçlama oyunlarıyla yıllardır Taksim’de seyirciyle buluşan İstanbulimpro’nun laboratuar grubu improLAB, 22 Aralık’ta Kadıköy Othello Cafe’de olacak. Seyircinin bir anda kendini sahnede bulduğu, söylediği bir kelimenin koca bir skece dönüştüğü, kahkahaların eksik olmadığı “Doğaçlama Komedi”yi, improLAB’dan Mehmet K. Dostay ile konuştuk.
Bu gün tiyatro alanında en çok konuşulan konulardan biri de doğaçlama tiyatro olsa gerek. Oyuncusundan seyircisine, herkesin söyleyecek bir sözü var. Sen nasıl tanımlarsın doğaçlama tiyatroyu?
Biz her ne kadar sözümüzü sahnede söylüyor olsak da, bazen işin teorisine dair de bir şeyler söylemek gerekiyor, şu an olduğu gibi. Önce doğaçlamanın tanımıyla başlayalım. Ha bu arada bu söyleyeceklerimin çoğu Kadir hocanın, Kadir Çevik’in; kendisi doğaçlama tiyatronun ülkeye getirilmesinde ve yaygınlaşmasında öncü olmuştur. Onun bize aktardığı bilgilerden yararlandığımı söylemeden olmaz. Doğaçlamanın tanımı diyorduk. Doğaçlamayı, bir ön hazırlık yapmadan bir form üstüne çalışmak ve sanatsal ifadeyi ona dayanarak yaratmak olarak tanımlayabiliriz. Bunu müzikte, dansta ve diğer sahne sanatlarında da görebiliriz. Bir oyunun doğrudan doğaçlamaya dayanan bir yapıda seyirciyle buluşması sürecine doğaçlama tiyatro deniyor.
Peki, nasıl ortaya çıkmış doğaçlama tiyatro? Kökeni neye dayanıyor?
Doğaçlama tiyatro çok eskilere dayanan bir yapı. Yani metinli tiyatro ortaya çıkmadan önce de insanların oyunu, hem eğlence hem de taklit aracı olarak kullanmış. Daha da geriye gidersek, insan yaşadığı korkularını, sevinçlerini bedeniyle ifade etmiş. Öyle anlatmış. Ritüel diyoruz buna, bir çeşit toplu ayin yani. Dansları var, mevsimsel törenleri var. Bunların doğaçlamanın ilk örneklerini oluşturduğunu söyleyebiliriz.
Doğaçlama somut olarak, ilk ne zaman sahnede hayat buldu?
Fransa’da. Commedia Dell’arte’nin oyun yapısında. Commedia Dell’arte başlangıçta oyuncunun doğrudan doğaçlamayı kullandığı bir tiyatro formuydu. Zaman içinde doğaçlama özelliği azalsa da, bu form varlığını sürdürdü.
İstersen biraz da sizden, improlab’dan bahsedelim.
Biz, yani improLAB, gösterimizi Komedi Sporu adı altında sunuyoruz. Ekibimiz 2009 yılının Eylül ayında Burak Tamdoğan, Evren Duyal, Evren Gülseven, Erkan Uyanıksoy, Koray Tarhan, Sena Taşkapılıoğlu, Zeynep Tarhan ve Tarık Aslan’dan oluşan istanbulimpro doğaçlama grubunun öncülüğünde kuruldu.
Yani istanbulimpro’nun alt grubusunuz diyebilir miyiz?
Evet diyebiliriz. Şu an başka sahnelerde olsak da, bize bu yolu açan, bizi bir araya getiren grup istanbulimprodur. Adımızdan da anlaşılacağı gibi, improlab, bir araştırma ve yeni formlar üzerinde çalışmak üzerine kuruldu ve yoluna da öyle devam ediyor.
Sizin yeni bir grup olma süreciniz nasıl gelişti peki?
Yaklaşık üç ay, yine aynı grubun öncülüğünde ve yurtdışından gelen konusunun ehli kişilerce, İstiklal caddesindeki Terminal sahnesinde doğaçlamaya hazırlık çalışmalarına başladık. Sonunda impronun yanına lab, yani laboratuar kelimesini ekledik. Argın Aytaç, Cengiz Eşiyok, Deniz Çeküç, Erdi Kement, ben, Mustafa Çiçek, Özgül Sağdıç, Zeynep Çiçekoğlu, ve Zinnure Türe’den oluşan ekiple aynı sahnede gösterilerimize başladık.
Dokuz kişi saydın. Kalabalık bir kadro sayılmaz mı bu doğaçlama tiyatro için?
Şimdi ben de onu diyecektim. Biz bu saydığım kadroyla çıkmıyoruz şu an sahneye. Şu anda beş kişiyiz. Argın Aytaç, Cengiz Eşiyok, Deniz Çeküç, Zeynep Çiçekoğlu, ve ben. Az mı çok mu bilemem ama festivaller yapılıyor mesela. Yurt içi ya da yurt dışında. En son İzmit festivalinde otuz beş kişiydik sahnede. Beş yüz kişilik salon tıka basa doluydu ve hem biz hem seyirci deli gibi eğlendik.
DOĞAÇLAMA KOMEDİ, 22 ARALIK’TA!
İmprolab’ın 22 Aralık Cumartesi akşamı Othello Cafe’de oynayacakları “Doğaçlama Komedi” ile ilgili ise Dostay şunları söylüyor:
Oyun ortalama bir buçuk saat sürer ve oynanan oyunların tekrarı yoktur. Her bölüm, seyirciden alınan yönelimlerle o anda doğaçlanır. Çünkü seyirci sadece oturmaz, katılır, oynar, oynatır, dinler, söyler, alkışlarla puan verir.
Ayrıca yemek yapmayı bilir, yanında her daim bir kitap taşır, birbirinin sırtını kaşır, gülerken karnını tutar, çocukların gazını alır, çölleşmeye karşı durur, şiirperverdir, radyoperesttir. O en hınzır fikirlerin vücut bulmuş halidir. O BİR TANEDİR ! Gösteride kullanılan müzikler tamamen doğaçlama olup, bestecileri de sahnededir. Gösterimizde gördüğünüz oyunları dilediğiniz zaman evinizde, eşinize dostunuza, konu-komşunuza tatbik edebilirsiniz. Bunda herhangi bir sakınca olmamakla birlikte impro laboratuarı'nın yapmış olduğu araştırmalara göre eğlendirici etkisi kanıtlanmıştır. Kadıköy’de, Othello Cafe’de.Caferağa Mh. Zuhal Sk. No: 4/A rezervasyon için 0 216 336 06 25 ya da 0554 647 05 05 numaralı telefonları arayabilirler. Bu ayın 22 sinde bekliyoruz. Ama önce rezervasyon. Salonumuz 25 kişilik çünkü.