Beyoğlu’ndaki dönüşümle de birlikte kültür ve sanatın merkezi haline gelen Kadıköy irili ufaklı birçok sanat atölyesine ev sahipliği yapıyor. Özellikle Yeldeğirmeni’nde çoğalan bu atölyeler güncel sanatın ilgi odaklarından birine dönüşmekte. İşte bu sanat atölyelerinin sahibi 17 sanatçının eseri Kadıköy Belediyesi Gençlik Sanat Merkezi’nde Devabil Kara’nın küratörlüğünde gerçekleşen “Kadıköy’de Sanatçı Atölyeleri 1” sergisinde bir araya geldi. Ortak yerleşim alanında komşuluk dinamiklerinin etkisinin de izlerini yakalayabileceğiniz sergide Beyza Boynudelik, Burçin Erdi, Didem Ünlü, Ebru Akkamış, Eda Taşlı, Enis Malik Duran, Füruzan Şimşek, Gülen Eren, İlgen Arzık, Nezihe Bilen, Ateş Nur Gürel, Nurdan Likos, Sayat Uşaklıgil, Selahattin Yıldırım, Zafer Erkan, Zeynep Akgün, Zuhal Aktan’ın eserleri bulunuyor. 30 Aralık tarihine kadar açık olacak serginin küratörü Devabil Kara ile daha sonrada devam ettirmek istediği “Kadıköy’de Sanatçı Atölyeleri” sergisini konuştuk.
“SANAT YAŞAYAN BİR ORGANİZMA”
Ben Marmara Üniversitesi Resim Bölümü öğretim üyesiyim ve ressamım. Kadıköy Belediyesi ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığı’nın iş birliği sonucu Kadıköy Gençlik Sanat Merkezi’nde bulunan sergi salonunun 2018-2019 sergi programını hazırladım. Bazı sergilerin de küratörlüğünü üstlendim. Bu programda Kadıköy Belediyesi’ne gelen sergi istekleri olduğu gibi, Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi’ne ait sergi tarihleri de var. Ayrıca, Kadıköy’de yaşayan, sanat üreten sanatçılar ve Kadıköy sınırları içerisinde yer alan Marmara Üniversitesi’nin dışında Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne de yer verildi.
Sanatı yaşayan bir organizma olarak düşünebiliriz. Bu uzak geçmişten günümüze kültürü taşıyan yapıtlar için olduğu kadar güncel olarak üretilen geleceğe kültürü taşıyacak olan yapıtlar için de geçerli. Sanatçının doğa ve yaşamla kurmuş olduğu derin ilişki ve bunun yansıması olan sanat yapıtları, toplumların varlıklarını sürdürmelerinde gerekli olan kültürel ortamın oluşmasında büyük rol oynar. Özellikle yakın çevresi ile olan iletişimi hem bulunduğu sosyal çevreyi ve hem de kültür alanını değişime zorlar. Aynı sosyal çevrede üretilmiş yapıtları bir arada sergileyerek, sanatın yaşamla iç içe olan yapısına, çevre ile olan etkileşimlerine vurgu yapmak istedim.
“SERGİ DEVAM EDECEK”
Ön koşul olarak Kadıköy’de ve özellikle Yeldeğirmeni bölgesindeki sanatçı atölyelerinde yakın dönemde üretilmiş yapıtları biraraya getirdik. ‘Kadıköy’de Sanatçı Atölyeleri I’ sergisinin galeri mekanı olarak Gençlik Kültür Merkezi Sergi salonunda olması doğal olarak genç sanatçıların çalışmalarından oluşan bir sergiyi kurgulamamı sağladı. Bu projeyle başlayınca gördük ki bu bölgede beklediğimizden çok daha fazla sanatçı atölyesi var. İleride bu serginin devamı yine Kadıköy’de yaşayan diğer sanatçı atölyelerinde üretilmiş sanat eserleriyle oluşturulacak.
“ORTAK ÇEVREDEN BESLENEN SANATÇILAR…”
Çağımızda plastik sanatlar söz konusu olduğunda ortak bir tarzdan bahsetmek pek mümkün değil. Burada gördüğümüz eserler aynı ortak çevreden duygusal, duyusal, düşünsel ve sezgisel olarak beslenen sanatçıların özgün yapıtlarıdır demek daha doğru olur.
“KADIKÖY’Ü YÖNETENLER SANATA DEĞER VERİYOR”
Kültürü aktif olarak yaşayan ve yaşatan tüm dünya kentlerinde bu tip ortak sosyal ve sanatsal reaksiyonlar görmek mümkün. Bunun hem fiziki, hem de sosyolojik nedenleri var. Kenti yönetenlerin sanata ve sanatçıya verdikleri değerler sonucu sanatçı kendi alanını genişleteceği gibi bulundukları ortamı da özü gereği özgürleştirirler. Kadıköy Belediyesi sanatın ve sanatçının Kadıköy’de bir kültür ortamı yaratarak yaşam dinamiklerini güçlendireceği farkındalığına sahip bir ev sahibidir.
Sanatçılar kolay para kazanan bir sosyo- ekonomik yapıya ait değiller ne yazık ki. Bu yüzden onlar için ekonomik olarak onları zorlamayacak bölgelere yerleşiyorlar. Sosyal açıdan da sanatçı doğası gereği toplum baskısının, gelenek ve sosyal kuralların esnek olduğu, kendisini yaşadığı toplumda en özgür hissedeceği sosyal yapının içinde olmayı tercih eder. Bir bölgeye önce sanatçılar gelmeye başlar, sonra galeriler oluşur, daha sonra burası hızlı devinim, özgürlük, insanlara kendini ifade etme şansı veren bir sosyal çevreye dönüşerek cazibe merkezi olur. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak bu bölgenin ekonomik değeri artar, sosyal yapı dönüşür. Ve arkadan gelen genç sanatçılar yeni, ucuz, kendilerini özgür ifade edebilecekleri alanlara yönelir ve döngü yeniden başlar. Sanat girdiği her alanda canlılık, dönüşüm ve güncel olan ile yaşamdan aldığı tüm enerjinin fazlasını yaşama geri döndürür.