‘Sıradışı Bir Usta’ adlı retrospektif sergiyle anılan heykeltıraş Tankut Öktem’in sanatı, ölümünün 5. yılında bir panele konu oldu.
Büşra TANRITANIR
CKM, “Tankut Öktem, Sıradışı Bir Usta” retrospektif sergisinin yanı sıra ustayı kaybettiğimiz 5 Aralık günü yeni bir etkinlikle onu andı. 3 yaşındayken diş hekimi olan dayısının hamurdan bir asker yapıp komidinin üzerine bırakmasıyla heykel yapma hikâyesi başlayan Öktem’in heykel sanatına kazandırdıkları, sanatçıların katılımıyla düzenlenen panelde konuşuldu. Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe Süleyman Saim Tekcan, Erhan İşözen, Murat Gezgin ve Fatma Akyürek katıldı. Ustanın kızı Oylum Öktem İşözen’in moderatörlüğünde gerçekleşen panel öncesinde Tankut Öktem için hazırlanmış belgeselin gösterimi yapıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Oylum Öktem babasının henüz çok küçük yaşlarda petek ballarından yaptığı heykellerle annesini şaşırttığı gibi, sonraki yıllarda yaptığı dev anıt heykellerle de çevresindeki tüm insanları şaşırtmaya devam ettiğini söyledi. Tankut Öktem’in 5 yıl önce geçirdiği trafik kazasından 10 dakika önce, kendisini bir yakınına emanet ettiğini belirten Oylum Öktem, gözyaşlarını tutamayarak sözü Süleyman Saim Tekcan’a bıraktı. Tekcan, “Sanat paylaştıkça güzelleşir. Tankut, paylaşmayı seven bir insandı. Benim büstümü yapmıştı. 1,5-2 saat sürdü. Bir insan aynada bile bu kadar kendine benzemez” diyerek Öktem ile anılarından bahsederken kızı Oylum Öktem de aralarda küçük anekdotlar anlattı. Daha sonra öğrencisi Murat Gezgin, “Ben onun sanatçı yönünden, eserlerinden ziyade onun eğitimci, öğretmen kişiliğiyle ilgili bir şeyler anlatmak için buradayım. Onunla ilk tanışmamız ilkokuldan almış olduğum bir ödev vesilesiyle oldu. Hocamız bize ilk ilkel geometrik formları yapmamız için çamurdan ödev vermişti. Bütün herkes çamur ararken benim bir arkadaşım Tankut Amcayı keşfetmiş tabii. ‘Onun çamur tozlarının olduğu yerden çamur alalım ve o şekilde ödevlerimizi yapalım’ diye beni peşine taktı. Beraber atölyenin yolunu tuttuk. Çok küçüktük o zaman. Tabii gittiğimizde kimse yoktu. Muhtemelen hafta sonuydu ve herkes tatildeydi. Atölye çok dikkatimi çekmişti” diyerek Öktem’le tanışmasını ve yaşadıklarını dinleyicilerle paylaştı. Fatma Akyürek ise resimlerle, heykel sanatının gelişiminden ve Türkiye’deki heykel sanatından bahsetti. Ardından kızı Oylum’un eşi Mimar Erhan İşözen, kamusal heykellerden ve bu heykellerin öykülerini anlatırken dinleyicileri gülümseten notlar aktardı.