Küçük Yuvarlak Taşlar

Melisa Kesmez son kitabı Küçük Yuvarlak Taşlar’da birbirine derinden bağlı üç hayatı usul usul anlatırken kahramanlarını okurla yol arkadaşı yapıyor

23 Eylül 2022 - 08:43

Melisa Kesmez’in dördüncü kitabı Küçük Yuvarlak Taşlar, İletişim Yayınları’ndan çıktı. Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz, Bazen Bahar, Nohut Oda kitaplarındaki usul anlatımı son kitabında da koruyan Kesmez bu kez annelik hallerine odaklanmış. Üç uzun hikâyeden oluşan 84 sayfalık kitap, yarım kalan ilişkiler, hiç başlamamış aşklar, hayaller ve hayal kırıklıkları ile çocuk sahibi olma meselesinin etrafında konuşuluyor.

Bir anne, bir evlat ve bir babanın başka yollardan, sınavlardan, kaybediş ve buluşlardan geçen hayatlarını bir deniz kıyısında buluşturan yazar, orta yaşlı bir kadın ve erkek hem de genç bir kadın kahramanın gözünden hayatı ve ilişkileri didikliyor. 

Tanıtım bülteninde “kaybedişlerin ve hayata yeni başlangıçların kitabı” sözleriyle anlatılan kitap, çocuk doğurmak istemeyen, dahası bunu isteyip istemediğinin farkında olmadan gebe kalıp çocuk doğuran ve sonra işini, belki aşkını, çocuğunu kaybeden bir kadının kadim bir arkadaşının onu arabaya bindirip deniz kıyısına götürme yolculuğuyla başlıyor. Bu yolculuk sırasında kahramanımızın anneanne olduğunu öğreniyoruz.

“Bir duygu seli hücum etti kalbime doğru. Sevinç, arkasından ağır mı ağır bir keder, özlem, çaresizlik. Karnım buruldu. Kızı olmuş Elif’imin. Benim kızım anne olmuş. Haberim yok.”

“Hamile olduğunu bile bilmiyordum.”

Elif’le epeydir haber almıyorduk birbirimizden. En son Moda Burnu’ndaki çay bahçesinde buluşmuş, neredeyse bir yıl geçmişti üzerinden, iki bardak çay süresince pek bir şey konuşmamış, serpiştiren yağmuru bahane edip kalkalım demiş, öpüşmüş ayrılmıştık.”

Bıkmış ve bırakmış bir kadın olarak yolculuğa çıkan Nergis, torunuyla tanışma heyecanıyla geri dönüyor. Doğurmanın ana eksen olduğu kitap bu yanıyla farkında olmasa da kadınların ancak “anne” olduklarında “iyi”, “başarmış” ve “tam” olabileceği anlayışına göz kırpıyor.

Üç kahramanı da farklı zamanlarda aynı denizin kenarında buluşturup aynı suda yüzdüren yazar, üç kahramanı sırayla konuştururken birbirlerine dair kırıklıklarına asla yer vermemeyi de başarmış. Kitabın başka bir özelliği, üç uzun öykünün içinde başka öykülerin de yer alıyor olması. Fakat ne yazık ki üç ayrı yaşam ve üç ayrı yaşama bakış, anlayış ve tanıklık hali olan kitapta selam verip çıkanlar da ya anneler ya da anne olmayı en çok hak edenler.

“Gülsüm’ün müthiş bir anne olacağına adım gibi emindim. Ne var ki olmadı. Olması gerekirdi oysa. Yaşamın kusursuz devamlılığı için benim değil, Gülsüm’ün bir yavrusu olmalıydı.”

İnsanlık hallerinin içtenlikle anlatılmasına denizin, yıldızların, yağmurun eşlik ettiği kitapta annelik daha doğrusu ebeveynlik vurgusuna bu denli yer verilmesi okura bir parça huzursuzluk verse de Küçük Yuvarlak Taşlar bittiğinde “daha konuşacaklarımız vardı” dedirten kitaplardan biri.

 

 
Etiketler; Melisa Kesmez

ARŞİV