Kuklalar müzisyenleri anlatıyor

Küçük Bir Kukla Süiti oyununda, çocuklar hem tiyatroyla hem kuklalarla hem de klasik müzikle tanışıyor

17 Ocak 2017 - 16:25

Çocukların okullarda en çok duyduğu melodi, zil sesidir değil mi? Bazılarında klasik zil çalarken, artık çoğu eğitim kurumunda Mozart gibi ünlü bestecilerin ezgileri zil sesi olarak tercih ediliyor. Peki çocuklar bu müzikleri ne kadar ayırt edebiliyor?

İşte bu farkındalığa katkı sağlayacak bir çocuk oyunu sahneleniyor Kadıköy’de. Kasım ayından beri Taşra Kabare’de, minikler ve -pek tabi- isteyen yetişkinler için perde açan “Küçük Bir Kukla Süiti”.

Oyunda, Barok ve Klasik dönemlerin efsanevi bestecileri Vivaldi, Handel, Bach, Mozart ve Beethoven’ın günlük hayatta sıkça karşılaştığımız ezgilerine kuklalar hayat veriyor. Bestecilerin farklı karakterleri ve yaşadıkları farklı zamanlar; masa kuklası, gölgeler, palyaço, büyük kuklalar gibi öğeler aracılığıyla aktarılıyor. 150 yıllık bir müzik tarihine uzanan oyun; bu 5 bestecinin yaşamlarına kukla sahnesinden bir bakış sunuyor. Oyun, klasik müzik tarihini belirlemiş besteciler hakkında fikir verirken, günlük hayatta sıkça karşılaştığımız ezgilerin kullanımı sayesinde çocuklar bu müziklerle tanışıyor, yetişkinler de hafıza tazeliyor. 

HAYALGÜCÜ, KUKLA VE NOTALAR…

Piyano Evi’nin bu oyununda kukla sanatçısı, tiyatrocu Emre Tandoğan kuklalara hayat verirken, aynı zamanda oyunun yönetmeni de olan müzisyen Batu Ekmekçi piyanosuyla notalara ses veriyor.

Emre Tandoğan, “Biz bu oyunla çocukların bu önemli bestecilerle tanışmalarını ve ünlü eserlerine dair en azından bir kulak aşinalığı kazanmalarını amaçlıyoruz. Bunu da kuklalarla destekleyerek, sahneye çocukların ilgisini çekecek şekilde aktarıyoruz. Oyuna 4 yaş üzerinde her çocuk gelebilir. Onlara eşlik eden ebeveynlerin de oyunu izlemekten keyif alacaklarına inanıyoruz” diyor. Tandoğan, Türkiye’deki çocuk tiyatrolarının pek iç açıcı noktada bulunmadığını vurgulayarak, “O kadar kötü çocuk oyunları görüyorum ki, bazen ‘Hiç olmasa da hiç izlemese bari çocuklar’ diyorum. Bu iş ‘kötü’ bir sektör oldu, kaliteyi korumak zorlaştı” yorumunu yapıyor. Oyunun her sahnelenişinde, sosyo ekonomik düzeyi düşük çocuklar için belli bir kontenjanları bulunduğunu, örneğin geçenlerde Darüşşafaka öğrencilerinin izlemeye geldiklerini anlatan Tandoğan, oyunu sponsorlar sayesinde tiyatroya ulaşamayacak kitlelere ulaştırmayı hedeflediklerini vurguladı.

SÖZ YOK MÜZİK VAR

Batu Ekmekçi de “Oyunumuz 50 dakika sürüyor. Yani çocuk, ortalama bir resital süresi olan bu sürede müzik dinleme deneyimini kazanmış oluyor. Popüler bestecilerin bilindik melodilerini, az bilinen eserleriyle harmanladık. Oyunda söz yok, sadece görsellik ve işitsellik var. Bu da çocuğun hayalgücünün kışkırtılmasını sağlıyor. Çocukların, zaten aşina oldukları ‘müzik’ alanıyla tanışmaları, müziği anlamlandırmaları için iyi bir vesile yaratıyor” diye konuşuyor.

Oyunu sömestr tatili boyunca, yani 22 ve 29 Ocak günleri, saat 15.00’de Taşra Kabare’de izlemek mümkün. www.tasrakabare.com


ARŞİV