Kadıköy’de duvarlarını sanata açan butik kafelere bir yenisi daha eklendi. Moda’da faaliyet gösteren Kutup Moda. Kapılarını semtteki sanatçılara açan mekanın amacı bu sayede mahalle kültürünü hareketlendirmek.
Kutup Moda’nın ilk konuğu da Modalı sanatçı Mert Özgen oldu. 2010 yılı Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu olan sanatçı, akabinde Bilgi Üniversitesi kültürel incelemeler programında yüksek lisans tezini tamamladı. Kişisel ve karma sergiler açan sanatçı 10 seneden fazladır resim yapıyor. Normalde yağlı boya disiplini ile çalışan Özgen, Kutup Moda için çağdaş teknoloji kullanarak özel olarak kurgusal drag queen portreleri hazırladı. ‘Rainbow’ (gökkuşağı) başlığını taşıyan 6 serilik mini sergi, geçtiğimiz günlerde seyircisiyle buluştu. En az 2-3 hafta boyunca açık kalacak olan sergide, izleyici drag sahnelerinin parıltılı tarafını izlemeye davet ediliyor.
Mert Özgen, semti paylaştığı Kutup Moda’da sergi fikrinin nasıl oluştuğunu şöyle anlatıyor: “Kutup’un ortakları yakın dostlarım. Mekanlarında farklı sanat etkinlikleri düzenlemeye karar verdiklerinde benimle yol almak istediklerini söylediler. Galeri dışında resim sergilemek pek alışkın olduğum bir durum değil, fakat hem Kutup’un sık sık uğradığım bir yer olması hem de mahallemizde konumlanması fikrimi genişletti diyebilirim. Farklı bir mekan algısında da işlerimi izleyiciye farklı bir sanat etkinliğiyle sunma fikri de çok cazip geldi. Böylelikle benim de uzun zamandır üzerinde kafa yorduğum ve çalıştığım ‘rainbow’ serimi Kutup’ta sergileme kararı aldık.”
Normalde klasik bir ressam stili olarak tuval üzerine yağlı boya çalışan ama bu sergi için online ortamda karakalem hissiyatı yaratan çalışmalar gerçekleştiren Özgen, “Öğrenciliğimden beri klasik denilebilecek resim anlayışını benimsedim. Daima tuval üzeri yağlıboya yahut kayıt üzeri kara kalem işler ürettim, ve hala da devam etmekteyim. Çok keyif alarak ürettiğim bir süreç yağlıboyayla çalışmak. Kutup’taki bu sanat etkinliği fikri doğunca, daha dinamik, medyum olarak da teknolojiyi kullanabileceğim çağdaş bir yöntem izlemenin benim için de farklı bir heyecan olacağını düşündüm. Böylelikle tablete çizimler yaparak digital ortamda ürettiğim işlerin baskısıyla bir seri oluşmuş oldu. Tıpkı kağıt üzeri kara kalemle çalışıyormuşçasına, Apple pen ile tablette çizimler yaptım. Kullandığım malzemeler farklı olsa da, aslında tekniğim aynı.” bilgisini paylaşıyor. “Sanatımda hep insan hikayelerini anlatmayı hedefledim.” diyen Özgen, “Bu seride de 6 farklı drag queen yaratmayı amaçladım. Tıpkı bir aile gibi birbirine bağlı 6 queen’den oluşan bir seri oldu. Bunları gökkuşağının her bir rengini temsil eden rujlarla renklendirdim. Aslında minik de olsa bir farkındalık yaratmaktı amacım.” diye konuşuyor. Özgen, izleyicilere ise şu davette bulunuyor: “Her sergi/sanat etkinliği çok farklıdır. Her izleyici kalbine dokunan, bağlantı kurabildiği sanat eserlerini görmeyi tercih eder. Ben resmederken hep farklı hikayeleri anlatmayı amaçlıyorum. O yüzden umarım denk gelir de ‘rainbow’ serimi görebilirlerse, dilerim kendileri ve çevreleriyle güzel bir bağ kurup, farklı hikayelere tanıklık etmelerini dilerim.”
“KADIKÖY BENİ BESLİYOR”
Bütün çocukluğu Kadıköy'de geçen sanatçı, buraya olan bağını da şöyle anlatıyor: "10 yılı aşkın süredir atölyem Moda’da. Bir çok anım Kadıköy’de geçti; ailem ve çok yakın dostlarım burada yaşıyorlar. Bu sebeplerle Kadıköy benim için çok ayrı. Kendimi evimde hissettiğim, güven duyduğum bir semt. Çok uzun zamandır da Caferağa’da yaşıyorum. Yaşamaktan, yürümekten çok keyif aldığım bir mahalle aynı zamanda. Sokağa çıktığımda tanıdık yüzler görüp sohbet etmek çok büyük bir ayrıcalık. Bir yandan da seneler içinde çok kalabalık bir yerleşim yerine dönüştü. Benim gibi insan hikayelerinden ilham alarak portre resmeden bir sanatçı için muazzam bir ilham kaynağı bence. Beni çok besleyen bir yer.”