Latmos'un çığlığı Cadde'de yankılanıyor
Tatile gittiği Ege yöresindeki Beşparmak (Latmos) Dağı’ndaki doğa kıyımını, Caddebostan’da açılan bir sergideki heykeliyle sanatına aktaran Havva Marta, “Doğanın dengesinin insanın para hırsı nedeniyle sömürülmesine karşıyım. Latmos’un sesinin şimdi duyulması lazım, çok geç olmadan” dedi.
Geçenlerde bir sergi bülteni düştü mail kutuma genç sanatçı Sıla Saral’dan. Caddebostan’daki sanat mekanı Gallery11.17’nin yeni sergisi “Bir Eşik, Orman”ı duyuruyordu. Sergideki işlerden Havva Marta’nın “Latmos” adlı eseri ilgimi çekti zira sanatçı bir doğa kıyımını sanatına aktarmıştı.
Hemen galerinin yoluna düştüm. Ateş gibi kor bir yaz günü, galerinin sanatla dolu serin ortamında Sıla ve Havva karşıladı beni. Sohbet esnasında anne-kız olduklarını öğrendim ama Sıla bunu özellikle duyurmuyormuş ki galerideki sergilerde annesine ayrıcalık tanıması gibi bir ihtimal olmasın diye. Zaten bu yeni sergisi Bir Eşik, Orman için de annesinden iş istememiş önce. Neden sonra sergi katılımcılarından biri önerince kabul etmiş. Sonra da serginin temasına uygun olarak annesinden ağaç temalı bir eser rica etmiş.
Peki Havva Marta, Latmos (Aydın’daki Beşparmak Dağı'nın Antik dönemdeki ismi) işini nasıl üretmiş? Anlatıyor; “Geçen Mayıs’ta bölgeye tatile gitmiştim. Tesadüfen gittim ben ama keşfedilmeyi bekleyen harika bir yer, çok etkilendim. Biz üreten insanlar olarak sezgilerimiz güçlüdür. Gittiğim her yerin bana bir şekilde dokunduğuna inanırım ki Latmos'ta da öyle oldu. Hem doğası hem tarihiyle çok zengin bir bölge. Milattan önce 5 binli yıllara dayanan bir tarih... Türlü türlü kuşlar, yabani hayvanlar endemik bitkiler ve 8 bin yıllık tarih öncesi kaya resimleri var. Yani burası hem doğal sit hem tarihi kültürel bir miras. Ayrıca bölgedeki Bafa Gölü de uluslararası sözleşmelerle korunan Ramsar alanı ve Tabiat Parkı statüsünde.”
“LATMOS BENİ UYARDI”
Ancak Marta’nın anlattığına göre bölgede faaliyette olan ve yeni açılması düşünülen madenler ve yapılması planlanan RES’ler (Rüzgar Enerjisi Santrali) bölgedeki ekosistemin dengesini bozacak. Seyahat ettiği her yerden, hatıra olsun diye değil de enerjisine inandığı için bir taş alıp İstanbul’a getiren Havva hanım, “Sanatsal üretimlerime de bunu yansıtırım. Bafa Gölü’nden getirdiğim ağaç kökü ve madencilik şirketlerinin çıkardığı madenlerden oluşan elinize far sürmüş gibi ışıltısı bulaşan taşlarla Latmos adını verdiğim esrimi ürettim. Serginin adına ithafla, ben eşiğimden geçtim. Latmos beni uyardı. İnsanlara bunu duyurmam lazım. Aktivist olarak eylemlerde bulunan bir insan değilim. Üreten bir insanım, mesajlarımı üretimlerimle, sanatımla veririm. Benim görevim mesaj vermek. Benim görevim oradaki ekolojik dengenin bozulmak üzere olduğunu insanlara duyurmak. Şu an Akbelen'deki mücadele hepimize yansıdı. İnsanlar Latmos'ta da mücadele ediyorlar. Çok geç olmadan onların sesinin duyulması lazım.” diyor.
“Bir Eşik, Orman’’
Genç sanatçı-galerici Sıla Saral, Bir Eşik, Orman sergisini, J. Campbell’ın Kahramanın Sonsuz Yolculuğu kitabından ilhamla kurgulamış; orada bir kahraman bir yolculuğa çıkıyor ve bir dönüşüm geçiriyor. Sanatçının da her bir eseri, her bir dönemi ayrı bir dönüşüm. Mesela annemin işinde olduğu gibi, Latmos'ta bir tatile gidiyor orada gördüğü bir şey onu etkiliyor, bir farkındalık getiriyor ve bu eseri yaratıyor. Bu sergi de bu anlamda kendini bulma, benliğini keşfetme yolculuğu.
15 Haziran’da ziyarete açılan sergide, farklı disiplinlerden 8 (Arzu Ertekin, Aytaç Beyazgül, Duygu Ergör Baur, Feyzan Alasya, Havva Marta, Sesil Beatris Kalaycıyan, Tuba Önder Demircioğlu, Yücel Kale) sanatçının eserleri sergileniyor. Sergi, 25 Ağustos’a dek Gallery.11.17’de görülebilir. (Gökçe Sokak No:11/A Caddebostan)