Mikroplar ve kurutulmuş bitkiler…

5. İstanbul Tasarım Bienali kapsamında Kadıköy’e iki ilginç tasarım yerleştirildi. Fenerbahçe Parkı’ndaki  “Özenle Kurutun” adlı projesiyle Kadıköylüler sebzelerini güneşe ve rüzgâra emanet ederek onları kurutarak saklayabilecek. Özgürlük Parkı’ndaki İstanbul'un Mikrobik Meyveleri’nde ise 1500 yıllık mikrop görmek mümkün!

21 Nisan 2021 - 10:37

5. İstanbul Tasarım Bienali, Bienalin 1 Nisan’da başlayan son etabında, şehrin farklı noktalarına yayılan beş yeni eserle vedaya hazırlanıyor. Küratörlüğünü Mariana Pestana’nın Sumitra Upham ve BillieMuraben ile birlikte yürüttüğü, ‘Empatiye Dönüş: birden fazlası için tasarım’ başlıklı bienalin; şehrin farklı noktalarına yayılan yerleştirmelerine, 1 Nisan itibariyle yenileri eklendi. Ekim 2020'den bu yana evrilerek devam eden bienal, son etabını 24 Nisan’da, gün boyu sürecek çevrimiçi bir etkinlikle tamamlayacak. Pek Kapanış Sayılmaz! başlıklı etkinlikte, uluslararası tasarımcı ve sanatçılarla yapılacak sohbetler, yürüyüşler, performanslar ve film gösterimleri yer alacak. Etkinlik, İKSV YouTube kanalının yanı sıra Tasarım Müzesi (Londra) ve HetNieuweInstituut'un web sitelerinden de izlenebilecek.

KADIKÖY’DE İKİ YERLEŞTİRME

Tasarımcılar publicworks (Birleşik Krallık- mimarlık, sanat ve performans alanlarında faaliyet gösteren, kâr amacı gütmeyen, 2004 çıkışlı bir eleştirel tasarım girişimi) ile FreddieWiltshire ve Billy Adams’ın “Özenle Kurutun” adlı projesinin çıkış noktası Türkiye mutfağına özgü, sebzeleri açık havada, evlerin çatılarında kurutarak saklama âdeti... tasarımcılar, 5. İstanbul Tasarım Bienali’nin de teması Empati’ye Dönüş olduğu için bu öğretiler, kadim yaşam bilgilerinin yeniden su yüzüne çıkarak kamusallaşmasını amaçlıyor. Gıda kurutma ve saklama işini kolektif bir yurttaşlık pratiğine dönüştüren projede, kurutma süreci ve bu sürece başvuran kültürler incelenirken bir yandan da dünya çapında kurutma ritüellerini denemek ve tartışmak amacıyla çeşitli sebzeler toplanıyor.

Peki bu iş neden kamusal bir alana yerleştirildi? Kadıköylüler bu işi nasıl kullanabilir, bu işten nasıl faydalanabilir? Ekibin yanıtı şöyle: “Bu enstalasyon kamusal alanda insanları buluştursun, bilgiler paylaşılsın, insanların birbirleriyle iletişim kurmalarına vesile olsun ve toprakla, doğayla, içinde bulunduğumuz çevrenin tüm canlılarıyla bizi birbirimize bağlasın, empati ile bağımızı kuvvetlendirsin arzusundaydık çünkü Özenle Kurutun’un doğasında birlikte iş yapmak var. 30 Nisan’dan sonra kapanacak olan 5. İstanbul Tasarım Bienali, Fenerbahçe Parkı Topluluk Bahçesi’ne kalıcı olarak armağan ettiği yerleştirmeler ile bir anlamda da hiç kapanmamış olacak; Kadıköylüler bahçeye gelip üniteleri kullanabilecek, sebzelerini güneşe ve rüzgâra emanet ederek onları kurutarak saklayabilecek. Belki de tasarım aracılığıyla kozmopolit bir şehrin kalabalığında Topluluk Bahçesi’ne gitmek gibi bir alışkanlık edinecek. Özenle Kurutun artık Kadıköylülere emanet!”

British Council ve Kadıköy Belediyesi'nin desteğiyle hayata geçirilen proje bahçesini 30 Nisan’a kadar 12.00 – 16.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir, alanda bulunan bienal çalışanından bilgi alabilirsiniz. Bienal kapandıktan sonra ise ziyaret ve kullanım için Kadıköy Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nü takip edebilirsiniz.

1500 YILLIK MİKROPLAR!

Göztepe’deki Özgürlük Parkı’nda konuşlanan “İstanbul'un Mikrobik Meyveleri” projesi, sanatçı, tasarımcı ve araştırmacı Orkan Telhan ve elii (İspanyol sanatsal bir çevre laboratuarı) tarafından üretildi. Şehrin bostanlarının karmaşık tarihlerini mikroorganizmaların perspektifinden ele alan platformda; tarihi 1500 yıl kadar geriye uzanan çeşitli İstanbul bahçelerinden toplanmış mikrobik kültürler sergileniyor. Acción Cultural Española, Weitzman Tasarım Okulu ve Kadıköy Belediyesi'nin desteğiyle gerçekleşen proje, insan merkezli genel algıya uymayarak mikroorganizmaları özne haline getiriyor ve onları görünür kılarak empati duygusunu tetikliyor.

İşin tasarımcıları, “Özgürlük Parkı’ndaki yerleştirmeyi ziyaret ettiğinizde, yapay bir ağacın adeta dallarından sarkan mikrobiyal kültürler göreceksiniz. Muhtemelen ömrünüzde ilk kez yaşı sizden yüzlerce, binlerce yıl büyük olan bir mikrop ile karşılaşacaksınız. Bu anda, modern yaşamda uzaklaştığımız gerçekliklerle yeniden buluşmayı hayal ediyoruz.İzleyiciyi bahçecilik mirası ile empati kurmaya, sözlü bir kültür geliştirmeye davet eden bu işi 30 Nisan’a kadar hafta içi her gün ziyaret edebilir, her cuma saat 15.00’te papağan Diplomat’ın ağzından bostan hikâyeleri dinleyebilirsiniz.” diyor.

NİSAN’DA BUNLAR VAR

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, VitrA sponsorluğunda ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle düzenlenen, Borsa İstanbul’un Yüksek Katkıda Bulunan Kuruluş olarak destek verdiği bienalde Nisan ayında ziyarete açılan diğer üç eser şöyle:

  • Güneş Mutfağı: Martí Guixé’nin bu projesi, gücünü alternatif bir enerji kaynağı olan Güneş’ten alıyor. Tamamen hava durumuna bağlı olan bu mutfak, izleyeni çevreyle tekrar ilişki kurmaya, beklenmedik olanla başa çıkmaya ve nihayetinde doğaya tabi olmaya davet ediyor. İstanbul’un sokak yemeği kültüründen ilham alan bu proje, Acción Cultural Española ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin destekleriyle hayata geçirildi ve üniversitenin Haliç’teki santralistanbul Kampüsü’nde kalıcı olacak.
  • Büyükada Şarkı Hatları: Studio Ossidiana’nın ürettiği bu proje, hem bir tasarım projesi hem de bir yolculuk... Bitkilere, toprağa, böceklere ve kuşlara ev sahipliği yapan bu yüzer bahçe, Adalar boyunca ilerledikten sonra anakaraya yönelirken; yolculuk sırasında bahçe insanlara ve hayvanlara, etkinliklere ve sohbetlere ev sahipliği yaparak takımadalara özgü yaşamın ve öykülerin yerleştiği bir göçebe pavyona dönüşecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu'nun desteğiyle gerçekleşen proje, 26 Nisan-13 Haziran tarihleri arasında Büyükada-Haliç hattında görülebilecek.
  • Stigmerjiyi Aramak: Bu proje, tasarım dilleri ve sistemlerine dair süregiden bir araştırma. Platform, geçici sergiler, pedagojik deneyler, yuvarlak masa sohbetleri, konferanslar ve yayınlarla, fiziksel ve fiziksel olmayan yollardan “besleniyor”. Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu'nun desteğiyle gerçekleşen projenin fiziksel bir sergi olarak tasarlanan Episode II başlıklı ikinci etabı, 30 Nisan-26 Mayıs arasında, başkonsolosluğun Taksim’deki bahçesinde görülebilecek. 

 (FOTOĞRAFLAR: KAYHAN KAYGUSUZ)


ARŞİV