Mimarlık sinemayla buluşursa...

6. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali, sadece mimariye değil kentlerin dönüşümüne, insanların yaşam hakkına dair konulara ilgi duyan herkese hitap ediyor.

26 Eylül 2012 - 14:09
Gökçe UYGUN
 
Kurulduğu 1954 yılından bugüne mimarlık kültürünün geliştirilmesi, tarihi mirasın yaşatılarak korunması ve yaşam kalitesinin desteklenmesi konularında çalışmalar sürdüren Türkiye Mimarlar Odası, bu çalışmalarına yeni bir boyut kazandırmak amacıyla, 2007 yılından bu yana, “İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali” organize ediyor. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin bu yıl altıncısını düzenlediği “İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali”, 1-6 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek. “Dünya Mimarlık Günü” nedeniyle Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nce gerçekleştirilen “Mimarlık ve Kent Şenliği” programı kapsamında yapılacak olan festivalde, toplam 30 film izleyici ile buluşacak. Filmler Kadıköy'de Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde ve Karaköy'de Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nde izlenebilecek. Geçen yılın Film Festivali'nde yoğun ilgi çeken filmlerden bazıları da yeniden izleyicilere sunulmak üzere gösterim programında yer alacak. Festivalin yarışma bölümünde ise ABD, Almanya, Avusturya, Belçika, Bosna- Hersek, Fransa, Hollanda, İspanya, İsrail, İsveç ve Türkiye’den katılan belgesel ve canlandırma dallarındaki filmler yarışacak. İlk üç ödülü alan filmler; 7 Ekim 2012 Pazar günü saat 17:30’da Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Karaköy Binası'nda yapılacak ödül töreninde açıklanacak.
 
BOSNA, SULUKULE, MISIR ve DİĞER YERLERDEN HİKÂYELER...
İspanya, Fransa, İsrail Belçika, ABD ve Hollanda'dan yönetmenlerin konuk olacağı festivalde, dikkat çeken bazı filmler;
-45 GÜN: Yaz aylarının gelmesi ile birlikte her yıl mevsimlik işçi olarak fındık bahçelerine giden kadın ve çocukların hiç bilmedikleri memleketlerde çektikleri zorlukları ve hayata tutunmak için verdikleri mücadeleyi konu alıyor.
-DÜNYADA BİR GECE DAHA: Mısır, dönüşüm altında bir ülke. Kahire ise dünyanın en kötü trafiğine sahip bir megakent. Bitmeyen trafik sıkışıklıklarında, yolcular ve taksiciler gündelik hayatları ve gelecekleri hakkında tartışıyorlar. Bizler de onların hayatlarını şekillendiren detayları keşfediyoruz.
-BEN GELDİM GİDİYORUM: İstanbul’un kalabalık, renkli gürültü ve seslerinden hareketle sokak satıcılarının seslenişlerinin kente kattıklarını irdeliyor.
-CEM SORGUÇ’LA GAZHANELER: Osmanlı modernleşmesinin ışıklarını yakan ve her biri İstanbul’un endüstri mirası olan yapıların geleceğini birlikte düşünüyoruz. Şehrin enerji ihtiyacına artık katkıda bulunamayacak bu eski yüzler yenilenebilir mi? Şehir kültürünü büyüten zamanın dev sanayi yapıları devleşen şehrin midesinde öğütülecek mi, yoksa yeniden işlevlendirmeye kafa yoran mimarların kurtardıkları yüzler mi olacak?
-ELİNDE PROJE VAR: Türkiye’nin ilk şehir plancısı olarak anılan Aron Angel’in onurlu yaşamı çerçevesinde, yaptığı planlar, çalışmalar ve İstanbul örneği ile Türkiye’de şehircilik anlatılıyor.
-GÜNDÖNDÜ: Ergene Havzasındaki sosyokültürel, ekonomik değişimlerin anlatıldığı, bilimsel verilerin ve canlı tanıklıkların yer aldığı bir belgesel.
-İŞTE BÖYLE: HES musibeti Erzurum Bağbaşı’nı da vurdu. Senelerdir süren hukuki ve fiili mücadele, müteahhit firmanın baskısıyla yöre halkının aleyhinde seyrediyor. Köylülere verilen akıl almaz cezalardan biri, 17 yaşındaki Leyla’nın tüm köyle konuşmaktan men edilmesi. İlk kez devlet şiddetine maruz kalan köylüler, susuzluğa ve suskunluğa mahkûm edilseler de elbette gündelik hayatlarına devam ediyorlar.
-KENT SÜRGÜNLERİ: İstanbullu olmanın mirası semtler artık kentsel dönüşümün yeni adresleri… Tarlabaşı’nın renkli vitrinlerinin, canlı sokaklarının yanı başında, kimsenin görmek istemediği terk edilmiş ölü mekânlar…
-KOVAN: “Kovan”, İzmit Serdar Mahallesi’nin Romanlarını konu alıyor. Romanlara yönelik ötekileştirmeyi, bu ötekileştirmenin yansıma ve sonuçlarını kendilerine soruyor.
-LÜBBEY'İ BEKLEYENLER: İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı ve tarihinin Roma dönemine dayandığı öne sürülen, terk edilmiş, yok olmaya yüz tutmuş ve içinde sadece bir avuç yaşlı insanın yaşadığı Lübbey köyünün hikâyesi.
-MODERN WC: Kral lakaplı Mehmet Mustafa Soydan’ın Avrupa’dan örnek alarak İstanbul’da kurduğu ilk hijyenik umumi tuvalet olan ve yalnızca temizlik adına değil, turizm adına da ziyaret edilen Altun Kral WC, yerine daha moderni yapılmak üzere kapatılır ve Soydan 35 yıllık emeğinin gölgesinde köyüne dönmek zorunda bırakılır.
-HAVA YAPILARI: Geçtiğimiz on yıl boyunca yüksek performanslı tekstil ürünleri ve kompozit plastikler, dünya çapında hava destekli strüktürlerin teknoloji ve malzeme açısından uygulanabilirliğini pekiştirmiştir. “Structures of Air”, Avrupa’da birçok ülkede “şişme mimari”yi geliştirmek üzerine çalışan üreticilere, mühendislere ve mimari çalışmalara dair bir kısa filmdir.
-SULUKULE: KİMİN İÇİN DÖNÜŞÜM: Kentsel dönüşüm projesi kurbanı olan Sulukule, İstanbul’da 1000 yıllık geçmişi olan bir mahalle. Çoğunluğu Roman olan ve evleri belediye tarafından hukuksuzca yıkılan mahalle sakinleri, 40 km. ötedeki Taşoluk’ta TOKİ’nin inşa ettiği evlerden satın almak zorunda bırakıldı. Mahallenin yerinde ise bugün zenginlerin lüks villaları yükseliyor. Bu dönüşümden kim kârlı çıktı?
-UCUBE: 2006 yılında Kars’ta yapımına başlanan ve heykeltıraş Mehmet Aksoy’la Kars Belediyesi tarafından “İnsanlık Anıtı” olarak adlandırılan heykel, henüz tamamlanmamışken, hızlıca bir yıkım sürecine girdi. Başbakan Erdoğan heykeli “ucube” olarak nitelendirdi ve yıkılması talimatını verdi. “Ucube”, heykelin yıkım sürecini ve Karslıların bu sürece bakışını anlatıyor.
 
www.mimarist.org
www.archfilmfest.org

ARŞİV