Tasarım Atölyesi Kadıköy’de 24 Haziran’da başlayan İstanbul’u Kentsizleştirme Yaz Okulu devam ediyor. Girne Amerikan Üniversitesi ve Kadıköy Belediyesi’nin işbirliğiyle düzenlediği yaz okulunda mimarlık, kirlilik, iklim değişikliği, yoksulluk ve sosyal çatışmalar gibi konular ele alınıyor.
GELENEKTEN KOPMAK
Dışardan katılımcılara da açık olan yaz okulunun 27 Haziran Perşembe günkü konuşmacılarından biri de sinema yönetmeni ve yazar Derviş Zaim’di. İlk filmi Tabutta Röveşata ile birçok ödül kazanan ve diğer filmlerinde de başarı yakalayan Zaim, son filmi Rüya’yı İstanbul’un kent tasarımıyla ve mimarlıkla olan ilişkisi bağlamında anlattı.
Zaim’in son filmi Rüya mimarlık ofisinde çalışan genç bir mimar olan Sine’nin toplu konut projesi alanına modern bir camii tasarlamasını konu ediniyor. Film hakkında konuşan Zaim, “Mimarımız bir cami tasarlamak istiyor. Bunun için de nereden hareket edeceğini ve nasıl bir tasarım yapacağını düşünüyor. Bunların son derece kıymetli sorular olduğunu düşünüyorum. İnsan yaratırken iki şekilde yaratır. Ben esin perilerine inanmıyorum. Yani ilhama inanmıyorum. İki şey tasarımdaki yaratıcılığı etkiliyor. Ya geleneğe eklemlenirsiniz ya da o gelenekten koparsınız. Bizim karakterimiz de ya Mimar Sinan’ın 16. Yüzyıl geleneğine eklemlenecekti ya da ondan kopacaktı.” diye konuştu.
“Tasarım sürecinde belirli bir yere bağlı kalmamalıyız” diyen Zaim, “Ortadoğu çok zengin ve renkli bir coğrafya. Benim filmimdeki karakter de Mimar Sinan’ın eserlerini kopyalamıyor. Ama Mimar Sinan’ı da filmde sıfırlamıyoruz. Sonuçta Mimar Sinan camisi yapmıyorduk filmde. Ama film içinde Mimar Sinan’a bir saygı da var. ‘Selimiye ve Süleymaniye’deki ritim duygusunu ne oluşturuyor?’ diye sordum. Mimar Sinan’ın eserlerine baktığınızda bir tekrar ve ritim görürsünüz. Filmin kendi mimarisi içinde de tekrarlar ve varyasyonlar oluşturmaya çalıştım.” dedi.
“MİMARLIKLA İLGİLİ FİLM YAPILMIYOR”
Birçok filminde İstanbul’un farklı görüntülerine yer verdiğini ifade eden Zaim, “Benim diğer filmlerimde İstanbul’un başka görüntüleri var. Bu filmlerde İstanbul’un imgesinin nasıl farklılaştığı ya da zenginleştiği ortaya çıkabilir. Bir resmetme biçimi var dünyada benim filmlerimde de bu resmetme var diyebilirim.” şeklinde konuştu.
Mimarlık alanıyla ilgili çok fazla film yapılmadığını söyleyen Zaim şöyle devam etti: “Mimarinin kendisine ilişkin ya da etiğiyle ilgili bir film yapmak istedim. İstanbul’un silueti değişiyor, bunun hakkında başka şeyler de söyleyebilirdim. Filmde şehirleri nasıl berbat hale getirdiğimize dair de bir eleştiri hakim.”
HAFIZA VE MEKAN İLİŞKİSİ
Hafıza ve mekan ilişkisine de değinen Zaim, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mekanı kuran şeylerden biri de hafızadır. Hafızanın olduğu yerde inşa etmek, aynı zamanda hatırlamak ve unutmak vardır. Bazen hatırlamak iyiyken bazen de unutmak iyidir. Ben Kıbrıs’ta büyüdüm. Filmlerimde Rumların ve Türklerin arasındaki toplumsal ilişkide neyi içeri aldığım ve dışarı bıraktığım çok önemlidir. Çamur filminde bu vardı mesela. Bir çamurun şifalı olduğuna inanan insanları var filmde ama çamurun bulunduğu bölge, aslında savaş sonrası yasaklanmış bölgenin içinde. İşte hafıza bu dinamiği ortaya koyar. Yani bir hatırlatma süreci var filmlerimde sanırım.”
SÖYLEŞİLER DEVAM EDİYOR
Yaz okulu boyunca İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi, Mimarlar Odası, Çevre Mühendisleri Odası, İnsan Yerleşimleri Derneği ve Ekoharita’dan konuşmacılar farklı alanlarda sunum yapacaklar.
Program şöyle:
8 Temmuz - Panel:
Murat Cemal Yalçıntan
İstanbul’un Sosyo-ekonomik ve Mekânsal Dönüşümü
Korhan Gümüş
İstanbul’da Mimarlığın Dönüşümü
11 Temmuz – Söyleşi:
Murat Çetin
Yok mu İstanbul’u Tasarlayan?
Proje-Yorgunluğu ve Onarım İhtimalleri
15 Temmuz - Panel:
Aslıhan Demirtaş
Park Ayrı Bostan Ayrı
Alper Can Kılıç
İstanbul’da Gıda Toplulukları