Mültecilere notalı destek: Country for Syria

Amerikan country klasiklerini Ortadoğu ezgileriyle harmanlayan “Country For Syria” farklı ülkelerden gençlerin bir araya gelerek oluşturduğu bir grup…

11 Ağustos 2017 - 13:14

“Country For Syria” farklı ülkelerden bir grup gencin İstanbul’da bir araya gelerek oluşturduğu uluslararası bir müzik grubu. Ortadoğu halk müziğiyle Amerikan country müziğini birleştiren Country For Syria, Amerikalı, Suriyeli, Türk, Kürt, Çek, İspanyol, Fransız ve İranlı dokuz müzisyenden oluşuyor. Country For Syria’ya sadece bir müzik grubu demek haksızlık olur. İstanbul'da göçmen krizine dikkat çekmek ve mültecilere yardım toplamak için bir araya gelen grup, şarkılarında göçmen sorununda dikkat çekiyor, konserlerinde mülteciler için yardım topluyor, ülkelerin göçmenlere karşı uyguladığı ayrımcı politikalara karşı kampanyalar düzenliyor. Biz de 18 Ağustos’ta HangART sahnesine konuk olacak grup üyelerinden Başak Oktay Harris ile Country For Syria’nın hikayesini ve hedeflerini konuştuk.

YEDİ ÜLKE, DOKUZ KİŞİ

  • Country for Syria nasıl kuruldu?

Kurucularımız ABDli Owen Harris ve Suriyeli Bashar Balleh. Göçmenlerle çalışan bir derneğe destek olmak için çaldıkları bir konserde, organizasyon daha uzun süre çalmalarını isteyince hızlıca bildikleri şarkılarını birbirlerine öğretmeye başlıyorlar. Ortaya Country temelli, uzun, nağmeli soloların olduğu bir sound çıkıyor. Owen ve Bashar ortaya çıkan bu doğaçlamalardan çok etkilenip, üzerinde çalışma kararı alıyorlar. Zamanla büyüyüp bugünkü halimizi aldık. Şuanda grupta 9 kişiyiz.

  • Grup kimlerden oluşuyor ve bu insanların hikâyeleri neler?

Kardelen Pınar, Bilkent Üniversitesi Keman bölümü mezunu, formasyonunu geçen yıl tamamlayan Kardelen aynı zamanda özel keman dersleri vermekte. Waddah Aizouki , Suriye Tarsus’tan malum sebeplerle kardeşleriyle gelmiş. Lise eğitimini yarım bırakmak zorunda kalıyor. Enstrumanına genç yaşına rağmen çok hâkim olan Waddah, aynı zamanda ses kayıt teknikleri ile ilgileniyor. Basel Sheikh Alkar… Halepli ünlü müzisyen bir aileden gelen Basel’in babası onun kendisi gibi müzisyen olmasını istememiş. Üniversite’de istatistik eğitimini yarım bırakıp, ailesiyle İstanbul’a göç etmek zorunda kalmış. İstanbul’da ailecek müzik yaparak hayatlarını idame ettiriyorlar. Bashar Balleh, Suriye’de gitar eğitimi alıyordu. Avrupa’ya gitmek için Türkiye’ye geldi ancak bindiği bota Yunan sahil güvenlik ekipleri müdahale ediyor ve bot alabora oluyor. Bashar, Türkiye’ye yüzerek geri dönmek zorunda kalıyor. İki ay evsiz olarak yaşadıktan sonra bir STK’da iş bulup çalışmaya, Türkiye’de yaşayan başka Suriyeliler’e yardım etmeye başlıyor. Owen Harris, ABD’de kadınlar için bir sığınma evinde çalışırken aynı zamanda da  tango orkestrasında görev alıyor. Daha evvel öğrenci değişimi için geldiği Türkiye’ye, Suriyeli müzisyenlerle bir proje gerçekleştirmek için geri geliyor. Başak Oktay, İstanbul’da üniversite eğitimi sırasında tanıştığı Avrupa Birliği Projeleriyle gençlik çalışmalarıyla tanışıyor. Amatör olarak devam ettiği müzik hayatı Country For Syria ile profesyonellik kazanıyor. Peter Salvucci,  ABD’den buraya müziğin peşine düşüp gelmiş. İTÜ MİAM’da Müzik Teorisi ve Kompozisyon eğitimi geçen yıl tamamladı. Larry Klein, grubun en yeni üyesi ABD’li kimyager, çocukluğundan beri hobisi olan müziği hiç bırakmamış e tabi müzik de onu. Türkiye’ye halk müziklerini araştırmak, öğrenmek için geliyor. Bu uğurda kimyagerliği bırakıp, İngilizce öğretmenliğine başlıyor. Jan Pavelka, İstanbul’un meşhur sokak müzisyenlerindendir kendisi. Şehirde kendisini bir gün trompetle, bir başka gün elinde megafonla şarkı söylerken ya da banjo çalarken görmek mümkün.

  • Farklı yerlerde doğmuş, büyümüş insanlarla birlikte müzik yapmak nasıl duygu?

Müzikal anlamda çok güzel, bunca farklılığın getirdiği çeşitlilik ister istemez müziğe yansıyor ki zaten grubun kuruluş amacı da bu. Dilimiz, inançlarımız, siyasi görüşlerimiz hatta yaşam tarzlarımız bile farklı. Bu birbirimizi anlayamaya daha çok özen göstermemizi ve birbirimize saygımızı sürekli olarak korumamızı gerektiriyor. Örneğin zaman algılamamız çok farklı. Otuz dakika sonra şurada buluşalım diyip, orada asla buluşamadığımız zamanlar oldu başta. Kimimiz erken, kimimiz geç orda oluyorduk. Bu çok basit ama bir o kadar da komik bir örnek yaşadıklarımızdan.  

200’E YAKIN AİLEYE YARDIM ETTİLER

  • Siz sadece bir müzik grubu değilsiniz. Bir felsefeniz bir “derdiniz” var. Nedir bu?

Suriyeli değil, Türkiye’de göçmen statüsündeki herkesle dayanışmaya açığız. Azımsanmayacak sayıda Pakistanlı, Afgan ve Afrikalı göçmen var İstanbul’da ve ihtiyaçları çok temel. (Gıda,barınma,dil eğitimi,sağlık) Country For Syria olarak asıl amacımız bu krize dikkat çekmek,bu konuda çalışan gönüllü ağını genişlemesine katkı sağlamak. Hepimizin yapabileceği bir şeyler var ve yapacak çok iş var. Organizasyonlar/STK’lar ve izleyicilerin katkısı ise acil ihtiyaç halinde olan(sağlık-barınma-eğitim) kişilere maddi destekte bulunabilmeyi mümkün kılıyor.

  • “Müzik” bu mücadelenizde nasıl bir rol oynuyor?

Müzik çok güçlü bir sanat dalı. Biz müziğin bu gücünü bu insani krize dikkat çekmek için kullanmaya çalışıyoruz. Ayrıca müziğin evrensel oluşu bu mesajı vermemizde büyük kolaylık sağlıyor. Amerikan Country tarzında işlenen konularla Ortadoğu halk şarkılarında işlenen konular aslında birbirinden o kadar da farklı değil, savaş gören toplumlar hep aynı şeye özlem duyuyor; barış ve memleket.

  • Göçmen aileler için kampanyalar düzenliyor, yardımlar topluyorsunuz bunlardan bahseder misiniz?

Konserlerimiz biletli ise belirli bir yüzdeyi, ücretsiz giriş işe Owen’ın kovboy şapkasıyla bağış topluyoruz. Birlikte çalıştığımız STK’lar aracılığıyla göçmen ailelere iletiyoruz. Bugüne kadar iki yüze yakın aile ulaştık. Kiminin sağlık harcamalarına, kiminin kira ödemesine , bazense futbol kampına kabul edilen bir gencin krampon almasına destek olduk.

VİZE YASAĞINA ŞARKI YAZDILAR

  • En son Donald Trump'ın mültecilere karşı tavırları ve vize yasağına karşı eylemleriniz ve kampanyalarınız oldu. Neler yaptınız?

Vize yasağına dair bir şarkı yazdık adı Dear Mr. President. Şarkıya dinleyicilerimizin desteğiyle (bir günden kısa bir sürede gereken bütçeyi topladık) bir video klip çektik. Vize yasağından etkilenen ve Türkiye’de yaşayan göçmen arkadaşlarımızın mesajlarını böylelikle herkesle paylaşma şansımız oldu.

“SURİYELİLER DİKEN ÜSTÜNDE”

  • Gelelim Türkiye’ye… Nasıl yaklaşıyoruz Suriyelilere? Kendilerini buraya ait hissedebiliyorlar mı?

Maalesef özellikle büyük şehirlerde bu sorunun cevabı “hayır”. Sürekli bir diken üstündeler. Bir Suriyelinin suça karışması, bütün Suriyelileri hedef tahtasına koyuyor. Suriyeli olarak etiketlenmekten bıkmış durumdalar. Öncelikle bireysel olarak  (Ali, Ayşe) olarak kabul görmek, bireysel olarak yaptıklarından sorumlu tutulmak istiyorlar.

  • Misafirperverliği ile övünen, bilinen bir halkta bu nefretin sebebi nedir sizce?

Öncelikle tanımamak, tanışmamak asıl neden diye düşünüyoruz. İnsanoğlu tanımadığından korkar malum ve ötekileştirmek böylelikle oldukça kolay oluyor. Bir de medyada aslı olmadan yayılan haberler var ki bunlar için iyi niyetli düşünmek imkânsız.

ALBÜM GELİYOR

  • Yeni projeleriniz var mı? Varsa neler?

Türkiye’deki göçmen kamplarında konserler ve atölyeler düzenlemek gibi bir hayalimiz var. Şu aralar albümle uğraşıyoruz. Büyük bütçemiz olmadığından her ay bir şarkı  kaydedebiliyoruz. Yayımladığımız her bir şarkı böylelikle bir diğer şarkı için bize bütçe yaratıyor. Bandcamp üzerinden albümüzü destekleyebilirsiniz https://countryforsyria.bandcamp.com

“KADIKÖY ÇALMAKTAN KEYİF ALDIĞIMIZ BİR YER”

  • 18 Ağustos’ta HangART sahnesine olacaksınız. Kadıköylü dinleyicilere bir mesajınız var mı?

Kadıköy çalmaktan çok keyif aldığımız bir yer. Umarız bu konserde de Kadıköy halkı bizi yalnız bırakmaz, dayanışma ve müzik dolu güzel bir gece geçiririz.


ARŞİV