“Mondros’un gözyaşlarından Lozan’ın tebessümüne”

İstanbul’un işgalden kurtuluşa uzanan yolculuğu, Seyhun Binzet’in kartpostallarından oluşan sergiyle Kadıköy’de

30 Ekim 2025 - 14:29

 

Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi (CKM), Türkiye’nin kurtuluş sürecine ışık tutan önemli bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Dr. Seyhun Binzet’in koleksiyonundan seçilen 1900’lü yıllara ait kartpostallardan oluşan “Geldikleri Gibi Gittiler – Kurtuluş Savaşı Dönemine Ait Kartpostallar Sergisi”, ilk kez sanatseverlerle buluştu.

İstanbul’un işgal altında olduğu dönemi, Kurtuluş Savaşı yıllarını ve Lozan Barış Antlaşması’na uzanan tarihsel süreci görsel hafıza üzerinden aktaran sergi, ziyaretçilere Cumhuriyet’in kuruluşuna giden yolculuğu kartpostallar aracılığıyla anlatıyor. 

Serginin ilk bölümünde, Kurtuluş Savaşı sırasında halkın moralini yükseltmek amacıyla basılan Mefkure kartpostalları yer alıyor. Bu kartpostallar, savaş yıllarında toplumsal dayanışmayı güçlendirmek amacıyla hazırlanmış tarihî belgeler olarak dikkat çekiyor.

İkinci bölümde ise 6 Ekim 1923’te İstanbul’un kurtuluşuna tanıklık eden bir Fransız’ın ülkesine gönderdiği kartpostallar sergileniyor. Bu bölüm, İstanbul’un yabancı bir göz tarafından nasıl göründüğünü ve kurtuluşun uluslararası yansımalarını ortaya koyuyor.

Mondros Mütarekesi’nin yarattığı umutsuzluk atmosferinden başlayarak, Cumhuriyet’in kuruluşuyla gelen bağımsızlık coşkusuna kadar uzanan süreci kartpostallar üzerinden anlatan sergi 7 Kasım’a kadar ziyaret edilebilir.

Sergi vesilesiyle Seyhun Binzet ile kısa bir söyleşi yaptık. 

• Sizinle en son yaptığımız söyleşide elinizde 15 binden fazla kartpostal olduğunu söylemiştiniz. Şimdi sayı kaç? Biriktirmeye devam ediyor musunuz?
Şu anda elimdeki 1880-1938 dönemine ait fotoğraflar 25 bini geçti. Artık kendimi bir koleksiyoner değil, koleksiyon tutkunu olarak görmeye başladım.

• İlk elinize geçen kartpostal hangisiydi, hatırlıyor musunuz? Sizde nasıl bir duygu bırakmıştı?
İlk kartpostallarım, aile albümünde bulunan Kadıköy ve Kalamış görüntüleriydi. Onları çok beğendim ve zenginleştirmek istedim. Kadıköy’den bütün İstanbul’a, oradan da bütün Osmanlı topraklarına ait görüntülere merak sardım.

“KADIKÖY, İSTANBUL’UN KURTULUŞUNUN BAŞLANGICIDIR”

• “Geldikleri Gibi Gittiler” sergisinde ilk kez kamuoyuna sunduğunuz kartpostallar, bir anlamda işgal ve kurtuluşun görsel hafızası. Bu serginin Kadıköy’de, özellikle Caddebostan’da açılması sizce sembolik bir tercih mi?
Bu sergiyi Kadıköy’de yapmanın anlamı, Kuvâ-yi Milliye’nin önce Kadıköy’e gelmesi ve oradan karşıya geçerek İstanbul’u teslim almasıdır. Sonuçta Kadıköy, İstanbul’un kurtuluşunun başlangıcıdır. Sergide işgalden sonra gelen kurtuluş coşkusunu vermek istedik. Mondros’ta ulusça ağlamıştık, Lozan’da ulusça bağımsızlığımızı haykırdık.

• Serginizde işgal altındaki İstanbul’dan Lozan’a uzanan bir tarihsel hikâye anlatıyorsunuz. Sizce kartpostallar, resmî tarih anlatılarının eksik bıraktığı hangi hakikatlere tanıklık ediyor?
O insanların olağanüstü fedakârlıkları bizi bugünlere taşıdı. En azından saygı duymayı başarmamız gerekir. Bu sergi kısaca Mondros’un gözyaşlarından Lozan’ın tebessümüne diye özetlenir. “Mutluluğuna” diyemiyorum çünkü yıkılmış bir ülke ve yüzlerce şehit verdik. Modern Türkiye’yi bu şartlarda kurmamız gerekiyordu.

• Ziyaretçilerin sergiden çıkarken yanlarında nasıl bir soru, nasıl bir duygu taşımasını dilersiniz?
Sergiden çıkan insanlara Atatürk ve İsmet Paşa önderliğindeki, Cumhuriyetimizi kuran kadroları gösterebildiysek, fedakarlığı anlatabildiysek ne mutlu bize.


ARŞİV